2.Bölüm

8.6K 420 5
                                    

Taula Krallığı.Artık varmıştık.Şimdi yıllardır görmek istediğim  krallığın kapısının önündeydik.Ama hazır değildim.İnsanlar büyücülere iyi davranmazlardı.Şimdi olmamalıydı,belki ileride daha  da büyüdüğümde kendim gelmeliydim.Böyle hayal etmiştim.

Kapıdan içeri girerken insanları bağırışları yükseliyordu."Lütfen yardım edin!" diyerek yalvaran yüzlerce insanın ortasından geçiyorduk.Etrafımdaki insanlara dikkatlice bakarken babam " Bulaşıcı bir hastalık olmalı." dedi ve o da etrafına bakmaya devam etti.Sesini zar zor duymuştum.Korkuyordum.Bu hastalığın bize bulaşma riski yüksekti.Atımı hızlandırmak için hamle yaptım.Babam da bana hak vermişçesine o da hızlandı.Birkaç saniye sonra  o büyük surların karşısına geldik.Tam karşımızda şatonun  bahçesine açılan bir kapı duruyordu.Tamamen çelikten yapılan kapının yanında iki muhafız duruyordu.Oraya doğru yaklaşınca bizi tanıyorlarmış gibi kapıyı sorgusuz sualsiz açtılar.

"Bu kadar kolay olmasını beklemiyordum" dememle babamın gülümseme aynı anda oldu.

"Ben de "

     Yemyeşil bir alan ve ortasından geçen bir yol.İnsanı etkileyen serin bir hava.Dışarıdaki insanların çığlıkları... Babamla şatonun kapısına doğru ilerlerken herşeyin bu kadar hızlı ve kolay olması beni endişendiriyordu.Bizden ne  isteyeceklerdi?Tam bu sırada kapının önünde duran birini gördüm.Beyaz bir üstü vardı.Saçları dağınık ve kahverengiydi.Yakınlaştıkça yaşınında epey büyük olduğunu sezdim.Babam hızlı hamlelerle attan indi ve adama doğru yürümeye başladı.

"Zeug!Seni burada görmek ne güzel" diye bağırdı adam.Sonra babamla sarıldılar.Bende attan indim ve olduğum yerden kıpırdamadım.Adam babama birşeyler anlatırken seslerini duymak için çırpındım ama uzak olduğum için başaramadım.Bu sırada adam kafasını benim bulunduğum yere eğerek "Bu mu?" dedi.Evet bunu anlamıştım.Çünkü oldukça açık şekilde belli etmişti.Babam da arkasına döndü ve başını salladı.Burada neler oluyordu anlamıyordum.Bunları düşünmemle adamın bizi içeriye davet etmesi bir oldu.Babam bana gel işareti yaptığında birkaç saniye yerimde bekledim ve yavaşça etrafıma bakarak yürümeye başladım.Çıktığımız merdivenler oldukça eski ve bakımsızdı.Kapalı büyük bir kapının önünde durduğumuzda ise adam arkasını dönüp "İşte geldik.Kralın huzuruna çıkacaksınız.Öncelikle dizlerinizi hafifçe bükün" dedi.

"Kovulduğumuz bir yerin kralına asla saygı göstermem."dedim.Adam şaşkın gözlerle bana bakıyordu.Daha lafını bile bitirmesine izin vermemiştim çünkü.Ne bekliyordu? Her dediğini yapmamızı mı? Asla.

"Raya."dedi babam."Burası yaşadığımız yer olmasada karşımızdaki bir kral unutma!"

"Baba ben..."dememe kalmadan babam atıldı ve adama bakarak "Hadi içeri girelim"dedi.Kendimi kötü hissediyordum.Babam ilk defa beni önemsemeden kendi istediğini yapmıştı.Adam kötü olduğumu anlamış olcaktı ki kapıyı açmak için biraz bekledi.Ama uzun sürmedi.Kapıya vurdu ve büyük kapı içeriden açıldı.

Sıcak bir hava yüzüme vurduğunda içeriye doğru yürümeye başladık.Kocaman bir salona benzeyen bu yerde girişte bir sürü sandalye duruyordu.Sandalyeleri geçtiğimizde ise karşımda tahtında oturan yaşlı bir kral,sağında ve solunda  boş olan iki taht vardı.Kralın oturduğu taht diğerlerinden büyük ve gösterişliydi.Sanki resimle çizilmiş gibiydi.Her ayrıntısı göz dolduruyordu.Babam ve yanındaki adam dirseklerini hafifçe büküp başlarını eğdiklerinde onlara uymadım.Evet dediğim dediktim.Ben birşey yapmak istemiyorsam asla yapmazdım.Bu sırada babam başını kaldırdığında ilk işi bana kızgınlıkla bakmak oldu.Ben ona doğru bakmayınca önüne döndü.

"Taula Krallığına hoşgeldiniz."dedi kral ve devam etti."Sizi buraya neden çağırdığımı azda olsa anlamışsınızdır herhalde.Krallığım bulaşıcı bir hastalıkla pençeleşiyor.Bu yüzden Lebi'ye haber verip birşeyler yapmasını söyledim.O da kabilesine haber verdi.Tek çare buydu.Krallığım tehlike altında olmasaydı sizi ve diğerlerini buraya çağırmazdım emin olun."yutkundu."Ama hastalığım ilerliyor buna bir tek siz çare bulabilirsiniz siz de biliyorsunuz.Elinizden geleni yapın.Her türlü yardımı yapacağım"

"Peki ya en sonunda biz ne kazanacağız?"dedim.Kral bu beklemediği soru karşısında hemen cevap verdi.

" Eğer başarabilirseniz krallığımda rahatça yaşamanıza izin veririm."dedi.Sanki daha başka bir soru istemiyomuş gibi ayağa kalktı ve arkasını dönüp gitti.Bu sırada babam kısık bir sesle, "Lebi öncelikle bir gözlem yapmam gerekecek."

"Elbette.Uzun bir iş olacak.Size odalarınızı göstereyim"dedi ve babamla onu takip etmeye başladık.Şato büyüleyiciydi.Duvarları resimlerle süslüydü.Merdivenleri çıktığımızda geniş bir koridor önümüze çıktı.Sonunda ve sağ tarafında iki ayrı kapı bulunuyordu.İlerlemeye devam edip kapıların önünde durduk.

"İşte burası sizin"dedi adam bana en sondaki odayı göstererek."Benim bazı işlerim var bir sorun olursa alt koridorun en başındaki oda benim gelebilirsiniz"dedi ve hızlı adımlarla uzaklaştı.

"Gir ve rahatla Raya.Burada çok işimiz olacak."dedi  babam ve kendi odasına girdi.Bana kızmış olmalıydı.Ama haksız değildim.Kapıyı açtım ve etrafıma göz gezdirdim.Oda yaklaşık bizim evin iki katıydı.Kocaman bir yatak,etrafında iki masa,aynalı bir dolap ve odanın solunda büyük tek bir pencere.Belki bu oda rahat olabilirdi ama içim burada asla rahat olmayacaktı.

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin