Genç kız gördükleriyle eli kapı kulpunda donup kaldı. Bir çift eğlenceyi başka bir boyuta taşımışlardı. Resmen parti evinde işi pişirmekle meşkullerdi. Onun odaya girdiğini gördükleri halde sadece bakmış ve kucak kucağa pişirme işlerine devam ediyorlardı… Bir an elinin üzerinde bir temas hisseti, birisi elini tutmuş ve kapıyı kapatıyordu. Gözleri yukarıya elini tutan kişinin yüzüne kaydı. Ah Sedat’tan başkası değildi bu. Yerinden kalkan genç kızı görmüş ve nereye gittiğini merak etiği için takip etmişti. Bir kapının önünde donup kaldığını görünce yanına gitmiş ve kızı şoka uğratan manzarayı görmüştü. Bu onları için normal bir şeydi ama kız için olmadığı kesindi.
“İyi misin? Su falan ister misin?” diyerek tedirginlikle sordu. Resmen Zeynep’in rengi değişmişti. Derin nefesler alarak genç adama baktı. Şuan odadakiler yerine kendisi utanıyordu…
“Şey… Ben … of lavaboya gidecektim de” diye saçmalamaya başladı. Sedat gülümsedi… En azından artık konuşuyordu. “Gel ben seni götüreyim “ diyerek genç kızın hala avuçlarında olan elini bırakmadan peşinden götürdü. Zeynep hala olayın şokunda olduğundan bu temasın farkında bile değildi.
“Bir dakika bekle… Önce ben bir kontrol edeyim istenmeyen durumlar için.” Bu sözlerle kızın elini bırakıp lavabonun kapısını açtı. Genç kız o anda buraya kadar el ele geldikleri gerçeğiyle yüz yüze geldi. Sedat kontrol işini tamamlayınca Zeynep’e, “Tamamdır girebilirsin, ben seni burada bekliyorum” başıyla onaylayıp direk lavaboya girdi Zeynep. Şimdi neden onu beklediğini düşünüyordu. Hızlıca işini halledip yüzüne su çarptı. Kendisine gelmesi için bu şarttı. Sonra tekrar çıkışa yönelip genç adamın yanına gitti. Hala orada dediği gibi onu bekliyordu.
“Kusura bakma sana da zahmet verdim. “ diğer konudan bahsetmek istemedi. Genç adamda bunu anlayışla karşıladı. “Ne zahmeti ya saçmalama, hadi aşağı inelim” diyerek Zeynep’i yönlendirdi. Sadece küçük bir tebessümle “Teşekkür ederim” dedi.
Galip kollarına çektiği kızın gözlerine bakıyordu. Bu kızın bakışları onu rahatsız ediyordu. İçinde bilmediği tuhaf bir his yaratıyordu.
“Dans etmeye başlasak iyi olur, bize bakıyorlar da.” Diyerek arkadaşlarını gösterdi.
“Dans etmek için benden izin istedin mi ki? Pardon ama belki ben senle dans etmek istemiyorum. Bunu düşünmek çok mu zor?” diyen karşılık veren Yağmur’a sinirle baktı genç adam, ve onu iyice kendisine çekip hareket etmeye başladı. Slow bir şarkı olduğu için fazla göze batmıyordu bu zoraki dansları. Yağmur’da ona ayak uydurdu bir süre sonra ama konuşmaya devam ediyordu bir yandan da.
“Ya sen ne yapıyorsun? Bizi rezil etmek mi niyetin?”
“Neden rezil olalım ben gayet iyi dans ederim gördüğüm kadarıyla sende fena sayılmazsın.” Genç kız bu sözler gür bir kahkaha attı.
“Dans konusunda benimle yarışamazsın bir kere, ama anlatmak istediğim zorla dans ettirmeye çalıştığını anlarlarsa rezalet çıkardı. “
“Anlamadılar ve sen şuan benimle dans ediyorsun. Pekte zorlanıyor görünmüyorsun.” Alaycı bir bakış attı. Mavi gözleri parlıyordu.
“Mecburen ediyorum aslında “ bu cevaptan hoşlanmadı Galip ve, “Az önce Turgut’la da mecburen mi dans ediyordun?” diye sinirle sordu.
“Evet sıkıcı bir ortamdan uzaklaşmak için oldukça iyi bir seçenekti ama mecburi sayılır genel olarak bakarsak. Çok basit fikirli düz düşünceli arkadaşların var. Yani üniversite öğrencisi olmuşlar ama neyse canım bana ne.” Diyerek devamı getirmedi.
“Hım… Sevmedin yani?”,
“Sevmem mi gerekiyordu?” diye sordu genç kız, gerçekten fazlasıyla sıkıcı bulmuştu arkadaşlarını. Beyin yerine ne taşıyorlar merak bile etmişti dorusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ VURGUN
ספרות נוערMAVİ DÜNYAM HİKAYESİNİN DEVAMIDIR MAVİ GÖZLÜ, YÜREKLİ BİR ADAM AİLE ÖZLEMİ ÇEKEN GENÇ BİR KIZ GALİP'İN YAĞMUR AŞKI