Laçin 'den
Giray ' ın bana kötü davranmasının üzerinden bir hafta geçti. Bütün hafta böyle davrandı hatta hafta sonunu bile hayvan gibi çalıştırarak burnumdan getirdi. Belki de onunla hiç konuşmamalıydım. Aklımdan birçok şey geçiyordu. Çok önemli bir iş için hazırlanıyor. Yaşadığı stresi görmemek elde değil. İlk defa onu bir iş bu kadar düşünceli görüyordum. Ayrıca görüşmeleri sadece bir kaç kişiyle yapıyor ve bu görüşmelere alakasız bir şekilde Gencer katılıyordu. Neler döndüğünü bile anlamadım. Giray'la aramız berbat olduğu için işe dahi gitmek istemiyordum.
/Laçin'in giydikleri /
Bugün Giray 'ın dışarıda bir toplantısı vardı. Tabi bende onla gidecektim. Aslında onla aynı arabaya binmek bile beni germeye başlamıştı. Sürekli ayarlayıp duruyordu. Ah yağmur yağıyordu. Berbat bir durum. Geleceğimiz yere kadar başımı önümdeki notlardan kaldırmadım. Konuşmada önemli detayları yazarken elimden geldikçe başımı kaldırıp Giray 'a bakmamaya çalıştım. Önemli konuşmalar bitince bilgisayarı kapattım. Masadaki adam bana bakarak;
-Sonunda
Dedi. Aynı şeyi bende içimden söylemiştim. Yalnız adamın bakışları rahatsız ediyordu. Hakkımda birşey söylemesin diye dua ederken konuştu.
-Böylesine güzel bir sekreterle çalışmak dikkatinizi dağıtmıyor mu?
Deyince direk Giray ' a baktım. Son derece sakindi ve hayır der gibi baktı adama.
-Yaa
Dedi iğrenç bir gülüş atarak. Daha fazla konuşmazdı umarım. Zaten Giray 'la aramız kötüydü. Birden cebinden kartını masaya koyup elinle bana doğru itti.
-Belki benimle çalışmak istersiniz.
Masadaki karta baktım. Daha kendime gelmemiştim ki Giray sert bir sesle.
-işin bitti artık bu masada oturmana gerek yok. Kalk artık.
Masadaki eşyaları ikisininde yüzüne bakmadım. Kart hala masada duruyordu. Elimi dahi sürmedim ve oradan uzaklaştım. Dışarı çıktığımı geç fark ettim. Yağmur hala yağıyordu. Geri çekildim ve kapının önünde yağmurun durmasını bekliyordum. Az önce yaşadıklarımdan yüzüm yanıyordu. Serinlik iyi gelmişti. Kendime geldim. Bu işe başladığım zamanları hatırladım zor olsa bile sevmiştim. Giray 'la yakınlaşınca daha güzel olmuştu. Ama aslında hiç yakınlaşmadık ki. Bu benim fikrimdi. Bu kadar zaman hayatımda olan eksiği bulmuş gibi hissetmiştim. Sanırım tekrar kendi boşluğuma geri görüyordum. Zaten çok zor bir geçmişim vardı. Giray'la kendimi mutlu hissetmiştim. Kapının camından yansımama baktım. Anneme çok benziyordum. Acaba hayatta olsa bu benzerliğe ne derdi diye çok merak ediyordum. Herkes tarafından beğenilsem de bu durum beni zora sokuyordu. Her zaman bu tarz olaylar yaşardım geçmiştede şimdide bu yüzden insanları reddetmeyi öğrenmiştim. Annemde bunları yaşadı mı acaba? Onunla ilgili merak ettiğim o kadar şey vardı ki. Birden arkamda açılan kapı dikkatimi dağıttı. Giray yanımda durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşim Ol
Teen Fiction... -Kesin manyaksın? Beni niye buraya getirdin. -Oradan uzaklaştırmak için tabi ki. -Etkili oldu mu bari? -Sence? -Ben gidiyorum. -Burada bizden başka kimse yok. Bu kıyafetinle yolda yardım isteyebileceğini sanmıyorum. Sinirle göğsüme vurdu...