BÖLÜM 9

2.9K 188 40
                                    

Bu bölüm murattyuki5602 adlı okuyucuya ithaf edilmiştir😊😊

Yolculuğum bitmişti, eski ahşap evin kapısına vardığımda içimde bin türlü his vardı. Eskiler gözümün önünden geçiyordu, verilen kayıplar, kazanılan zaferler hepsi bir bir tekerrür ediyordu zihnimde. Arabayı park edip aşağıya indim, attığım her bir adım geçmişe doğruydu sanki. Buraya geldiğim ilk günü o gün hepimizin içinde can çekişmekte olan buruk umutlarımızı hatırlatıyordu. Yavaşça ilerlemeye devam ediyordum, anıların ağırlığı ayaklarımı yavaşlatıyordu.

Kapının önündeki iki basamaklı küçük merdivene çıkıp kapıyı tıklattığımda zihnimde Hafsa canlandı. O bizim zaferimizin kurbanıydı, bu hayatta ki en büyük keşkem. Ölüşü hâlâ aklımdaydı o mahşer meydanında bizim için çarpışırken yere yığılışı gözlerimin önünden gitmiyordu. Kapı açılmıştı ancak içeride hiç kimse yoktu. Eve girip beklemeye karar vermiştim içeriye girip kapıyı kapattığımda başka bir gerçekliğe geçmiş gibiydim. Bu evin her bir köşesinde anılarım vardı derinlere gömmek için çabaladığım onca kâbus zihnimdeki duvarı yerle bir edip üstüme üşüşmeye başladı.

Onur'un yaptığı büyü sonucu gördüğüm o rüya canlandı kafamın içinde her şey çok youğundu ve ağır geliyordu. Parmaklarımı eski yıpranmış ahşap duvarda gezdirirken sanki o anı tekrar yaşıyor gibiydim. Arkadaşlarımın ve hocamın bedensiz başları yine önüme seriliyordu sanki. Ardından cinlerin bana bağlandığı ilk günü anımsadım. Bu dünyanın gerçek tarafına attığım ilk adımdı, Onur'un çektiği acının bana nasıl bir haz verdiğini ve arkadaşlarımın gözlerini benden bir ucubeymişim gibi kaçırışı.

  Bir faydası olmayacağını bilsem de silkinip kendime gelmeye çalıştım. Ağır adımlar ile karşımdaki merdivenden tırmanmaya başladım. Buradayken kaldığım odanın kapısına vardığımda gözlerimi açtığım ilk an belirdi önümde. Hissettiğim tarifsiz korku bilinmezliğin nefesi hepsi geri gelmişti. Gaz lambasını kapıp odadan fırlayışımı hatırlayınca istemsiz bir gülümseme belirdi dudaklarımda. Başımı geniş salona çevirdiğimde ise yaptığımız ritüelleri hatırladım. Kâbir'i ilk yakalayışımızın nasıl bir hüsrana dönüştüğünü hatırlamak suçlu hissetmeme neden oldu.

Tahsinin sırtındaki koca cam parçası ile kanlar içinde ki görüntüsü, Mesut hocanın ani felç geçirmesi etrafımızı saran gölgeler. O günün her bir saniyesini tekrar yaşıyordum içimde. " Bu ne hâl oğul, ruhun mu çekildi!" Arkamdan duyduğym bu puslu ses beni kendime getirmişti.

Hiç bir şey demeden arkama dönüp beni şaşkın gözler ile izleyen Muhammed'e sarıldım. Ona sarılmak bana gerçekten iyi gelmişti, hoş karşılandığımı bilmek ve tanıdık bir yüz görmek tarifsiz bir şeydi. Ayrıldığımızda o omzumu sıvazlarken ben direkt konuya girdim " Hocam gelişim ani oldu ama mevzu mühim, eğer bir şeyler yapmazssam tarihin tekerrürüne mani olamayacağım. Şu halde senden yardım dilemeye geldim! " Elini omzumdan çekip koltuğu işeret etti." Hele bir soluklan bakalım, sonra anlatırsın."

***

Hocanın demlediği çayı yudumlarken olup biteni ona anlatmıştım. Duyduklarına şaşırmamış gibiydi hatta aksine sanki olanlardan haberdar dı. " Başınıza gelenleri duydum oğul, bu gözü dönmüş ifritlerin hileye baş vuracağı belliydi zaten! Kendi başlarına bir şey yapamayacaklarından o büyücünün arkasına sığınmışlar!" Sanırım bunları Fatıma aracılığı ile öğrenmişti neticede aynı kabiledendiler. " Sözün özü, sizden bana ilminizi öğretmenizi isterim! Zaten bu dünya peşimi bırakmayacak en azından ona karşı savaşmamda yardım edin!" "Eminmisin oğul bilirsin bu işlerin kati surette dönüşü yoktur! Hüddam olmak hayatından vaz geçmek demektir bu meşakkatli bir ilimdir! Sınavları çok çetindir her bünye kaldırmaz!"

Bu konunun şakası olmadığını biliyordum. Hüddamlık insan dünyası ile paranormal dünyanın arasında kalmak demekti. Bu işin ilk adımı kalp gözü diye adlandırılan perdeyi kaldırmaktı. Sadece ilk aşama bile bir insanı delirtmeye yeter de artardı ! " Eminim, bu saatten sonra dönüşü yoktur, arkadaşlarım ve kendim için buna mecburum!" " O vakit başlayalım oğul!"


YN:  Evvet yeni hüddam adayımız yolunda kararlı gibi:)) Bu bölümde biraz maziye gittik, fazla bir aksiyon yoktu ancak bunu bir geçiş olarak düşünün. Artık kitabın gelişme kısmına giriş yapmış bulunuyoruz. Bakalım Ahmet seçtiği yolda neler yaşayacak:)) Bölüm hakkın da ki düşüncelerinizi belirtmeden geçmeyiniz, oy ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürler :))

DAVET2: Ateşten Gelenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin