53.Bölüm

2.2K 145 5
                                    

Gözlerim ıslak odama girip kapıyı kilitledim ve yatağa oturdum. Ne yapmam gerektiğini düşünecek durumda olmadığım için sadece ağlamayı tercih ettim. Klay'ın töreni erteleme fikri beni berbat hissettiriyordu. İçime bir şey oturmuştu ve boğazıma baskı yapıyordu. Yutkunup ağlamamı kesmemi diledim. Ben güçsüz değildim. Bu teklif onda hiçbir etki göstermezken benim ağlamam neyin nesiydi? Bitip tükenmem? Kendimi harap etmem? Ağlamamı kesme fikrim başarısız olsa da yatağa uzanarak hemen uyumak fikri mantıklı gelmişti. Yarın ne yapacağımı bilmiyordum ama ikimizin de bu şatoda olma düşüncesi bana ters geliyordu. Ayrılmıştık ve aynı şatoda her gün daha da acı çekmek onu unutma hayalimi güçleştirecekti. Evet hayaldi. Sadece kafamda istediğim bir şey. Gerçekte olmayacağını bildiğim bir şey. Klay'ı unutamayacaktım.

Gözlerimi kapatıp yaşların akmasına izin vere vere uyumayı bekledim. İstediğim şey Klay'ın yanıma gelip hatasını kabul etmesiydi. Beni boşuna suçluyor olmasını anlamasıydı. Ama bu fikir saçma geldi. Uyumak ve artık saçmalamamak istedim.

Erken saatlerde uyanmamı sağlayan Usia oldu. Kapıyı öyle sert vuruyordu ki uyanmam için baskı yaptığına emindim. Yatakta doğrulup kapıyı büyüyle açtım.

"Raya gerçekten sıkıldım. Artık uyanman gerektiğini düşündüm de. Belki dışarıda gezeriz."dedi gülümseyerek ama halimi fark edecek ki yüzü asıldı ve yanıma yaklaşıp yatağa oturdu.

"Neyin var? Gözlerin şişmiş."dedi ve eliyle yüzüme dokundu. Ağlayacak yaş kalmadığı için mi bilmem ağlamam kesilmişti. Devam eden içimdeki kötü durumdu.

"Ayrıldık."dedim kısık sesle. Usia kaşlarını kandırıp indirdi. Fazla da konuşmak istemediğimi fark ettim.

"Ciddi olamazsın. Nasıl?"

"Ondan sakladığım şeyler yüzünden. Junna ve Lebi yani."

"Senin hislerini..."

"Anlayamıyor."dedim ama ruhları söylemek istemedim yine. Usia kafasını eğip düşünürken ben de aynaya bakıp kırmızı olmuş gözlerime baktım.

"Sadece tartışmış olamaz mısınız? Yani küçük bir olay."dedi ama konu farklıydı. İyi düşünecek hiçbir şey yoktu. Ama Usia arkadaşlığın gerektirdiğini yapıyordu hiç olmazsa.

"Töreni ertelememizi istedi." Usia buna iki kat şaşırarak başını salladı.

"Bu şatoda durmak istemiyorum."dedim aniden. Kararlıydım ama bir o kadar da emin değildim. Gururum git derken kalbim kal diyordu. Kalbime göre ise kendimden ve kişiliğimden vazgeçmem gerekiyordu. Bunu da yapacak değildim.

"Bizimle gel."dedi Usia ve merakla ona baktım. Ne demek bizimle gel?

"Neyden bahsediyorsun?"

"Amay'la gidiyoruz. Aslında sana bunu haber vermek için geldim Raya. Ben onu çok seviyorum. Her şeye rağmen bunu yapacağım. Sende bizimle gel. Seni tanıyorsam bizimle yaşamazsın ama aynı köyde birlikte oluruz. Yan yana evlerde. Olmaz mı? Zaten senden ayrılacağım için çok üzülüyordum."demesiyle ise ne demem gerektiğini bilemeden öylece bakakaldım. Ya Klay onları bulursa? Bu sefer ben onu kaybedecektim.

"Bu çok tehlikeli."

"Korkuyorum zaten. Ama içimden bir ses bunu yapmam gerektiğini söylüyor."dedi ve başımı salladım. Usia kararlıydı ve birini sevince ondan uzak kalmanın ne kadar acı olduğunu biliyordum. Ona hak versem de bir yanım korkuyordu. Onu ve Amay'ı kaybedebilirdim.

"Bilmiyorum."dedim ve Usia ayağı kalktı. Yanağımdan öpüp kapıya ilerlemeye başladı.

"Gece gideceğiz. Bizi bulman için sana kalacağımız yeri Amay söyleyecek."dedi ve odadan çıktı. Artık bu şatoda arkadaşsız kalacağım için de ayrı üzülüyordum. Usia gibi birini artık görememek ayrı bir üzüntüye sebep olmuştu.

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin