Öncelikle kitabım kadına karşı fiziksel zihinsel şiddet konulu değildir. İçermez.
Bad boy ve bad girl hikayesi de değildir.
'Ezik' ve 'Mafya' temaları tamamen farklılaştırarak yazılmıştır.
(Okurken lütfen fazla anlam yüklemeyin gülün geçin bende baz...
Yazım hataları ve bir kaç mantık hatası düzeltilmiştir.
........
Işıkları açtı Aral bana sarıldı. Yatağıma götürdü beni. Uyumaya devam ettim. Kaldığım yerden... ...........
Offf Aral nefret ediyom senden mal salak.
Şimdi siz diyosunuz ki ne oldu. En baştan başlayayım en iyisi.
Sabah normal insanlar gibi alarmın sesiyle değil. Kendi isteğimle kalktım. Saat 10 buçuk gibiydi. Banyoya gittim işlerimi hallettikten sonra ise üstümü değiştirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağı indim kahvaltımı yapmaya başladım. Yine bilinmeyen kişi kahvaltı hazırlamıştı. 2 aydır böyle. Aral da geldi.
Kahvaltı bittikten sonra Aral şirkete gitmek için hazırlanmış aşağı iniyodu.
"Aral ben de seninle gelebilir miyim?"
"Hayır" salak.
"Aşkım nolur hadi ya" evet aşkım dedim. Biz sevgilide olduk da.
"Tamam ama yanımdan ayrılma sakın."
"Tamam hadi gidelim." Dedim çantamı aldım içine telefon cüzdan şarj aleti kulaklıkda koyunca işim bitti.
"Aşkım hadi gidelim."
"Üstünü giyin de gel."
"Aral çok klişe artık bu sözler. Ben 18 buçuk yaşımdayım. Özgür bir bireyim. O yüzden bana karışma."
"Özgürmüş tüküreyim senin özgürlüğüne. Neyse hadi." Yanağına öpücük kondurdum. Arabaya bindik. Şirkete doğru sürmeye başladı.
.......
Şu anda ağzım 7 kat açılmış bir şekilde karşımı izliyorum. Koskocaman bir şirket tamam bizimkiside büyük ama bu kadar değil. Yani bizim iki şirketi toplasan anca bu olur.
Neyse ben görgüsüz değilim lütfen yani. Aralın koluna girdim. Birlikte asansöre doğru geldik. En üst kata yaklaşık 5 dakikada geldik. Niye bu kadar çok katlı olur ki.
Herkes bize bakıyordu. Tabi Aral mafya koskocaman şirket sahibi ben de Türkiyenin büyük iş adamlarından birinin kızı tanıyolar bizi Bakarlar. Aralın odasına girdik. O koltuğuna oturdu. Ben de karşısındaki sandalyeye oturdum. Kapı çalınınca içeri bir kadın girdi. Klişelik olmasın ama kadın kalçasını zor kapatan bir etek giymiş üst tarafı söylemiyorum bile. Bildiğimiz şeffaf renk giymiş. Içine giydiği çamaşırı belli oluyor bune ya.
" Daha açığı yokmuydu canım." Suratıma öküzün trene baktığı gibi bakmaya başladı. Sonra anladığını belirten bir ses çıkardı.
