33. bölüm

719 50 0
                                    

“içeri gelmeyi düşünmüyorsunuz sanırım?” diyerek onların kendilerine getirmek adına konuştu. “E hadisenize” derken Galip’in kolundan tutup içeri çekti. Bu olayla diğerleri de kendilerine geldiler. Gül nur hanım aradan geçip “Kızım! Sen ne zaman geldin ya?” diye şaşkınlıkla sordu. Genç kız annesine sarılıp,

“Birkaç saat oluyor annem. Yağmur dedi ki ‘teyzem erkek tarafı oldu beni yalnız bıraktı’ bende nasıl olur annem yapmaz dedim ama sen sahiden erkek tarafı olmuşsun. Eh bu durumda benim gelip kız tarafı olmam lazımdı. Sana kızgınım bilesin” diyerek yanağından kocaman bir öpücük aldı. 

“Ama o istemedi ki,” açıklaması kızının ikinci öpücüğüyle yarıda kesildi.

“Biliyorum annem ama yinede sana kızgınım işte” diyerek geri çekildi. Diğerleriyle de görüştü ve içeri buyur etti. Bir kişi hariç bir kişi hala kapıda duruyordu. Gözleri ona kaydığındaysa genç adamında ona baktığını görünce gülümsedi.

“E Sedat sen kapıyı beklemeye mi karar verdin?” bu sözler bile hareket etmesine yardımcı olmamıştı. Zeynep sıkılıp tıpkı Galip’e yaptığı gibi onu da kolundan tutup içeri çekti. Sonra kapıyı kapatıp,

“Hayal görmüyorsun Sedat. Ve artık kendine gel ve beni takip et” Sedat cevap vermese de arkasını dönüp giden kızı takip etti. İçeride de karşılama işi bitmiş ve herkes kanepelere oturmuştu. Sedat’ta Galip’in yanına geçip oturdu ama hala Zeynep’e bakıyordu. Buradaydı ve hiç bir şey olmamış gibi ona bakıyordu. Hatta gülümsüyordu. Başını iki yana sallayıp bu şaşkınlığı üstünden atmaya çalıştı. Nasıl bir etkiydi bu adlandıramıyordu. Nasılda tutulmuş ve kelimeleri firar etmişti. Gözleri özlediği yüzde gezinirken içinde nasıl bir huzur vardı. Yıllardır içinde olan kasvet bir anda toz olup gitmişti sanki. Belki de bu yüzden tutulup kalmıştı. 

“Hoş geldiniz tekrar evimize” dedi Anıl. Resmen kız babası olmuştu. Her zaman bir kızı olmasını istemişti ama iki dünyalar harikası oğulla sahipti. Eh kız babası olmanın en zor kısmını da şuan yaşıyordu. Bir kızı büyütüp elin oğluna vermek gerçektende zor diyordu içinden. Hele kendi kıza olsa o zaman bu zorluğun kat ve kat artacağını hissediyordu.,

“Hoş bulduk damat. Ne tuhaftır ki sen benim kızımla evlisin ama istemeye bile gelmedin. Birde bana bak, senden oğlum için kız istiyorum.”

“Yağmur beni abisi olarak kabul edip, böyle bir onuru verdiği için çok mutluyum. Tuhaflıklar olsa da, benden kız almak zordur” diye oturduğu yerden daha bir dikleşti. Daha ilk sözcüklerin bunlar olması bir felakette mi işaretti bilemedi Galip’le Yağmur. Kurbanlık koyun gibi bakmadan öteye geçemiyorlardı. 

“Beyler daha yeni geldik. Az oturup sohbet etmeden konuşmayalım bunları. Çocukları boş yere germeye gerek yok değil mi?” diye sordu Gül nur hanım ama cevap kızından anında geldi.

“Gerilsinler annem ya gerilsinler. Anıl abi doğru söylüyor öyle hemen kız mı verilir. Bu daha tanışma fazlı sayılır” dediğinde sonunda kendisine gelen Sedat konuştu.

“Tanışma fazlı mı? Galip ve Yağmur bu anı dört senedir bekliyorlar. Tanışalı neredeyse beş sene oldu hem. Ah ama aileler diyeceksen inan bu ailen hepsi bir birinin senelerdir tanıyor.” Zeynep gülümsedi. Sonunda Sedat efendi konuşmuştu.

“Öyle mi? Beş sene nedir ki? Hem gerçek yüzünü gösterdiği ne malum? Yalnız olduğu bir gün başka hatunlarla yiyişmeyeceğini nasıl garanti ediyorsun ayrıca?” genç adam tek kaşı havada cevap verdi.

“O zaman Yağmur yalnız bırakmasın kardeşimi. Hem yiyişmek ne ya?”

“Ne olduğunun bence bu odada en iyi bilen sensin” Zeynep sinirlenmişti. İstanbul’a gelirken her ne kadar asla sinirlenmek yok dese de Sedat ondan sinir yapıyordu. Artık kanıtlıydı bu durum.

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin