13.BÖLÜM

7K 255 2
                                    

Denizci derdi annem daima. Sen bir limansın etrafındakiler denizci. Her denizcinin yardımına koş limanında yaralarını sar iyileştir ve daha sonra onlara bir yer ayır emin ol ki kimse kalıcı değildir denizciler hep böyledir.

"Hey denizci."

"Anneye ne oldu küçük hanım?"

"Sende denizcisin işte denizci anne."

"Bak küçük denizci.."

"Ben limanım sen denizcisin sende gideceksin benden birgün."

"Evet yanından gidebilirim ama kalbinde yerim olmaz peki?"

"Anneler hep yanımızda olur ki şaka yaptım ben."

"Daima olamaz ama.."

"Sen olursun işte biliyorum. "

"Hayat bebeğim hayat.."

Sanki olacakları ön görmüş gibi hüzünlü hüzünlü bakmıştı suratıma. Belki de onun daiması sonsuzluk gibi bir dilimde değildi. Küçük limanını bırakıp giden bir denizci. Deniz gibi gözleri vardı annemin ya da gökyüzü gibi çoğu zaman ıslak olan gözleri.

"Bugün annenin mezarını ziyarete gelmeni isteyecektim."

"Hayır. Siz gidin."

"Mersa gizli gizli gitmek yerine beraber.."

"Gizli gizli gitmek mi? Sen nasıl? "

"Biiyorum işte. "

"Gelmeyeceğim. " arkamda ne halde olduğunu umursamadan odama çıkamaya başladım. Babam ile Mehmet Beyin konuşmasına müdahale etmek istesem bile geri dönmeden odama çıktım.

Geçmişten Bir Kesit..

O gün ne kadar da içi daralmıştı genç adamın evde. Her ne kadar avluya da çıksa nefes alamaz haldeydi. Hem biraz kafa da dinlemiş olurdu. Belki bir iki arkadaş görür de vakit öldürmeye yardımları dokunur düşüncesi ile dışarı çıktı. Bir sigara yaktı genç adam bilirdi zararlı babası izin vermez ama alışmıştı bir kere bu illete. Ilk ne zaman başladığını bile unuttu genç adam. Daha yeni yeni bıyıkları terlemiş olmasına rağmen çoğu yaşıtından hem iri görünümdeydi hem de olgun düşüncede. Sigarasından bir nefes daha aldı ve havaya bırakırken tekrar o illeti sokağın başında bir kız göründü kız dediğine bakmayın çelimsiz kara kuru bir şeydi işte. Ilk başta bu saatte bi kızın gezmesine sinirlendi genç adam daha sonra ise gözlerinde ki yaşları fark etmesi ile sinirinin yerini tarif edemediği bir duygu ile merakın yer değiştirmesi olmuştu. Belki meraktan belki kızı korumak amacı ile başladı kızı takip etmeye başladı. Buralar da herkes birbirini tanırdı birşey olmazdı ama yinede genç adamın içi rahat etmezdi bu kıza bakmasa. Kız incecik bacaklarında derman kalmamış şekilde yürürken genç adam onu korkutmadan başladı takibe. Genç adam kızın durması ile mezarlığa geldiklerini fark etti. Yolda gelirken daima gözü bu kızda aklı ise gözyaşlarındaydı. Küçük kız sokak lambası eşliğinde mezar taşlarını kontrol ederken aradığını bulmuş olmalı ki bir mezara tırmanıp mezarın üzerine oturdu. Kızın her hareketini dikkatli bir şekilde inceledi genç adam hiç bir ayrıntıyı kaçırmamak istercesine. Kız yarım saate yakın oturdu mezarın üzerinde daha sonra ise yağmur ile uzandı mezarın üzerinde kollarını sarmak istercesine mezardakini. Kızın uzun saçları yağmur ile daha da uzamıştı sanki hem genç adam hemde küçük kız sırılsıklam oldu yağmur altında. Küçük kızı bekleyen genç adam annesinin sarılışına cevap vermesini bekleyen küçük kız yağmura inat beklediler. Ertesi hafta bütün gün hasta yatmasına aldırmadı genç adam aklındaki tek düşünce kız çocuğuydu...

Odadaki tekli koltuğa oturup başımı yasladım. Belki az da olsa bu kafamdaki sesleri sustururum diye. Elbette susmak yerine daha fazla acı verdi. Kapının çalınmadan açılması ile kimin geldiğini anladığım halde hiç bir yaşam belirtisi göstermedim ta ki rahatsız edici sessizliği ile bakışlarını hissedene kadar.

"Ne var?"

"Nedir senin derdin? Adamın üzerine gitmen saygısızlıktan başka birşey değildi.?"

"Bizim aramızda olan birşey. "

"Karışmayayım yani öyle mi?"

"E yani anlaman ne güzel. "

"Senin bu dilin bu tavırların beni çileden çıkarıyor. Tamam acın var ama insanlara iyi davran. "

"Bu öğüdü kendinde uygulamaya ne dersin? Zira insanları hiçe sayan sensin."

"Hiçe saydığım sadece sensin. Görmezden gelmeye konuşmamaya çalışıyorum ama her fırsatta ayağına getiriyorsun beni. Bu daha fazla nefrete yol açıyor benim için."

"O zaman şimdi bu konuşma bitsin de seni zorlamayayım daha fazla. Görmezden gelmeye devam et. Kendin için olmasa bile benim için. "

"Nerden çıktın başıma bilmem."

Ardili umursamadan tekrar kapattım gözlerimi. Yine gidecektim her sene olduğu gibi. Hep giderdim ki ben ziyarete ilk başlarda çok olsada şimdi senede bir kez. Yokluğunda uyudum alıştım büyüdüm. Çoğu kez yatağımı annemin mezarı olarak hayal ederdim. Korktuğum ve özlediğim zamanlar. Daha fazla duramazdım evde havaya ve biraz da huzura ihtiyacım vardı. Üzerimi değiştirip elimde siyah bir şal ile indim aşağı.

"Nereye gelin hanım?" Zümrüt hanımın sorusu ile ona doğru çevirdim başımı.

"Mezarlığa Zümrüt Hanım. Sizin içinde sakıncası yoksa tabi."

"Kocanla beraber git gelin hanım. Tekin değildir oralar."

"Ardil şuan meşgul Zümrüt Hanım. Hem bende bilirim oraları ve birşey olmaz merak etmeyin. "

"Peki o zaman gelin hanım dikkat et."

Baş işareti ile Zümrüt Hanım a ve yanından ayrılmayan Güzide Hanım ile Arzu ya selam verip oradan ayrıldım. Mezarlığa doğru ilerlerken peşimden gelen küçük beni tahmin edebiliyordum. Yaşlı gözleri titrek elleri ile..

Yazardan...

Genç adam çalışma odasından çıkıp yatak odasına girdi karısını kontrol etmek için. Yatak odasında ki banyoya daha sonra ise aşağı katlara baktı ama bir türlü göremiyordu o yılan dilli karısını. Avluda hasır sedirin üzerinde ki kadınlara baktı ama orada da yoktu.

"Kârınıarıyorsun deli oğlan?"

"Hayır neden arayım ki?"

"Belki işin vardır ne bilem odan da." Yaşlı kadının yaptığı imayı çoktan anlayan genç adam kafasını olumsuz anlamda salladı tam merdivenlere yöneliyordu ki.

"Mezarlığa ziyarete gitti gelin hanım. Senin işin varmış ya."

Genç adam karısının onunla gitmesini istemediğini anladı o da gitmeye pek meraklı değildi zaten. Daha sonralar da havanın kararması ile endişelendi genç adam kaçmış olabilir miydi karısı? Ya da başına bir iş gelmiş. Hangisini tercih ederdi bilinmezdi. Arabaya atladığı gibi mezarlığın yolunu tuttu genç adam. Gözleri radar gibi yol kenarlarını kontrol ediyordu. Mezarlığın önünde durdurdu arabayı tam ineceği zaman gördükleri geri adım atmasını sağladı genç adamın. Karısı bir mezara uzanmış yatıyordu uzun saçları özgürlüğünü ilan ederken. Işte o an içinde bir yerler kıpırdadı genç adamın. Geçmiş tekrar yaşanmıştı işte sadece kahramanları büyüterek...

Reyhan KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin