38- Sohbet

1.9K 73 4
                                    

Saçlarımı toplayıp içeri girdim. Melis günlük kıyafetleriyle evde geziyordu.

-Küçük bey nerde?

Dedim.

-Uyuyor birazdan uyanır ama. Ne giyeceğime karar veremedim. Bana yardım et Laçin.

Beni odasına götürdü. Çekinerek odaya girdim yatağın üstü elbiseler doluyduydu,elbise dolabının kapağında bile giysiler vardı. Ama Melis hazır bile değildi.

-Geç kalmadın mı?

Dedim. Elbiseleri kurcalarken cevap verdi.

-Giray aradı. Haberin yok mu acil bir işi çıkmış. Görüşme yedi gibi olur falan dedi.

-A doğru.

Giray ne işle uğraşıyor anlamadım ama kesinlikle şirketle ilgili değil. Olsa bilirdim. İşten erken çıkıyor ama evde değil. Eve artık fazla gidemiyorum ve sürekli telefonla konuşuyor ve garip olduğunu hissettiğim şeyler var.

-Sence hangi hangisini giymeliyim. Bu rengi çok seviyorum ama bunun kesimine bayıldım.

Melis bir elinde siyah bir elinde toz pembe mini elbiseleri gösterdi. Bu işten anlayıp anlamadığımı bilmiyorum. Şuana Gamze olsa seçer ayakkabısını ayarlar saç ve makyajını yapardı. Ayrıca Melis ' le nasıl konuşacağımı bile bilmiyorumdum

-Bence bu renk size çok yakışır. Hemde gideceğiniz yere uygun olur diye düşünüyorum.

Melis o kadar hevesliydi ki onu kıramadım ve kendi fikrimi söyledim.

-Tamam o zaman elbisem hazır. Hazır zamanım varken ve benimki uyanmadan bir çay içelim.

Tüm içtenliğiyle mutfakta birşeyler hazırlarken bende masada koltuğa oturdum.

-Bana adımla hitap edebilirsin. Ben senin patronun değilim.

Gülümsedim. Masaya birkaç çeşit kurabiye koydu. Çayımı önüme koydu. Kendiside karşıma geçip ayak ayak üstüne attı.

-E Laçin işler nasıl gidiyor?

-Güzel.

-Giray'la aran nasıl onunla çalışmak zor olmalı. Zor bir insan.

-Sanırım alıştım.

Güldüm ve Melis 'te aynı tepkiyi verdi. Ev hanımı gibi bir hali vardı.

-Çalışmıyor musun?

Sordum. Bardaktan bir yudum aldı ve bıraktı.

-Hayır şuan oğluma bakıyorum. Onu tüm gün bakıcılara emanet edemem. Zaten herkesi bezdiriyor. Onu sadece sana emanet ediyorum. Sen olmasan oda benle gelirdi.

Bir yudum daha içti. Şakacı bir edayla konuştu.

-Çalışmasam bile zenginim.

Güldük son derece haklıydı. Ama bu genç yaşında sadece oğluyla ilgilenmesi beni şaşırttı.

-Gerçekten harika bir annesinin.

Melis gözlerini kaçırdı.

-Tüm bunlar oğlum için. O benim en değerli varlığım ona iyi bak lütfen. Aslında onu bırakıp bir yere gitmem. Hatta uzun zaman sonra onsuz dışarı çıkıyorum. Bugünde bu görüşme önemli olmasa gitmezdim.

-Sen hiç merak etme. Senin kadar iyi bakmasam bile elimden geleni yaparım.

Eline hafifçe temas edip bıraktım. Üzgün duruyordu

Güneşim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin