BÖLÜM 36

2.1K 123 43
                                    

Bu bölüm 88sumeyra adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.😊




" Artık biraz olsun kendine gelmen gerekiyor!" Saatler süren sohbetimiz sonucunda uyuyakalan Tahsinin odasından çıkarken Samet ile karşılaşmıştım. Bana cevap vermeden günlerdir çıkmadığı odasına girdi. Bu iş böyle yürüyemezdi, yaralı arkadaşıma karşı duygularımı saklamaya çalışmam yeterince zorlayıcı bir şey iken onun bu ruhsuz tavırlarıyla beni iyice düşürmesini istemiyordum.

Artık bizi koruyan bir Ahmet yoktu herkes elini taşın altına koymalıydı. Ona sayacağım lafları kafamda kurgulayıp odasına dalacakken, kapı ile arama aniden beliren Fatıma girdi. Anın şoku ile gerileyip yerde ki eski halının kalkık olan ucuna takıldım ve yere yapıştım. O kadar sert düşmüştüm ki gelen çatırtı sesleri ahşap zeminden mi kalçamdan mı emin olamıyordum.

" Ekibin işlevsel son üyesini de sen öldürmek istiyorsun herhalde! Bizim için çalıştığıma eminmisin sen!" " Seni görmek de güzel! Haberlerim var, Selin'in öldüğünü düşünüyordum ancak hâlâ yaşıyor olma ihtimali var!" Yüz ifadesi pek öyle olmasa da hızlı konuşuyordu ve öfkeliydi. Daha rahatsız edici olan ise bu cin giderek bana benziyordu." Ne, demek öldü sandım ama ölmedi! Yaşananları daha net anlatman işe yaraya bilir belki. Tabi sadece bir öneri!" Biraz durup dik dik bana baktı ve konuşmaya başladı. " Selin buraya gelip büyüyü yerleştirdiği gün onu yakalamıştım. Oracıkta boğazını sıkıp öldürecektim ki Asaf son anda engel oldu. Beni kendisi ile birlikte berzaha sürükledi bana direkt saldırmak için fazla güçsüzdü Ahmet'in onu yakmak için yaptığı ritüel gücünü büyük ölçüde düşürmüştü. Onunla kendi mekanında savaşamayacağımı bilidiği için bunu yaptı. Berzaha gittiğimizde zayıflığından faydalanıp ondan kırtuldum ancak her şey planlı olduğu için kabilesi çoktan peşime takılmıştı. Onları atlatmam epey zaman aldı. Oradan çıktığım anda kabilemle iletişim kurup Ahmet'in yerini öğrendim, Selin'in üzerinde ki koruyucu tılsımlar diğerleri için güçlüydü yaklaşamıyorlardı, ancak beni tutmak için çok daha fazlasına ihtiyacı vardı. Onları bulduğumda Ahmet'in elleri bağlıydı ve selin onun üzerine çıkıp kalbine bir bıçak saplamıştı. Ne yapacağımı bilemedim bir anlığına Ahmet'i kanlar içinde yatarken görmek beni delirtmişti. Direkt Selin'i kaptım ve tırnaklarımı karnına geçirdim. Onu bıraktığımda nefes alışverişi neredeyse hiç yoktu ve kalbi çok yavaşlamıştı. Acı çekmesini istediğim için onu hemen öldürmedim ayrıca Ahmet'in acil yardıma ihtiyacı vardı. Selin'i orada bırakmakta sakınva görmedim çünkü Asaf'ın berzahtan çıkmasını beklemiyordum! Ama bu gün söylentiler duydum bir ifritin yarı ölü bir büyücüyü kurtarması ile ilgili!"

Mükemmel! Cinlerin mukayese yeteneklerinin zayıf olduğu söylentisi boş değilmiş anlaşılan. Anlık duyguları ile hareket etmesi işleri çıkmaza sokmuş olabilirdi! Eğer o cadıyı biraz olsun tanıyorsam yaralı ve korkmuşken onu bulmamız neredeyse imkansız dı. İyi yanından bakacak olursak onun göğsünü kendi ellerimle deşebilmem için bir fırsat doğmuştu!

" Onu bulmak için elinden geleni yap eğer gücünü toplarsa şansımız kalmaya bilir! Bu sefer batırmamaya çalış bize yapmakla tehdit ettiği her şeyi ona uygulamak istiyorum!"

Onu bulduğumda Fatıma'nın ellerinde ölmüş olmayı dileyecek! Ben kendimi intikamın şehvetine kaptırmışken Tahsin'in odasının kapısı açıldı. İki büklüm olmuş beli ile eşiğe dayanmış Tahsin'in gözlerinde öfke parlıyordu. " Sen neden ayaktasın! Yatağına geri dön kalkman için erken!" Yanına gidip onu tutmaya çalıştığımda beni geri itti. " Nerde o!" " Kim?" " Bana aptalı oynama kimden bahsettiğimi biliyorsun!" İsteğim dışında sesli olarak yutkumdum. Konuşmalarımızı mı duymuştu! " Sakin ol ve yatağına dön lütfen bunu daha sonra konuşuruz!" "Çekil önümden!" Ben lafı dolandırmaya çalışırken o güçten düşmüş kolları ile beni yoldan çekmeye çalışıyordu. Artık kaçacak yer kalmamıştı sanırım!

Selin

" Bir de başıma sen çıktın! ..... kabilesinin senin gibi cılız işe yaramaz bir kızla ne işi olur ki!" Çok sevgili bakıcım bana yemek yedirirken anne şefkati göstermeyi ihmal etmiyordu! Eğer doğru düzgün konuşabilseydim iki kelimede bu acuzeyi yerden yere vururdum ya neyse! Köprüyü geçene kadar beklemek zorundaydım.

" Çık buradan!" Kadın sinsice arkasında beliren Asafın sesiyle baştan ayağa titreyip kalktı ve tek kelime etmeden başını öne eğip çıktı. " Benim için ayarladığın kişi bana olan sevgini kanıtlıyor!" Neyse ki Asaf'la konuşmak için sesime ihtiyacım yoktu. Bütün sinirimi ondan çıkartabilirdim. " Seni kurtardığım için bana şükretmelisin çamur parçası!" Şu ifritletin de havasından geçilmiyor. " Seni gözümde fazla büyütmüşüm! Kendini bu kadar şişirmen boşunamıydı!" " Ne yapmamı bekliyordun ki en azından en tehlikelilerini öldürdüm! Diğerleri de o büyülerin etkilerinden zor kurtulur! Eğer o cinnia olmasaydı şu an haritayı elimde tutuyor olurdum!"

Haritayı aldığımda eğer Fatıma hâlâ hayatta olursa ondan bunun acısını fena çıkaracaktım. Benim kölem olacak! " Harita senin olacak! Onsuz bir işe yaramıyorsun zaten!" Haritayı bana mı verecekti. Sanırım Fatıma beni o mağaranın duvarına yapıştırdığında bir beyin sarsıntısı geçirmiştim! Bu aç gözlü ifrit daha anlaşma tamamlanmadan bana haritayı vermezdi değil mi! " Doğru duydun! Seni mümkün olan en güçlü haline getireceğim! Neler dödüğünü bilmiyorum ama O iki cin bir şeylerin peşindeler! Büyük bir şey olacak!"


YN: Yine bir fazla mesai durumu ile söz verdiğim güne yetiştirdim.:)) İşler ilginçleşmeye başlıyor sevgili okurlar. Heyecana hazırlanın😎 Bölüm hakkında görüşlerinizi brlirtmeyi unutmayın.:))

DAVET2: Ateşten Gelenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin