42.Bölüm

2.3K 171 5
                                    

YARIN YENİ KİTABIMI YAYINLIYORUM ARKADAŞLAR :) NASIL HEYECANLIYIM BİLEMEZSİNİZ AMA KESİNLİKLE İÇİME SİNEN BİR KİTAP OLACAK. AYRICA YORUMLARINIZ İÇİN ÇOK MİNNETTARIM. İYİKİ VARSINIZ.

"Raya?" Nide'nin sesiyle gözlerimi evden alıp ona döndüm. Hızla nefes alıp verirken Nide telaşlı şekilde beni izliyordu. Gerçekten karşılaşacağım şeyden korkuyordum ama görmek zorundaydım. O evde kim varsa beni düşünüyordu ve telaşlanmam gerekiyordu. 

"İçeriye gireceğim."dedim Nide'ye. Bana ağzı açık bakarken ben ise yürümeye başladım. Persin miydi görmek zorundaydım. Ya da başka biri... Başımdaki belalar bitmediği için tahmin etmem de zordu aslında.

"Kendine gel." Nide'ye dönüp ifadesiz şekilde baktım ve tekrar eve doğru yürümeye devam ettim.

"Raya!" Kendi ayak seslerimden başka sesler de duymamla Nide'nin de arkamdan geldiğinin farkına vardım.

Kapının önüne gelip vurduğumda ise nefesimi tuttum. Kapının açılmasıyla ise karşımda Torous'u görmem bir oldu. Nefesimi rahatlıkla verirken Torous'un yüz ifadesi beni görmüşte şaşırmış halde değildi. İfadesizdi ve hatta bana tuhaf bakıyordu.

"Torous?"Tek kelime etmeden kapıyı daha da açtı ve içeriye girmemi bekledi. Nide'yle birbirimize bakıp içeriye girerken ise masadaki iki tane yemeğe gözüm kilitlendi. 

"Başka kim var burada?"dememle Torous'un arkasından çıkan kişiyle gözlerime inanamadım.

"Katali?"dedim kısık sesle. Taula Krallığındaki tek kadın şövalye ve ilk başta Persin'in sevdiği kadın sandığım ama aslında öyle olmadığını öğrendiğim kadın. O Persin'i seviyordu hatta. Şaşkınlıkla o olduğuna gözlerimi inandırmaya çalışırken Torous'un yanımızdan ayrıldığını fark ettim. Bunu fazla düşünemeden ise Katali'nin karnına gözlerimi çevirdim.

"Sen..."dedim ama sanki kelimeler çıkmıyordu ağzımdan. Şaşkınlıktan, oynanan oyunlardan bezmiştim artık.

" Persin'le bebeğimiz..."dedi sinirli bir gülümsemeyle ve karnına dokundu. Bebeğin doğma zamanına az kaldığını anlamak mümkündü zaten diye düşündüm ve tekrar Katali'ye baktım.

"Hoş geldin."dedi bana ve ben de daha ne olduğunu anlamadan kollarımın arkadan tutulduğunu hissettim. Arkama bakmamla ise Nide'yi yerde yatarken gördüm ve Torous'a baktım.

"Bırak beni!" Torous arkadan kollarımı bağladı ve beni yere oturttu. Bileklerimin acısıyla inlerken ağzıma bez parçasını geçirdikten sonra da önüme, Katali'nin yanına geçti ama o oturdu. Katali ise ayakta beni izliyordu.

"Bunu yaşayacağımı biliyordum Torous." Katali gülerek Torous'a baktı bu sırada ama Torous onu önemsemeyip beni dikkatle izliyordu. Gözlerim dolmaya başlarken kendimi tuttum. Katali bana dönüp yüzünü ciddileştirirken ben ise yerde yatan Nide'ye baktım. Hala nefes alıyordu neyse ki.

"Önce Persin'i elimden aldın ve sonra bizi bu krallığa getirdin. Yaptığın her şey bir hata."dedi Katali sinirle bana bakarak. Torous'a bakmamla ise hala beni izlediğini fark ettim.

"Sen iyisin değil mi? Kral sana âşık. Kralları kendine âşık etmekte üstüne yok."dedi son cümlesini bağırarak söylemesiyle ne kadar intikam duygusuyla dolduğunu düşündüm. Ne kadar beklemişti demek...

"Bebeğimin babasının ölmesini sağladın. Hayatımdaki tek adamın..." Bu sırada Torous'a baktım. Taula Krallığı'ndan geldiklerini biliyordum ama her şeyin bir oyun olduğunu tahmin bile edemezdim. Katali'yle bir olup benden intikam almak... Onu nerden tanıyordu bilmiyordum ama tek bildiğim kimseye güven olmayacağıydı. 

BÜYÜCÜ KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin