Her zamankin gibi Giray'ın emirlerini dinleyip duruyordum neyseki artık saçma sapan emirler verip durmuyordu İçeri girdiğimde direk odaya geldim daha gelmesine 15 dakika vardı her zaman dakikti. Dakikası bile şaşmazdı. Odasından masama baktım beni rahat görüyor olmalıydı acaba nasıl görünüyordum. Onun gözünden kendimi görmek istemiştim. Sonra bana ilk zamanlar bu odayı günde 2 defa temizlettiğini hatırladım. Neymiş efendim sınavmış. Dilimle temizletseydi bari. Eşyalarımı kendi masama bıraktıp kahvesini almaya gittim
/bugün giydiği elbiseler /Giray gelmişti gelir gelmez işe başlamıştı bende elimdeki küçük not defterimle peşinden koşuyordum.
Alt kattaki ofisleri geziyorduk ben arkasından geliyordum bir yandan not almaya çalışıyordum çok hızlıydı. Bense önüme bakmadan hem not alıp hemde yürüyordum.
-Söylediklerimi bir bir not alıyormusun?
-Evet.Arkanızdayım
Önümde yürüyordu durduğunu fark etmedim ve hızlı bir şekilde arkadan ona çarptım. Yüzüm sırtına gömülmüştü kokusunu hissettim ellerim ise belinin hizasındaydı ilk defa bu kadar yakındım ofisteki herkes işini bırakmış bize bakıyordu. Utanmıştım. İkimizde öylece durduk. Nihayet ben cesaret ederek kendimi çektim.
-Özür Dilerim dedim
Aman Rabbim oda neydi. Kırmızı rujum arkandan beyaz gömleğine değmişti. Tam bunu titiz adama söyleyecektim ki hiç dinlemeden basıp gitti. Bense bir anda Eyvah dedim ve elimi ağzıma götürdüm şimdi ne olacak.
Odasına çıktı ve koltuğuna oturdu. Hemen harekete geçmeliydim
-Bu gömleğinizi kuru temizlemeye verdiğimi hatırlamıyorum bence ben size yenisini getireyim
-Hayır. Gerek yok
Ne yapıcam şimdi düşün düşün bu titiz adam seni öldürmeden düşün.
-Ceketinizi giymelisiniz.Şey oda biraz soğuk gibi.
-Ben böyle iyiyim.
Birşeyler yazmakla meşguldü kafasını kaldırıp bana bakmadan sordu.
-Bir sorun mu var?
Sonra bana baktı. Bende ona bakıp beş saniye kadar uzun sürede cevap verdim.
Samimiyetsiz bir gülümsemeyle-Hayır dedim
Bir çay alıp geldim. Bu çayı üstüne dökmeliydim. Çayın soğumasını bekledim. O sıra kitaplıktaki dosyaları karıştırıyordu. Harekete geçme zamanı elimdeki çayla üstüne yürürken sağ ayağımı attım ve sol ayağımla sağ ayağımın arkasına doğru vurarak sanki kendi ayağıma tatılmış gibi yaptım ve bu hamle beni düşürecekti çayın olduğu elimi öne doğru fırlattım. Evet işte düşüyordum. Tam o sırada Giray harika refleksiyle ince bilekliğimi tuttu ve dengem sağlandıktan sonra belimden tutup beni kavradı güçlü kollarıyla beni kendine doğru beni çekti bedenlerimiz tekrar buluştu vücudunun sıcaklığını kendimde hissediyordum. Gözgözeydik. Ne an ama.
Sonra elini belimden çekti ve bir adım geri attı.
-İyi misin? Kendini yakmadın dimi?
-Teşekkür ederim. Ben iyiyim. Birden denge mi kaybettim
Beni nasıl tuttu of ya iyi bir halt etti sanki bir damla çay bile değmedi. Böyle bişe yapacağını tahmin edemedim. Yüzümün yandığını hissettim benden tekrar bir kaç dosya istedi bende getirmek için odadan çıktım.
Çıkınca başarısız planım beni deli etmişti.Utanıyordum. Tekrar zıplayıp elimle saçlarımı ensemden yüzüme doğru getirdim. Yüzüm saç doldu.
Aissshhh.Gerçekten bu kadar harika olmamalıydı.
Çağrı Bey den dosyaları almak için gidiyordum hızlı hızlı yürürken biri ayağıyla çelme taktı ani bir refleksle üzerinden atladım.
Bu Seda 'ydı
Beni düşürmeye çalışmıştı.Benden hoşlanmadığı belliydi ama bu neydi böyle ilk okul öğrencisi gibi. Kış mevsiminde işe nasıl bu kıyafetlerle geliyordu. Hiç birşey söylemeden yoluma devam ettim.
Dosyaları alıp çıktım. Bir yandan inceliyordum. Merdivenlerden iniyordum ki Basamakların bitmesine üç adım kala biri beni itti ve yere kapaklanı verdim.-Seda sen ne yaptığını sanıyorsun?
- Seni bu şirkette istemiyorum
dedi Ve gittiBen zavallı bir şekilde kalktım ve elimin tozunu sildim dosyayı yerden aldım. Dizim sızlıyordu. Baktığımda kanadığını gördüm zaten pantolonum yırtık olduğu için yaram belli oluyordu. Diz kapağım kan içindeydi.
Ama şuan benim tek dileğim Giray'ın o gömlekle şirkette gezmemesi oldu.Dosyayı kibarca önüne koydum. Çalıştığı için fark etmemişti.
Kitaplığın yanındaki raporları sıralamaya
dalmışım.-Ne yaptın sen? Düştün mü? Bacağın kan içinde.
Masadan kalktı ve bana doğru yürüdü.
-A o mu? Sadece küçük bir sıyrık.
Masasının etrafında bişeler aradı bulamayınca başka yerlere baktı sonunda dolaplardan birinden yara bandı çıkardı. Yanıma geldi bileğimden tutup beni koltuğa oturdu kendisi ise önüme diz çöküp yaramı peçeteyle temizlemeye başladı. Bense heyecandan tutuklu kalmıştım. Onu izliyordum çok yakışıklı ve sevimli görünüyordu. Kalbim yine yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sihirli bir gücüm olsa o anda kalmak isterdim. Eli yaramdaydı.
- yedi yaşında çocuk musun sen? Neden bu kadar dikkatsizsin?
-Şey dalgınlığıma geldi. Dengemi kaybettim
-Tembel insanlarla olduğu kadar dikkatsiz insanlarla çalışmayıda sevmem
Güzel elleriyle yara bandını yarama yapıştırdı. Gözlerimin ta içine baktı
-Bundan sonra dikkat et
Sonra geri çekildi. Yaptığından pişman olmuş gibi bir hali vardı camdan bakarken çenesini ovalıyordu. Arkadaki ruj izini gördüm. Teşekkür bile etmeden odadan çıktım ve masama gittim bilgisayarı açıp aslında akşam yazmam gerekn notları yazmaya başladım. Yan tarafımdaki Ayna aslında camdı yani beni görebilirdi. Acaba oradan bana bakıyormudur diye düşündüm
Ama beni izlemesi için bir sebep yoktu. Sadece yaramı pansuman etti kim olsa aynısını yapardı diye düşündüm.İş yapmaya dalmıştım ki kalem yere düştü. Yere baktım yok. Sanırım masanın altında bir kara delik var eğilip iyice baktım yine yok. Kafamı kaldırırken küt diye masaya vurdum. Vurduğum yeri ovaladım. Küçük bir çocuk gibi söylendim. Sonra Giray'ın beni bu halde görme düşüncesi aklıma geldi ve kendime çeki düzen verdim.
Bütün gün odadan gömlekle çıkmasın diye dua ettim. Odadan çıktığında ceketini giymişti masama doğru geldi. Oturduğum masadan Ayağı kalktım.-Ben çıkıyorum dışarıda yapacak işlerim var
-Benim yapabileceğim birşey var mı?
-Hayır. Sen yazdıklarını bugüne kadar yetiştir. Sabah onları masamda istiyorum.
-Peki. İyi Akşamlar
Dedim cevap vermeden gitti. Gözlerime bakmadan konuşuyordu galiba yaramı sardığı için pişman olmuştu. Bu düşünceleri unutup işime odaklanmaya çalıştım.
Umarım o gömlekle dışarıda fazla dolanmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşim Ol
Novela Juvenil... -Kesin manyaksın? Beni niye buraya getirdin. -Oradan uzaklaştırmak için tabi ki. -Etkili oldu mu bari? -Sence? -Ben gidiyorum. -Burada bizden başka kimse yok. Bu kıyafetinle yolda yardım isteyebileceğini sanmıyorum. Sinirle göğsüme vurdu...