57.Bölüm

2K 150 13
                                    

Bu bölümü sadece buna ayırmak istedim. Yorumlarınız ve oylarınız için teşekkürler. İyi ki varsınızzz. :)


Tören elbisemi giyip görevli kadınların odama girmesine izin verdim. Kadınlardan biri saçlarımla uğraşırken diğeri ise elbisemin aksaklıklarını düzeltmekle meşguldü. Aynada kendime bakarken heyecandan yerimde duramıyordum. Tam anlamıyla, mutluluktan...

Biraz sonra Klay'la evlenecektim. Ne zamandan beri hayallerimin ötesini yaşıyordum diye düşündüm. Kralla evlenmek gibi bir şey büyük bir hayal olması gerekti eskiden. Hatta kurmadığım bir hayal. Kurmak istesem bile Taula'nın kralıyla evlenme hayali kurardım bir tek. Karanlıklar Kralı gibi büyük bir kralla değil.

Sonra hayalleri bir kenara bıraktım. Asıl gerçekler ve olması gereken Klay'a duyduğum büyük aşktı. Onla evlenmemdeki tek sebep. Önemsediğim de tek buydu. Onunla bir hayatı paylaşmaktan istediğim başka bir şey yoktu.

Kadın saçlarımı toparlayıp çekildiğinde karşımda bana gülümseyerek bakan baş görevli kadına baktım. Kadın beni süzüp içten gülümsemesini atarken ondan başka yakınımın olmadığını düşündüm. Babam yoktu. Benim mutluluğumu görmesini o kadar fazla isterdim ki. Şuan beni izlediğine emindim ama yakınımda da ona ihtiyacım vardı.

Usia da şatoya gelemeyeceği için yoktu. Ona haber gittiğine emindim ama gelmesini kesinlikle istemiyordum. Klay onu görüp tören zamanında istemediğim şeyleri yapabilirdi. Hiç olmazsa zindana atmak gibi. Sonrası zaten malum.

Diğer kadında eğildiği yerden kalktı ve elbisemin her şeyi en sonunda bitmişti. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kafamda ses duymak istemiyordum. Ya da Lebi'yi görmek... Herhangi bir aksaklık istemiyordum. En mutlu günümü en iyi şekilde gerçekleştirmek istiyordum.

Baş görevli kadın çıkmam için kapıyı açtığında biraz bekledim ve sonra yürümeye başladım. Babam yanımda olmadığı için tek yürüyordum ama eminim babam izlediği yerde buna üzülmemi istemezdi. Kendime bunu tembih edip koridorda ilerlemeye başladım.

Aklımda takılı olan sorunları düşünmek istemiyordum. Ama bir şey vardı ki bu, kötü hissettiriyordu. Klay'la evlenmemem için elinden gelecek her şeyi yapan Lebi. Bugün ne gibi bir şey yapabilir diye kendimi yiyordum. Mutlu olmak istiyordum. Hiç olmazsa bir gün.

Önü gibi boş olmayan hatta kalabalık kokan büyük odaya girdim. Sağım ve solumda oturmakta olan herkes ayağı kalktı. En arkada şövalyeler, önlerde ise süslü kadınlar ve daha önce gördüğümü hatırladığım bir kral bile vardı. Yani misafirler diğer krallıklardı.

Etrafa bakmayı kesip önüme odaklandım. Klay tahtın yanında tek şekilde gelişimi izlerken onu süzdüm. Harika görünüyordu. Burada olan prensesler için içten gülümsedim. Maalesef hayallerinde kral benimle evleniyordu.

Klay'ın karşısına geçtiğimde Klay gözlerini benden ayırmamasına hala devam etti. Derin bir nefes aldım ve en kenarda duran genç adama baktım. Elinde bir kitap okumaya başlarken Klay ise beni izliyordu.

Tören boyunca konuşmam gerektiğini neden söylediklerini şimdi anlıyordum. Kitap okuyan adam ne yapıyordu veya şimdi ne olacaktı bilmiyordum. Klay'a bakmamla gülümsedi ve tekrar dikkatimi çeken kitap okuyan adama döndüm. Arkasındaki camda dikkatimi çekense ileride durmakta olan adam oldu. Omuzlarının genişliği ve başına taktığı pelerine göre Balth olduğunu düşündüm. O da bizi izliyordu.

Dışarıda etrafta coşku havası hâkimken içerisi bir o kadar da ciddiydi. Krallar ve aileleri ciddi ortama iki kat daha ciddilik katıyorlardı. Herkesin bizi izliyor olmasına rağmen rahat davranmaya çalıştım.

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin