6.Bölüm

5.4K 327 6
                                    

 Tüm gün boyunca kimseyle bir kelime bile konuşmadım.Konuşacak halim yoktu çünkü.Hayal kırıklığına uğramıştım.Düşünmeye çalışıyordum.Eğer orada yolculuğa çıkmayı teklif etmeseydim yine de gidecek miydik?Her türlü de bu planın içinde mi olacaktım?Aklım almıyordu.Tüm bu huzursuz düşünceler yüzünden gece de uyuyamadım.Sabahın erken saatlerine kadar öylece ölü gibi oturdum.Ve boş boş etrafıma baktım.Dünkü olaylar yüzünden Persin yolculuğa bir gün ara vermişti.Ona teşekkür etmem gerekirdi çünkü tüm bu yaşadıklarım ve öğrendiklerim yüzünden dinlenmeye ihtiyacım vardı. 

 Artık oturduğum yerden kalktım ve herkesin uyuduğundan emin olup ormanın içinde ilerlemeye başladım.Hayır,amacım kalbolmak değildi sadece uzaklaşmaktı.İleride görünen bir derenin kenarına oturdum,su sesinin rahatlatıcı melodisini dinledim ve gözlerimi kapattım.Birkaç dakika sonra yanıma birisinin oturduğunu hissedince gözlerimi açıp soluma baktım.Babam ?Sakinleştiğimi düşünüp gelmiş olmalıydı.

"Nasılsın?"Harika bir soru!Tüm bu öğrendiklerimden sonra nasıl olduğumu mu merak etmişti?Ne dememi bekliyordu?İyiyim mi?

"Raya,özür dilerim.Ben asla seni kaybedebileceğim ihtimalinin olduğu bir planı kabul etmem.Biliyorsun."

"Ben artık hiçbir şey bilemiyorum."Uzun bir süre cevap vermedi.Sonra yavaşça yanımdan kalktı.

"Sakinleşince tekrar konuşuruz."dedi ve uzaklaşmaya başladı.Bu konuşmadan sonra suyun sesi bile beni rahatlatamayacaktı.Onun gittiğinden emin olup yerimden kalktım ve yavaşça ilerlemeye başladım.Bu sırada bana doğru Stef'in geldiğini farkettim.Umarım benimle konuşmadan doğruca dereye falan giderdi.Tabi umduğum gibi olmadı.

"Raya seni yalnız bırakmayı gönlüm elvermedi."dedi gülümseyerek.

"Öyle mi?Şu ana kadar hiç sıkıntı çekmemiştim."Gülümsemeye çalıştım.

"Belki.Ama şuandan sonra farklı."dedi imalı bir şekilde."Hadi, gidelim.Yolculuk tekrar başlıyor."dedi ve arkasını dönüp ilerledi.Zaten yanıma farklı birşey söylemek için geldiği belliydi.Bunu önemsemeden onu takip etmeye başladım.Babamın bakışlarının üstümde olduğunu hissedebiliyordum.Atıma bindiğimde bu sefer farklı olarak en önde gitmeye başladım.

   Sessiz,sedasız,sıkıcı birkaç saatten sonra hava oldukça kararmıştı.Ve biz hala yatacak uygun bir yer bulamamıştık.Her yer sık ağaçlarla kaplıydı.

"Bu da neydi?"Katali'nin sesi benim duyabileceğim kadar yüksek çıkmıştı.

"Ne ?"Persin anlamsız bakışlarla ona bakarken herkes durdu.Tam bu sırada yanımdan geçtiğini anladığım bir insan gölgesi gördüm.Kılıcımı belimden çıkardım.

"Burada bizden başka birileri de var."dedim sakin bir şekilde.Bu kadar sakin olmama ben de şaşırmıştım.İkinci bir gölge...Yanımızdan hızlıca koşuyor başka tarafa gidiyor gibiydiler.Atımdan indim.

"Lebi ve Zeug güvenli bir yere geçin."dedi Persin ve atından indi.Kılıcı elinde yanıma doğru ilerledi.Tam bu sırada bana doğru koşarak gelen birisini farkettim.Kılıcımı üstte tuttum.Ve daha ne olduğunu göremeden ona kılıcımı tam karnından sapladım.Geri çektiğimde ise yere yığıldı.Orta boylu,siyah giysileri olan ve yüzü belli olmasın diye örttüğü bir kumaş vardı.Ben onu incelerken diğerlerininde saldırmaya başlamaları bir oldu.Gelenleri öldürmekten Persin ve diğerlerini göremiyordum.Sadece babam ve Lebi'ye bakıp güvende olduklarını bilmek istiyordum.Birkaç saniyelik boşluğumda etrafıma baktım.Persin gelenleri yere seriyordu.Ama babam ve Lebi yoktu.

"Hey!Babam nerede?"Persin'in duyup duymadığından emin değildim.Persin başka bir tarafa koşturmaya başladığında gelen bir diğer kişininde karnına kılıcımı sapladım ve etrafta kalmadıklarını anlayınca nefes aldım.Persin'in koştuğu yere ilerleyince Stef'in yerde kanlar içinde yattığını gördüm.Katali ağlıyordu.

"Birkaç kişi saldırdı.Gördüğümde çok geçti."diye kızıyordu kendine.Ne yapacağımı bilemedim ve etrafıma bakınmaya babamı aramaya başladım.Güvenli bir yere saklanmış olabilirler miydi?

"Baba!"diye bağırarak yürümeye başladım.Ses yoktu."Baba!"

"Onları almış olmalılar."dedi Persin akamdan.

"Ne?Aldılar mı?Engelleyemedin mi?"

"Üzgünüm."

   Üstüne gitmek istemedim.Zaten bir arkadaşı da bu yolculuk uğruna ölmüştü.Neler hissediyordu bilemiyordum.Ama ben artık hiçbir şey hissedemiyordum.Şimdi babam yanımda değildi.Onların elindeydi.Beni isteyen kişilerin elinde.Artık o yere varana kadar ve babamı sağ olduğunu görene kadar rahat olamayacaktım.

Bu sırada daha fazla kişinin gelebileceği ihtimalini de düşünüp atlarımıza hızlıca bindik ve o yerden uzaklaştık.

   Sabahlayabileceğimiz uygun yerde durduğumuzda üçümüzde bitkin haldeydik.Katali ne konuşuyor ne de oturduğu yerden kalkıyordu.Onu ilk defa bu halde görüyordum.Gayet normal olduğunu düşündüm sonra.Arkadaşını kaybetmişti.Persin ise ayaktaydı.

"Artık ateşi yakabilecek biri de yok."dedi Katali.Bana sinirli bir şekide bakıyordu.Beni suçluyor olmalıydı.Ona hak veriyordum.Çünkü ben de kendimi suçlu hisetmeye başlamıştım.Olayın başında bile ben yola çıkmayı teklif etmiştim.Sonra bu saldıranlar Karanlıklar Krallığı'nın savaşçıları olmalıydılar.Oraya doğru geldiğimizi anlayınca korkutmaya çalışıyorlardı.Ve Karanlıklar Krallığı beni istiyordu.Şimdi olanlara rağmen ben suçsuzum demek saçmalık olurdu.Kabullenmeliydim.

"Ben yakmayı deneyeyim."dedi Persin ve birkaç odun toplamaya gitti.Katali'nin o bakışlarından kurtulmak için arkasından gittim.

"Persin!"diye arkasından bağırdım ve yanına yaklaşmaya devam ettim.Durdu ve önüne döndü.

"Eğer o krallığa vardığımızda babam,Lebi ve sizin sağ kalmanız karşılığında beni isterlerse..."

"Böyle birşey olmayacak.O otu alamasakta baban ve Lebi'yi alıp çıkacağız.Anladın mı?"

"Büyük konuşma.Eğer dediğim olursa orada kalırım.Bunu bil."Birkaç saniye sadece gözlerime baktı.Çaresiz gibiydi.

"Git ve uyu.Yarın orada oluruz."Yine sert ve umursamaz davranıyordu.

"Uyumama imkan yok.Babam ve Lebi'yi aldıklarına göre bizi bekliyor olmalılar."

"Beklediklerinden de erken vardık."dedi ve ekledi."Hadi git uyu."Arkasını dönüp odun toplamaya devam etti.

   Kendime uyumak için bir yer bulduğumda Katali'nin çoktan uyumuş olduğunu farkettim.Gözlerinin etrafı kıpkırmızıydı.Pelerini çıkarıp yanına koymuştu.En son dayanan o olmuştu yani.Persin daha birkaç gün önce pelerini yolda bir yere atmış,öyle devam etmişti.Düşüncelerimi kesmeye ve uyumaya çalıştım.Babamın güvende olmayışı beni huzursuz ediyordu.Ölmüş olması ihtimali bile vardı.Hayır,bu ihtimali düşünmek istemiyordum.Bu sırada Persin ateşi yakacak gibi oldu ama tekrar sönünce söylenerek yere uzandı ve uyumaya başladı.

  Persin ne kadar sert olsada bana iyi davranmaya çalışıyordu.Belki de gelecekte neler yaşayabileceğimi düşünüp acıyor da olabilirdi kim bilir?Birinin bana acıyor olduğunu hissetmekten nefret ederdim.Karşımdakinden anında uzaklaşır hatta hiç konuşmak istemezdim.Ama Persin'in bana acıyor olma hissi beni çok üzerdi.Bilemiyorum ama ona güvenmiş olmalıydım.Bana değer verdiğini hissettiğim ikinci erkekti.Belki değer verme gibi birşey yoktu ama öyle olmasını gerçekten isterdim.Şuana kadar aşık olmayı asla istememiştim.En son aşık olduğumda sekiz yaşlarındaydım.Ve o da oturduğumuz yerdeki yan evin oğluydu.Çok iyi arkadaştık.Hep oyunlar oynardık.Sonra babam taşınacağımızı söyleyince o kadar ağlamıştım ki.İşte en son ağladığım olay da buydu.Ondan ayrılmak.Zaten biz giderken çocuk da ağlamıştı.Ve bir daha etrafta insanların bulunduğu bir yere taşınmadık.En son bunu hatırlıyordum.Bu sırada gözlerimin iyive ağrıdığını hissedince düşüncelerimi kesip gözlerimi kapattım.

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin