3. BÖLÜM

983 52 1
                                    

“Ben yorgunum ya siz gidin” demişti genç kız. Aslında yorgun değildi ama gitmekte istemiyordu. Sonuçta kimseyi tanımıyordu partide. Galip hariç ama oda sevgilisiyle takılır diye düşünüyordu.

“Saçmala kızım ya, sen gelmezsen ben ne yaparım orada tek?” diye çıkıştı Zeynep. 

“Sende gitme o zaman…” 

“Ne demek gitme ya… Ya kızım ben haftaya o okula gideceğim farkında mısın? Böyle bir ortamda arkadaş edinmem çok kolay olacak. Belki aynı dersleri alacağım insanlar bile çıkar.

“Bana ne ki bundan. Sen git işte zaten arkadaş edinmekte ne zaman zorlandın ki?” diye sinirle soludu Yağmur. Bu kızın laftan anlamayan halleri onu sinir ediyordu. Hep kendisini düşünmesi de. Galip iki kızın tartışmasını izliyordu. bir parti için tartıştıklarına inanamıyordu. Hem de daha yeni tanıdıkları insanlar önünde.

“Yağmur deli etme beni. Ya kimseyle anlaşamazsam, ya yanlış insanlarla tanışırsam... Kuzenim olarak gelip yanımda durmak zorundasın. Kimseyle kaynaşamasam bile seninle sohbet edebilirim o zaman.”

“Yani kaynaşınca beni unutacağını şimdiden söylüyorsun ya pes doğrusu.” Diye ters bir cevap verdi. Gülnur hanım kızlara bakıp burukça gülümsedi. Hiçbir zaman değişmeyecekleri bir gerçekti.

“Kızlar ikinizde ya gidiyorsunuz yada eve geliyorsunuz. Yemek masasında tartışmakta ne demek oluyor?” iki kız birbirine baktı. Yağmur sinirle soludu ve, “Tamam ya gidelim bakalım. Ne varsa partide artık.” Diye mızmızlanarak kalktı yerinden. Kuzeni üzülsün istemediği için gidecekti bu partiye ama şimdiden bunalmıştı. 

“Yaşasın ya hadi Galip bir an önce gidelim.” Diyerek genç adama muhteşem bir gülümseme sundu. Biri suratı beş yarış diğeri mutluluktan kanat takmış bir ifadeyle genç adama bakıyordu. 

“Tamam o zaman görüşürüz” diyerek masadakilerle vedalaştı. Kızlarda aynı şekilde.. Bir takside hiç bilmedikler bir evde, bir partiye gidiyorlardı. Genç adam kızları izlemeye devam ediyordu. Sanki iki zıt kutup gibilerdi. Aslında evde gayet iyi anlaşıyor olduklarını görmüştü. Bundan da kızların eğlence zevklerinin farklı olduğu yorumunu çıkardı. Araba çok güzel bir villanın önünde girişinden içeri girdi ve durdu. Oldukça büyük bir bahçesi vardı. Açık mavi dış boyası ve arada süs olarak yapılan beyaz çiçek desenleri çok şık duruyordu. İçeriden son ses müzik sesi duyuluyordu. Gelip kızlara yol gösterip önden yürümelerini sağladı. Oldukça kalabalık bir partiydi. 

Sedat bir köşede arkadaşlarıyla oturmuş sohbet ediyor ve Galip’in gelmesini bekliyordu. İlk okuldan beri hiç ayrılmamış ve arkadaşlıklarını her gün daha da güçlü bir hale getirmişlerdi. Bazen gülmüş bazen kavga etmişlerdi ama iki iyi dost olmaktan vazgeçmemişlerdi.

“Sonunda ya Galip geldi” diyen Berna’ydı… Tipik Galip hayranlarından olsa da zamanla kendisini gruba kabul ettirmişti. “Sonun…” diye başlayan cümlesini Galip’le birlikte gelen kızları görünce tamamlayamadı Sedat. Adam tam bir çapkın olup çıkmıştı başına. Böyle güzel çıtırları nereden bulduğunu merak etti ve yüzüne en çapkın ve göz kamaştıran gülümsemesini yerleştirip kızları uzunca sözdü. Galip bu bakışları ve arkadaşının ne düşündüğünü anında anlamıştı. Kızlarla onların yanına ilerledi. Sedat gibi başkaları da şuanda yanında ki kızları süzüyordu. Bununda farkındaydı genç adam. kendi gruplarının yanına gelince,

“Naber gençlik” diyerek sordu.

“Biz iyiyiz de senden ne haber asıl?” bu imalı soru tabi ki Sedat’tan gelmişti. Gözleri hala kızlardaydı. Bu bakışlardan iki kızda rahatsız olmuştu. 

“Ne olsun ya, bende sen partiye çağırınca kızları da alıp gelim dedim. Ha bu arada sizi tanıştırayım da ayağınızı ona göre denk alın. Bu Zeynep babamın yeni eşinin kızı, zaten biliyorsunuz bu hafta sonu evleneceğini, buda Yağmur kuzenin.” Diye tanıttı.

“Öylemi çok memnun oldum hanımlar.” Sedat bu aile mevzusunu duyduktan sonra mesafeyi kurdu. Arkadaşıyla bundan sonra aile olacak kızlara asılamazdı.

“Bu çapkında Sedat. .. Arkadaşım diye demiyorum ama bir kızı tavlaması iki saniyesini bile almaz. Diğerleri de Berna, Nil, Turgut, Fatih ve Demet.” 

“Bizde memnun olduk.” Zeynep kısa ve öz cevap verdi. Yağmur da aynı şekilde. Diğerleriyle tanışma faslı bitince yanlarına oturdular ve sohbet başladı. “Ah unutuyordum Zeynep bizim okulda olacak bundan sonra. Ona yardımcı oluruz değil mi arkadaşlar? Yabancılık çeksin istemiyorum.”

“Oluruz oğlum ya dediğinde laf mı.” Diye Turgut lafa başladı. “Peki Yağmur oda bizimle mi olacak?” diye sormayı da ihmal etmedi. “Hayır o lise öğrencisi daha” sinirle söyledin Galip. Bu kadar dikkat çekici olmaları sinirlerini bozuyordu.

“Hangi bölüm Zeynep?” bu soruyu Sedat sormuştu. 

“Moda tasarım okuyorum ben siz?” diye resmiyetle sormuştu. Ne kadar çapkın biri olduğunu gayet iyi biliyordu ve bilmese de bakışlarından anlardı.

“Ekonomi okuyorum ben” genç kız tatlı b ir gülümseyiş sundu ve, “Anladım parayla aranız iyi olmalı?”

“Evet kimin olmaz ki?” Zeynep biraz düşündü. “Herkesi iyi olur. Sonuçta parasız alış veriş imkansız.” Diye yanıtladı. Sedat genç kızın gözlerine baktı. Kadınların nedense tek derdi alışveriş olurdu. Bu kızda onlardan farklı değildi ona göre. Başıyla onayladı sadece. Sohbet ilerlemiş ve Zeynep herkesle azda olsa muhabbeti kurmuştu. Grup oldukça eğlenceli gelmişti ona. “E kızlar siz hala meyve suyu içmeye devam mı edeceksiniz?” Fatih’in sorusuyla ona baktılar ve yine Zeynep konuştu. 

“Aslında ben meyve kokteyli alabilirim.” Şahane bir gülümsemeyle genç adama baktı. Galip buna itiraz etmedi. Bir kokteylle sarhoş olmazdı ya. Turgut aynı soruyu cevap vermeyen Yağmur’a sordu.

“Sen Yağmur sana da getirmemi ister misin?” diye ama Yağmur’dan önce aynı anda Galip ve Zeynep “Hayır” diye atıldı. Galip devam etti. “Yaşı küçük onun alkol alamaz.” Yağmur sessizce ona bakıyordu ama yorumda bulunmadı. Zeynep’se “Tutsa da içmez o. Öyle alkolmuş, sigaraymiş kulanmaz ve kullanılmasında karşıdır.” Diye gerekeç açıklamayı yaptı. Berna bir kahkaha attı ve,

“Hayatın anlamı bunlar canım nasıl kullanmaz?” diye yorum getirdi ama oldukça sert bir cevap aldı.

“Senin hayatının anlamı böyle bedenen salıksız bir yaşam anlaşılan ama ben hayata değer veririm ve kendime zarar verecek şeyle kullanma. Benim hayat anlayış bu.” Galip genç kıza baktı tebessümle, bu cevaptan hoşnut olmuştu. Kendisi müdahale edecekti ama buna gerek kalmamıştı. Berna rengi kaçmış bir halde genç kıza bakıyordu. Aradan geçen zamanda herkes dağılmış kendi hallerinde takılıyorlardı. Hatta Turgut’la Yağmur dans ediyordu. Bu yakınlık Galip’in hiç hoşuna gitmemişti. Sessizce yerinden kalktı ve çifttin yanına gitti.

“Turgut müsaade ette birazda biz dans edelim” diyerek genç kızı kendi kollarına çekti. Birkaç kadeh fazla içmişti bu gece. Sarhoş olmanın eşiğindeydi…

Zeynep lavaboya gitmek için yerinden katlı ve ilerledi. Merdivenlerden çıkıp lavaboyu arabaya başladı. Bir kapıyı açtığından gördüğü şeyle donup kaldı…

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin