49-İlk Adım

1.7K 60 9
                                    

GİRAY'DAN

Saat çoktan sekiz olmuştu. O davete gitmeyi aklımdan bile geçimiyordum. Ama ben ne yaparsam yapayım Anıl bana karşıydı. Durmayacaktı. Bense öyle bekleyemezdim. Anıl ilk adımını attı adım atma sırası bendeydi.hazırlandım saat dokuz buçukta ancak orada olmuştum. Gecenin sonuna gelmiştim.
İçeri girdim gözlerim Anıl ' aradı. Daha önceden tanıdığım insanlarda vardı onlara selam verip geçtim. Boş bir masada durdum. Sol taraftan yaklaşan Anıl ' ı gördüm.

-Demek geldin bizde tam gidiyorduk.

Umursamaz bir bakış attım.

-Neticede geldim.

-Herneyse iyi eğlenceler.

Bu mu? Bu kadar mı? Buraya bunun için mi geldim. Anıl yanımdan yanımdan ayrılıp giderken arkasından bakakalmıştım. Birden konuşarak davetlilerin dikkati çekti. Davete başlamadan konuşma yapması gerekirdi. Her neyse bende herkes gibi dikkatimi onda topladım.

-Buraya kadar geldiniz için hepimize teşekkür ederim. Umarım eğlenmişsinizdir. Daha önceki konuşmamda belirtmedim ama izninizle birine teşekkür etmek istiyorum. Zor zamanımda yanımda olan birine teşekkür ediyorum. Bugün onun sayesinde burada olup bu konuşmayı onun sayesinde yapıyorum. Evet o bugünün en güzel kızı.

Ben şaşkınca onu dinlerken herkes onun eliyle gösterdiği yere bakıyordu.

-Teşekkür ederim Laçin.

Diye devam etti. Laçin der demez bende oraya baktım. Herkes alkış tutarken Laçin başını eğmiş. Bu ifadesini biliyorum. Utanmıştı.

Ama onun burada ne işi vardı. Göğsümde bir ağrı hissettim. Laçin'in Anıl 'la ne alakası vardı. Hızla adımlar atarak masasına doğru ilerlerdim. Ne hissetiğimi bile bilmiyordum. Sanırım korku, hissettiğim buydu. Korkmayı unutmuştum. Laçin 'in bileğini hızla tuttum.

-Giray Bey.

Onu tutup çekmeye başladım. Zaten herkes kendi havasındaydı. Laçin elini benden kurtardı ve durdu.

-Ne yapıyorsunuz?

-Şimdi buradan gidiyoruz.

-Siz gidebilirsiniz ben gelmiyorum.

Arkasını dönüp gidecekken tekrar bileğini tuttum. Söylenmelerini duymazdan gelerek onu kapıya kadar çıkardım.

-Elimi acıtıyorsun?

İki adım daha attıktan sonra bu kez bağırarak söyledi.

-Canımı yakıyorsun!

Elini bırakınca bileğini ovalamaya başladı.

-Laçin gidelim buradan.

-Neden? Siz gidin ben gelmek zorundamıyım?

-Zorundasın.

-Hiçte değilim. Siz istiyorsanız basıp gidin. Ben içeri geri dönüyorum.

Ne inatçı böyle. Tekrar giderken istemsizce onu yakaladım ve omzuma attım. Ayaklarını tuttum, vurmasına izin vermedim.

-Bırak beni. Ne yaptığını sanıyorsun?

Ben yürüdükçe Laçin daha çok çırpınıyordu.

-Giray bırak beni. Bu yaptığın ne biliyormusun?

-Ne adam kaçırmamı?

-Evet aynen öyle. Bırak beni. Manyak ya

Güneşim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin