47 - Eski Dost

1.6K 57 3
                                    

GİRAY'DAN

Yüzüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi açtım, nerde oldugumu bile bilmiyordum. Doğruldum başımın ucundaki resme bakmadan bu odayı tanıdım zaten Laçin'in odası. Ah doğruya beni buraya getirdi az çok anımsıyordum. Başım fena durumdaydı. Ceketimi sandalyenin üstünden alırken bir zarf fark ettim. İstemsiz alıp açtım.

Laçin istifa mı ediyor.

Kahretsin. Kalktığım yatağa tekrar çöküp baktım. Olamazdı. Bunu hiç düşünmedim. Neden istifa edecek ki? Tamam ona biraz kötü davramıştım. Biraz mı işkence gibi. Onu kendimden soğutmak için yaptım. İlk başladığı zamanlarda yaptığım birşeydi o zaman katlanmıştı. Ama şimdi ne oldu da böyle oldu.

Elimdeki kağıt parçasına baktım. Beni yıkmaya yetmişti. Amacım Laçin'i soğutmaktı. Kendimden uzaklaştırmak içindi herşey. Benden nefret etmesi içindi

Tek elimde kağıdı karıştırdım farkında bile değildim. Şu aralar ne yaptığımı bile bilmiyordum. Sürekli bir ikilemdeyim. Laçin hayatıma girdiğinden beri böyleyim. Karar alamıyorum karar veremiyorum. Eskisi gibi olamıyorum kendi kontrolümüde kaybedeceğim yakında. Neyi istediğimi bilmiyorum Laçin'i kendimden uzaklaştırmak istedim eğer benden nefret ederse ona yaklaşmak istemezdim. Saçmalık. Onu görmemeye bile dayanamıyordum ki.

Buradan gitmek istemiyordum ama kalkıp aşağı indim. Laçin koltukta uyuyordu. Yanına gidersem buradan çıkamazdım. Elimdeki kırışık kağıdı cebime koydum ve zorla evden çıktım.

Bugün izin günü zaten benimde işe gitmek yerine birini bulamam gerekiyordu. Telefonumu yokladım.işte burada.

-Görüşmemiz lazım Anıl

-Saat kaç senin haberin var mı Giray?

-Hemen.

Çok geçmeden Anıl karşımda duruyordu. Eski can dostum şuan en büyük can düşmanım olmuştu. Hala neden geri döndü anlamadım. Sadece para aklamak için mi? Sanmıyorum çünkü onu iyi tanıyorum. Yüzü aynıydı çocukluğundan beri hiç değişmemişti saf ve masum görünürdü. Elbette bu onun en büyük silahıydı.

-Neden geri döndün?

Diye söze girdim.

-Ne ben mi? Hayır Giray ben geri dönmedim ben zaten buradayım. Ama sen bırakıp gittin.

-Sana benimle kalmanı önerdim.

-Biliyormusun çok merak ettim. Sonunda bir ailen oldu değil mi hemde zengin. Bir şirkette yönetici oldun. Temiz bir hayat. Rahat bir yaşam. Herşey elinin altında. Tabi bunlara sahip olunca bizi sildin öyle değil mi?

-Ben kimseyi silmedim. Sana benimle gelip yeniden başlamanı artık kirli işleri bırakmanı söyledim. Sahip olduğum herşeyi seninle paylaşabilirdim.

-Ya peki aileni. Onlar sana ait öyle değil mi? Artık bir ailen var. Yıllarca üçümüz tek birşey dedik. Kan bağımız olmasa dahi bir birbirimize gönülden bağlıyız. Bu bağı dünyadaki kimse bu bağı kopamaz demiştik. Sen ben Gencer bir aileidik. Sen kanından olan aileni bulunca tüm bunları unuttun tabi.

-Bu yüzden mi beni öldürmek istedin?

Gülümsedi ve uzun uzun baktı. Alaylı bir gülümseme olduğunu anlayacak kadar iyi tanıyordum.

-Kendimce mantıklı açıklamam vardı elbette. Mesala beni yarı yolda bırkaman tüm işimizin batması, neredeyse hapise girecek olmam. Bunlar senin yüzümden.

-Sana bu işleri bırakmamak istediğimi daha önceden söylemiştim.

-Tabi ha diyince de bırakılıyor zaten değil mi? Bunları konuşmayı boşver?  Neden buradayız onu konuşalım bence.

-Tamam. O zaman Anıl neyin peşindesin.

-Söyledim son bir iş yapıcaz beraber

-Buna inanmamı beklemiyorsun öyle değil mi?

-Ah Giray hala körelmemişsin?

Yüzüme baktı.

-İnanmaktan başka çaren yok.

Aslında bu işin arkasında kim vardı bilmiyordum,  Anıl asla söylemezdi. Aniden telefonum çaldı. Cebimden çıkardım. Şirketen arıyorlardı. Kalktım görüşmem bitince tekrar masaya oturdum. Anıl yine gülüyordu.

-Seninki işi bırakmak istiyor demek.?

Ani bir şokla yüzüne baktım. Laçin'den bahsediyordu. Elindeki istifa kağıdını salladı.

-Cebinden düştü.

Dedi. Telefonu çıkarırken düşmüştü demekki. Elinden kağıdı alıp cebime koydum.

-Ah Giray ah. Bir kadın için bu kadar hassas olacağını kim tahmin ederdi.

-Kes sesini.

-Son işi onun için kabul ettin değil mi?  O zarar görmesin diye. Aslında onu kaçırtdığım zaman bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Sadece bir çalışanla sana ulaşmak istedim.
En değerli parçayı seçtiğimi ben bile bilmiyordum.

-Ona yaptığını yanına koymayacağım biliyorsun değil mi?

-Evet Giray evet biliyorum. Ama elimden ne gelir ki ben eski alışkanlıklardan vazgeçemiyorum. Şimdi müsadenle.

Kalktı ve öylece basıp gitti.  Anıl onu parçalamam gerekirdi. Sakinleşmeye çalıştım. Herşeyin zamanı gelecekti. Anıl açıkça bana savaş ilan etmişti. Yenilene kadar durmayacaktı. Her kozu kullanacağından şüphem yoktu. Belkide Laçin'in istifa edeceğini görmesi iyi oldu. En azından ona bir daha ilişmezdi.

***

Eve geldim. Kapının önümdeki zarfı aldım içerir girdim. Laçin uyandığında beni merak etmiş olmalıydı. Ama onu arayacak gücüm yoktu. Elimdeki zarfa baktım

"Giray Özdemir"

Yazan kağıdı açtım. Bir davetiye Anıl 'ın adına gönderilmiş. Demek şirket kutlaması. Anıl 'ın reklamcılık şirketi doğruya benimle bu şirket üzerinden iş yapacaktı. Şirketin sahibi olduğunu bilmiyordum. Anıl'ın arkasında kimse falan yoktu yanılmışım. Tek başına bana savaş açmıştı. Yarın akşam sekizde.

Yeni iş yapacağım şirketin kutlaması, buna katılmalımıyım?  Düşmanım açık kart açmıştı. Peki ben oynamalımıyım. Oraya gidersem bende kartlarımı açmış olacaktım. Bu oyuna hazırmıyım?  Düşünmek için çok zamanım var. Gidip duş almalıydım.

Güneşim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin