14.Bölüm

5.5K 271 5
                                    

"Raya!"Klay'la şatonun girişinde beklerken arkamdan gelen o sesle, babamın sesiyle o yöne döndüm. Koşarak ona sarıldığımda gözümden akan yaşlara ne kadar engel olamasam da bu umurumda değildi. Ağlamak bir güçsüzlük değildi. Ağlamak sadece o anki hislerindi.

Babam yavaşça geri çekildi ve ellerimi tuttu. Yüzündeki mutluluğu seziyordum ve bu beni rahatlatıyordu.

"Geleceğini biliyordum."dedi Klay'a bakarak."O mu getirdi seni?" Soracağından emindim ama şaşkın olmaması beni meraklandırmıştı. Başımı evet anlamında salladığımda tekrar gülümsedi ve Klay'a bir bakış atmayı ihmal etmeyerek gözlerini tekrar bana döndürdü.

"Persin nerede?"dememle babam beni birkaç merdiven sonunda bir odanın önüne getirdi. İçeriden durmadan birileri çıkıp giriyordu. Persin nasıldı? Kapıyı açıp içeriye girmemle Persin'i yatağında uyurken görmem aynı anda oldu.

"Hala yaşıyor ama gözlerini açmıyor bir türlü."

"Hastalıktan mı?"

"Sanmam." Babam her ne demek istediyse de önemsemeden içeriye girdim. Persin'in yanına doğru yaklaşınca ne olduğunu bilemediğim tuhaf bir his içimi kapladı. Aşk olmadığına emindim ama ne olduğu da artık önemli değildi. Gözleri kapalı ve hafif morarmıştı. Uyanmayacaktı belki ama onunla konuşmalıydım.

"Persin?"dedim duyabileceği bir sesle. Yanındaki görevliler bana dikkatli bir şekilde bakıyorlardı ama onları önemsemiyordum bile.

"Raya."dedi ağzını hafifçe oynatarak. Konuştuğunu duyan diğer görevliler benim kadar şaşkın olsa da birbirlerine bakışmayı ihmal etmediler.

"Sen misin?"

"Evet. Benim."Gözlerini aralayınca bana gerçekten de âşık olduğunu anladım. İlk defa bunu hissettim.

"Geldin demek." Mavi gözleri eski canlı rengini kaybetmiş yerini solmuş bir göz rengi almıştı.

"Sarı çiçek otunu getirdik. Artık iyileşeceksin."

"Bana bu kadarı da yeterdi." Konuşurken zorlanıyordu. Onu yormak istemiyordum ama yanından ayrılmam ne kadar doğru olurdu bilmiyordum.

"Hep buradasın değil mi? Gitmeyeceksin?"

"Ben..."dememe kalmadan Persin gözünü benden alıp başka yöne çevirdi. Ben de o yöne bakınca kapıda Klay'ı bize bakarken buldum. Tekrar Persin'e dönerken her şeyi anlamış gibiydi.

"Geri dönmeliyim."

"Geri dönmek zorunda değilsin." Hiçbir şeyi bilmiyorsun diye bağırmak geldi içimden ama yine içime atmayı tercih ettim. Kapının kapanış sesiyle Klay'ın bizi gözetlemeyi bıraktığını anladım.

"Senin için buraya geldi demek."

 "Gitmem gerek."dememle kapıya doğru yürümeye başladım.

"Raya!"Arkamdan seslenişiyle durdum ve ona baktım. Hafifçe doğrulmuş bana bakıyordu.

"En kötüsüne âşık oldun." Ne dediğini anlamaya çalışarak kapıya yürümeye devam ettim ve odadan çıktım. Kapıda Klay'ı görünce aklıma ne yaşadıysam onun yüzünden yaşadığım geldi. O bana iyi gelmiyordu.

"Otları aldılar mı?"diye sordum.

"Evet."

"O halde gidelim."dedim ve yürümeye başladım. Ne kadar da kolaydı her şeyi burada bırakıp gitmek. Bazen bana gerekli olan yanımda değer verdiğim tek bir kişinin bulunmasıydı. O varken her şey bana çocuk oyuncağı gibi geliyordu.

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin