25. BÖLÜM

672 49 2
                                    

Yağmur kahvaltı masasında sessiz bir şekilde kahvaltısını yapıyordu. Zeynep’se öldürücü bakışlar atıyordu sevdiği adama göz koyan kıza. Şöyle bir eline dolasa nasılda rahatlardı aslında. Galip gözleri Yağmur’da tabağındakilerle oynamakla meşkuldu. En sonunda Pelin konuşmaya karar verdi.

“Ay Kenan amca ya senin bu yeni eşin çok tatlı ama. Güler yüzlü ayrıca da.” Kenan bey genç kıza baktı ve gülümsedi. “Gül nur adı gibidir. Zaten bu yüzden ilk görüşte vuruldum ya.” Dedi. Pelin sinsice gülümsüyordu. “Kızı da çok güzel sayılır” diye konuştu bu defa. Sayılır kısmını ağzında gevelemiş ve tiksinir gibi söylemişti. Tabi olayı bilmeyenler bu sözleri sadece duydukları gibi düşünüyordu.

“Öyle mi? Bence sayılmaz çok ama çok güzel bir  Zeynep.” Dedi Kenan bey.

“Evet eniştecim Zeynep gördüğüm ve görebileceğim en güzel kız bence de. Kuzenin olduğu için söylemiyorum bunu kesinlikle yanlış anlaşılmasın ama Zeynep karakteri ve güzelliğiyle İzmir’i sallıyordu.” Yağmur bu kızın laf sokmaya kalkmasına uyuz olduğu için araya girmişti. Zaten öfkeliydi genç kıza. Hazır çıkarma fırsatı bulmuşken değerlendirdi.

“Mesela sen Pelin onun yarısı kadar güzel değilsin. Karakterinde öyle. Bu yüzden onu örnek almalısın bence belki de düzelme gösterirsin” diyince Gülnur hanım araya girdi bu defa. Yeğenini uyarma ihtiyacı duydu. “Yağmur bu nasıl bir konuşma tarzı böyle kızım” dedi.

“Nesi varmış teyze söyler misin? O kim ki Zeynep için güzel sayılır diyebiliyor. Ona soran mı oldu?” Yağmur öfkeyle teyzesine cevap veriyordu şimdi de. Bu kızın kötü niyetini fark etmediği için kızgındı.

“Yağmur bu yaptığın terbiyesizlik için hemen özür dileyeceksin” Yağmur teyzesinin bu sözlerinden sonra alayla güldü. O kızdan özür dilemek bir yana dursun. Şuana kadar ağzına bile almadığı hakaretleri sıralamak istiyordu. “Çok bekler” dedi sadece ama. Pelin hemen cici kız havalarına geri döndü. Yağmur’dan bu kadar büyük bir tepki beklemiyordu. Aksine Zeynep delirir diye düşünmüş ve böyle davranmıştı. “Ah lütfen benim yüzümden tartışmayın. Ben özür falan istemiyorum bu sadece bir yanlış anlaşılma.”

“Gayet açık ve net konuşuyorum neresini yanlış anladın ki sen?” diye sordu bu defa Yağmur. Pelin ne diyeceğini şaşırmıştı. “Kes artık Yağmur!” diye bağırdı bu sırada Kenan bey. Bu kadar ileri gitmiş olması yaşlı adamı öfkelendirmişti.

“Bu terbiyesizliğin nedenini açıklar mısın? Benim evimde benim misafirime karşı bu nasıl bir davranıştır” diyerek sözlerine devam etmişti. Babasının sözlerinin karşısın da genç kızın dolan gözlerini gören Galip, “Baba burası bizim evimiz ve Pelin bu davranışı kısmen hak ediyor. Bunu bildiği için kendini savunmak yerine ezilip büzülüyor.” Pelin Galip’in genç kızı koruması karşısında donup kalmıştı. İlk defa ona karşı birini savunuyordu. Babasından önce haddini o bildirir diye beklemişti doğrusu. “Ne saçmalıyorsun sen oğlum misafire karşı nerde görülmüş bu davranışlar. İkinizin de derdi ne hemen söyleyin?”

“Yok benim bir derdim. Kusura bakmayın evinizde olay çıkardığım için.” Diyerek oturduğu yerden kalktı Yağmur. Şuan bu evden çıkıp gitmek istiyordu sadece. Gül nur hanım yeğeninin alındığını anlamıştı. Eşine öfkeyle bakıyordu. Yeğeni sınırı aşmış olsa da bu kadar sert bir tutum hak etmiyordu.

“Kenan lütfen sen sus” dedi konuşmak üzere olan kocasına ve, “Yağmur güzelim yanlış anlama ama misafire karşı saygı konusunda seninle konuşmuştuk daha önce de.”

“Ah evet o zaman ki misafirde babamdı değil mi? Nasılda unuturum… Ama teyze ben sana o zaman da söylemiştim şimdide söylüyorum ben hak etmeyen kimseye saygı göstermem bu babam olsa bile. Kaldı ki bu kız benim hiç bir şeyim değil.” Zeynep ne olduğunu anlamadan ortalık karışmıştı. Ve kuzeninin her an ağlayacak olduğunun da farkındaydı. Aslın da o konuşmasa kendisi verecekti gereken cevabı.

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin