32.Bölüm

3.2K 201 15
                                    

Cadılara güvenmek aklıma gelecek en son şey olurdu ve hala da böyle bir şeyi düşünmüyordum. Hatta düşünmek bile istemiyordum ama bu şatoda Klay tarafından bana soğuk davranıldığı hissi beni altüst eder ve başka yollara da sürükleyebilirdi. Çok kolay yıkıldığımı biliyordum ama şimdi bir de Klay'a karşı hislerim vardı ki bir daha da toparlanabilir miyim bilmiyordum işte.

Remo'ya verilen özel odada onu iksir yaparken izlemeye çalışıyordum. Çalışıyordum çünkü düşüncelerim odaklanmama da izin vermiyordu. Gözlerim dalıyordu, düşünceler beni boğuyordu.

"İşte hazır."dedi ve ben de aniden Remo'ya baktım. Gülümseyerek elindeki iksiri bana gösteriyordu.

"Ne işe yarıyor?"

"Bu iksir bitkilerin daha hızlı yetişmesini sağlayacak."dedi gülümseyerek. Onun için önemli olmalıydı bu.

"Gidiyorum ben."dedim ayağa kalkarak. Remo da başını salladı ve odadan çıktım. Yüzümde dünden beri gülümsemeye dair en ufak belirti yoktu. Düşünmekten, olayları kendi arasında karıştırıp durmaktan yorulmuştum.

Odamın koridoruna girdiğim sırada ise Klay'la karşılaştım. Odama uğramıştı yani. Şaşırtıcı.

"Kaç gündür neyin var?" Direk konuya girişi yüzünden merakını anlasam da gözlerimi ondan kaçırdım.

"Bunu şimdi konuşmasak?"

"Şimdi konuşacağız."demesiyle ona baktım. Gerçekten de içinden mi söylüyordu her şeyi? Şimdi eskisi gibi kanamıyordum işte.

"Niye böylesin?" İçimdeki endişeleri söylemeli miydim yoksa yine içime mi atmalıydım? Bana ne cevap verebilirdi ki? İnkâr etmekten başka...

"Klay ben dediğin her şeye inanmak istiyorum. Bunu bil."

"İnanmıyor muydun?"

"Eskiden evet..."dedim ve durdum. Klay etrafa sinirle göz gezdirirken onu izledim.

"Şimdi ne değişti?"dedi ve gözlerimi yumdum. Ne değişiyordu bilmiyordum. Galiba ben değişiyordum.

"Raya ne değişti?"dedi aniden. Gözlerimi açıp büyülü gözlerinde kaybolmak isterken kendimi oradan bile geri çektim. 

"Ben." Klay şaşkın şekilde bana bakarken durmadım ve odama girdim. Babam hep beni büyüden uzak tutmak istese de sonunda böyle olacağını biliyordu. Sonunda tek başıma kalacağımı biliyordu. Kimsenin yardımının gerçek olmayacağını... O yüzden hep uzaktaydık. O yüzden hep insanlardan kaçıyorduk. Daha ilk başında yaşamamam için... Zaman fark etmiyordu şimdiyse kendi başıma kalmaya başlamıştım.

Dolaptan alıp savaşçı kıyafetimi giydim. Buraya ilk geldiğim kıyafetimi... Aynada kendime bakarken babamın kızını gördüm. Ben babamın kızıydım ve kimsenin elinde de olmayacaktım. Ne kadar Klay'ı asla unutamayacak olsam da.

Odadan çıkıp karşımda şövalyelerin sırayla benim gitmemi engellemek için beklemesini görünce iki elimi havaya kaldırarak yürümeye başladım. Her biri yaptığım büyülerle yere yığılırken tam şatodan çıkacaktım ki Klay kapıda bekliyordu. Onu görünce durdum. Ona büyü yapacağımı sanmıyordum. Ona zarar veremiyordum.

"Gidiyorsun."dedi kısaca. Gözlerim dolu başımı salladım. Şaşırmış gibi değildi. Belki de önceden beri haberini almıştı. Ama üzgündü ve çaresiz bakıyordu. Gitme nedeni mi soracak değildi bunu biliyordum. Çünkü nedeni belliydi. Benim gibi güçlü biri asla birinin yanında olamazdı. Yanında olan kişiye de zarardı bu. Ben insanlardan uzakta olmalıydım ve git gide kötüleşiyorken bu en mantıklısıydı.

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin