BÖLÜM3

4.2K 207 70
                                    

" Kabilesinde söz sahibi bir ifrit. Kâbir ile aynı kabileden olmasının dışında bir bağ bulamadım ancak, dahası var!"  Sesindeki şaşkınlık ve tereddüt  belirgindi anlaşılan diğerlerinin duymasını istemiyordu. " Devam et!" İç sesimi duyabiliyor olması bu gibi durumları kolaylaştırıyordu. Öğrendiklerini zihnime fısıldamaya başlamıştı. "İşin içinde bir insan da var! Kabilesi Rahmaniden sonra sizinle uğraşmaya yanaşmayınca bir Havva kızı ile anlaşmış. Bu insan sıradan değil, öylesine güçlü ifritlere bile boyun eğdirecek ilme sahip! Hakkında tek bildiğim isminin Selin olduğu, dikkatli olmalısın bu iş boyumuzu aşabilir!"

Söyledikleri karşısında istemsiz gerilmiştim. Fatıma gözü kolay korkutulabilen biri değildi sonuçta. Onca ifrit üzerimize gelirken bile onlara karşı durmakta tereddütü yoktu, gücü ise tartışmasız büyüktü. Bir tereddütü varsa bunu göz ardı edemezdim. " Neler döndüğünü bize anlatmak niyetindemisin!" Tedirgin surat ifadem Samet'in dikkatini çekmiş olacak ki onlardan bir şey gizlediğimin farkına varmış. Onur'un mânâlı bakışları onun da durumun farkımda olduğu anlamına geliyordu.

Şimdilik bilmemeleri daha iyi, zaten tavan seviyede olan korku düzeyini daha da arttırmak istemem. " Önemli bir şey değil, sadece canlanan eski anılar beni biraz ürküttü!" Rol yeteneğimi sonuna kadar kullanmış olsam da yutmadıkları belliydi ancak üstelemeyeceklerini de biliyordum. " Mümkün olduğunca çok kişi evin etrafında beklesinler, iyi bir plan yapana kadar olası saldırılara karşı gözümüzü açık tutmalıyız!" Fatıma hafifçe başını eğdikten sonra gözden tekrar kayboldu. " Onur seninle beraber korunmak için vefk yazacağız. Samet sen Tahsinle beraber evi tepeden tırnağa arayın muska veya benzeri bir şey bulursanız dokunmadan bizi çağırın!"

" Bu saatte safran mürekkebini nereden bulmayı planlıyorsun ve saman kağıdını?" Onur'un sorusuna karşın hızlıca ayağa kalktım ve odama gittim.  Yatağımın altına sakladığım küçük ahşap kutuyu oradan alıp bir süre baktım. Günün birinde böyle bir şey yaşayabileceğimizi düşünerek hiç kullanmamak umudu ile bunları saklamıştım. Ancak yine aynı noktaya gelmiştik belki de normal bir hayat bana göre değildi.
Aslında çocukluğumdan beri hep böyle hissetmiştim ruhumun derinlerinde bir yerde diğer insanlar ile aynı olmadığımı biliyordum, içimden bir ses hep farklısın diye fısıldadı.

Elimi küçük cilalı ahşap kutunun üzerinde biraz gezdirip derin bir iç çektim " Başlıyoruz." Düşüncelerimi fısıltı halinde dışa vurmuştum.  Dizlerimin üstünden kalkıp hızlıca salona döndüm küçük kahve masasının üzerine kutuyu koyup kapağını açtım. " Eskiye dair her şeyi geride bırakıyoruz ha!" Onur yerinden kalkıp yanıma diz çökerken imalı bir ses ile benim üniversiteye ilk başladığımız zaman söylediklerimi tekrarlamıştı. Kutudan bir kağıt çıkarıp önüme koyduğum sırada o da mürekkebin kapağını açıyordu. " Önlem almayın demedim ama!" Ben dolma kalemi mürekkebe daldırıp yazmaya başladığımda o da benimle aynı işlemleri tekrarlıyordu. Samet ve Tahsin de kalkıp arka odalardan başlayarak evi aramaya koyuldular.

***

" Sanırım her şey tamam!" Onur ve ben sabaha kadar bildiğimiz en güçlü vefkleri hazırlarken Tahsin ile Samet evin altını üstüne getirmişlerdi. Neyse ki ev temizdi muska bozmak ile uğraşmak bizim için extra zaman demekti.  Evde ne kadar ayna varsa hepsinin üstüne vefk yerleştirmiştik. Bu bir tür kapan görevi görecekti bir cin yaklaşacak olursa ayna onu içine çekip hapsedecekti. Evin içinin güvenliğini bu şekilde sağlamıştık.

Pencere ve kapıların üzerine de mühürler çizmiştik bunlar da içeri girmelerini engelleyecekti. Bizden biri onları içeriye almadıkça dışarıda kalacaklardı. " Bir saat sonra ders başlayacak acele edip hazırlanın çıkıyoruz!" " Bu halde hiç okulu kaldıramam gitmek istemiyorum!" " Evde kalmanız sakıncalı olabilir hem ortam boş olursa buraya gelme ihtimalleri yükselir, içlerinden birini yakalarsak işimiz kolaylaşabilir!"

DAVET2: Ateşten Gelenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin