27. BÖLÜM

718 44 0
                                    

“Ama ya olmaz ki şarjım bitmiş benim” diye isyan ediyordu genç kız. Galip onun bu tatlı hallerine gülüyordu şuan. “Gülmesene ya! Bitmiş diyorum sana, görmüyor musun kapalı bak, ışıkları sönmüş” diyerek elinde ki telefonu araba kullanan genç adamın gözüne sokmaya çalışıyordu.

“Dur kızım ya, şurada şarj var oraya takarız açılır ışıkları.”

“Nerde ya nerde?” diye aceleyle sordu genç kız.

“Hemen şurada bu ne heyecan ya?”

“Of Galip ya, ben telefonumu kapalı tutmam. Ne zaman kapalı tutsam mutlaka bir şey olur. Uğursuz geliyor bana telefonumun kapalı olması” diyerek açıkladı. Bir taraftan da telefonunu şarj aletine taktı. Arabalara şarj aleti yapan kişiye dua ediyordu şuan. Telefonu açtı ve açmasıyla ekran mesajlarla doldu. Malını biliyordu kapalı kalınca bu telefon hemen aranırdı zaten.

“Of bir sürü cevapsız arama hem de Kaan’dan. Otuz yedi tane. Mesaj bile atmış dur bakayım ne yazmış” diye mırıldandı genç kız. Okuduğu her şey bir az daha telefonu açmasa nasıl bir felakette sürükleneceğini anlıyordu. Genç kız arama tuşuna basıp Kaan’ı aradı. Tek çalışı bile bitmeden telefon panikle açıldı bunu genç adamın sessinden de anlıyordu.

“Nerdesin canım? Bir şeyin yok ya?” diyordu Kaan.

“Sakin ol canım iyiyim, arkadaşımdayım neden bu kadar aradın hem beni?”

“Yağmur ne demek neden aradın? Evden ayrılmışsın teyzen arayıp söyledi. Kadın sana ulaşamayınca deliye dönmüş tabi bende.”

“Evet evden ayrıldım, kusura bakma şarjım bitmiş yeni fark ettim. Beni merak etme arkadaşımdayım. Bu gece onunla kalacağım sana yarın uğrarım.”

“Yağmur saçmala nerdesin söyle gelip alacağım seni” diyince genç kız Galip’e baktı. Onunla kalmak istiyordu ve kalacaktı da.

“Neyse görüşürüz yarın teyzeme söyle merak etmesin ben gayet iyiyim.” Bu son sözleri olmuştu telefonu kapatmadan.

“Bu eve ablanlar gelmiyor değil mi Galip?” diyerek sordu genç kız merakla.

“Hayır canım benden habersiz kimse gelmez. Hadi sana odanı göstereyim bakalım beğenecek misin?” diyerek genç kızın eline uzandı. Evi gezmişler ve en sona kalacağı oda kalmıştı. “Beğenirim neden beğenmeyeceğim ki?”

“Bak işte bu güzel. Sende ben o olamazsa uyuyamam yada bu olmazsa yatamam diyen kızlarda değilsin,”

“Olmadığı mı nerden biliyorsun ki? Ben küçük bebeğim olmadan yatamam ki.” Galip duyduğu cümleyle genç kıza dönüp, “Gerçekten mi? Uyuyamaz mısın? Belki ben yanında yatarsam uyursun.” Dediğinde Yağmur şaşkınlığını gizleyemedi. Ne demek ben yanında uyursam diye düşünüyordu.

“Bu ne demek şimdi? Benimle uyumayı düşünmüyorsun gerçekten değil mi?” diye aynın şaşkınlıkla sordu. Tüm dikkatiyle genç adamdan gelecek cevabı bekledi. Galip kahkahayı patlattı. Gözleri kızgınlıkla parlayan genç kıza bakarken. Ah o gözler zaten aşkı getirmemiş miydi ona. Vurulup kalmıştı açık kahvelerine. Vurmuştu da genç kızı mavi okyanuslarıyla. Aşık iki insanın gözleri vardı iki gençte. Birbirine tutkuyla bağlı gözler. Bakarken kıyamayan gözler…

“Şakaydı sadece bu kadar korkma. Seninle yatmayı şimdilik düşünmüyorum”

“Şimdilik?”

“Evet şimdilik ilerisini sonra konuşuruz güzelim. Geç bakalım yeni odana. Merak etme sen uyuyunca falan gelmem yanına.”

“Ne? Sende mi burada kalacaksın yani?”

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin