31 bölüm

785 46 8
                                    

DÖRT YIL SONRA

“Of kızım sen beni sınamak için mi gönderildin ya. O ne bicim elbise” genç kız üstünde ki elbiseye bakıyordu.  “Nesi var ki?” diye sordu.

“Ne si yok demelisin bence? Bu halde balo falan yalan olur ona göre. Git değiş” diyerek emir veren adama baktı Yağmur. Öyle tatlıydı ki şuan kollarına atılmaktı terk derdi… Ama yapmadı.

“Ne var ki halim de ya? Sende iyice maço oldun başıma. Onu yapma bunu giyme yok ya? Başka arzunun ya da emriniz?” diye alayla sordu. Aynada kendisine bakarken… Üstüne girdiği açık pembe ve göğüs kısmı gökkuşağı gibi renkli olan straplez önden kısa arkadan kuyruğu olan elbisesine baktı. Gökkuşağı rengi etek uçlarında vardı. Ona göre harika görünüyordu ki bu adam çıkar dediyse oda fazla güzel ve sekssi bulmuş olmalıydı. Çünkü Galip kıskanç bir adamdı ve giydiklerine karışsa da çok nadir çıkar derdi. Sonra gözleri adam kaydı giydiği beyaz gömlek tün kaslarını ortalığa seriyordu. Hele üstüne tam oturan siyah pantolonu…  Of dedirtmek sadece kendinse değil bu adama da huydu. Bu kadar dar giyinmese ölürdü zaten. Baloda ki kızlar dipleri düşerek bakacaktı sevdiği adama orası kesindi. Bu gün onun mezuniyetiydi… O kadar kızın içine bu adamı sokmak istemede de gitmek zorundaydı. Yoksa oda kıskançtı ve bu tam karizma adamı evden çıkarmak istemiyordu.

“Var ama eve gelince artık güzelim” diye sırıttı Galip. Kendisine süzün kızın kıskançlıkla parlayan gözlerini görmüştü. Tam tamına dört koca sene. Onun için ölüm gibiydi ama sonunda diyordu. Artık yanımda. Uzun bir ayrılık değildi onları ki ama yine de ayrılıktı işte. İzmir’de şuan yanında olması bile özleminin geçmesine yetmiyordu. Yüreğiydi bu kadın onun. Her şeyiydi nefes gibi…

“O zaman çıkalım demek oluyor bu.” Gözlerini umutla genç adama kitle tuttu. Sevmek buydu ya gerisi yalandı. Ömründe hiç olmadığı kadar mutlu bir dört yıl geçirmişti ayrı bile olsalar bazen. Bazen diyordu içinden çünkü Galip her fırsatta kapısındaydı olamadı işi varsa o gidiyordu. Evlenmek işini zorda olsa askıyla almıştı genç kız.

“Ben ne desem de sen o elbiseyi çıkarmayacaksın ki bundan eminim ama bana asılan kızlarla da kıskançlıktan çatlayacaksın.”

“Hım… Sen çok mu farklı hissedeceksin yani?” tek kaşı havada bir eli belinde sormuştu bu soruyu Yağmur.

“Hayır hayatım bende aynı olacağım zaten amaç bu. Durumu eşitlemek.” Diye kızı belindeki elinden tutup kendisine çekti. Tek hamleyle dudaklarını bulmuştu. Yağmur önce dirense de çabuk teslim olmuştu sevdiği adama. Nefes nefese ayrıldıklarında mızmızlanıyordu yine.

“Rujum maf oldu ya. Of bir rahat durma zaten” diye çemkirdi.

“Bir şey olmamış kızım ya. Hem fazlaydı o ruj bir kere. Bak şimdi tam kıvamında oldu” diyerek dudaklarını baktı. İçinde ki tutku kor olup yakıyordu ama şuan gitmeleri gereken bir balo vardı. Yağmur üniversiteden mezun olmuştu ve balosu vardı. Artık yirmi iki yaşındaydı. Çocukluktan uzak muhteşem bir kadın olmuştu…  Onun kadını… Bunu düşünmek bile her şeye yetiyordu. Ama daha büyük bir sorunda beraberinde büyümüştü. Bir bakan bir daha bakıyor ve genç adam kıskançlıktan deliye dönüyordu. Zaten özlemin yanına zırt pırt buraya gelmesinin bir nedeni de onun sahibi olduğunu herkese göstermekti. Evli olsaydılar şimdi böyle bir ispat durumu olmayacaktı. Balo salonu gelince kapıda çift resmi çektirdiler. Sarmaş dolaş salonda ki arkadaşlarının yanına ilerlediler. Galip sık sık geldiği için birçok arkadaşını tanıyor ve aynı zamanda kendide arkadaş olmuştu. Eğlenceli bir grup olması çok keyifli sohbetlere sebep oluyordu.

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin