“Ya Rüya abla şimdi Galip’ler beni istemeye gelecekler ya” e der gibi baktı Rüya genç kıza. O direk evlendiği için böyle bir heyecan yaşamamıştı. “Of sence ortam çok gerilir mi?” diye sordu. Stresinin nedenini şimdi daha iyi anlıyordu. Kızı rahatlatmak için gülümsedi.
“Sanmıyorum yani Anıl bir sorun çıkarsa da çok ileri gitmez. Nermin hanım istemede olmayacak ki ondan kaynaklı bir sorunda olmaz.” Olumlu anlamda başını salladı Yağmur. Sevmese bile o kadının gelini olacaktı. Galip’e annesini atta diyemezdi ya. Rüya’yla Nermin hanım arasında ki sorunları bildiği için onlardan kız istemeye gelmeyecek olması yinede rahatlatıyordu onu. Gerçi gelse bile o kadının kendisini istemesine izin vermezdi. Teyzesiyle o kadının yan yana gelmesi bir felakete neden olabilirdi çünkü. Düğüne gelecek olsa da masaları ayrı olacaktı. Sadece Galip için muhatap olmuştu kadınla. Birde ileride dünyaya gelecek bebekleri için. Büyükanne sevgisini bilirdi. Babasının ailesi onu istemese bile. Annesinin ailesiyle yaşamıştı bu duyguları. Bebeği anneannesini göremese de bir babaannesi olacaktı. Tabi teyzesi anneanne görevi de yapardı ya onun bebekleri için. Ah sevmediği bir kadına katlanmak çok zordu. Hele de teyzesine yaptığı o kadar hakarete bir bire şahit olmuş biri için.
“Onu sevmiyorum ama Galip’in annesi. Sırf bu yüzden ona katlanacak olmak beni deli ediyor aslında.” Bir an bu sözler ağzından nasıl döküldü anlamamıştı bile Yağmur. Rüya’ya baktığında onun gülümsediğini görmek biraz rahatlamıştı gerçi.
“Bak güzelim bu konuda hissettiklerini çok iyi anlıyorum. Bende yıllarca ona nasıl katlandım bilemiyorum. Hem sen en azından onunla yaşamayacaksın ki, bu en güzeli. Galip için bu yaptığın gerçekten senin ne kadar iyi ve anlayışlı biri olduğunu gösterir. Kardeşim doğru kadını bulduğu ve vazgeçmeden peşinden gittiği için mutluyum. Siz harika bir çift olacaksınız ve mutluluğunu herkesi kıskandıracak.”
“Ben bir şey yapmadım ki. Hem Galip’te benim babamla konuşuyor. Ben istemesem bile ona karşı saygısızlık yapmıyor. Kızgın olsa bile asla beni doldurup yönlendirmeye çalışmıyor. Bir gün ona göre babamla barışa bilirmişim. Bu dünyanın duracağını bilsem bile yapmayacağım bir şey.”
“Belki de bu yüzden birbirinizin kaderi olmuşsunuzdur. İki yaralı kalp… Tedavinizi bir birinizi kırmadan yapıyor olmanız harika.” Diyip bahçeye çıktı. Yağmur cevap vermeden söylediklerini düşünüyordu. Gerçektende iki yaralı kalpti onlar. Tedavilerini bir birinde bulmuş. Galip için her şeyi kolaylaştırmak adına Nermin hanımla bile tartışmamıştı. Kadının ona bakan sinsi ve birazda kızgın bakışlarına rağmen. Ne demişti ona, “Benim oğlumla evlenecek olman seni seveceğim anlamına gelmez. Ama anlaşmaya çalışırım. Ailenle ilgili konuşmayacağıma dair oğluma söz verdim. Sende bana yani bizim ailemize yakışır bir gelin olmalısın. Damatlarımızı tanıyorsun değil mi? Bu aile öyle her rahatlığa gelemez. Sınırları bilmeli ve ona göre davranmalısın.” Bu sözlerle o zaman kahkaha atmak gelmişti içinde ama yapmamıştı. Daha doğrusu zor dayanmıştı. Galip’e söz vermeseydi daha ilk cümlede gülmeye başlardı. Hangi aileden bahsediyordu hem? Kırıp döktüğü, dağıttığı insanlardan nasılda rahat bahsediyordu. Birde sanki iki damadı varmış gibi konuşmuştu. Yaptıklarını unutmuş gibiydi yada onun bildiğini bilmiyordu. Kadına aynı rahatlıkta cevap vermişti. “Ben sınırlarım bilirim siz merak etmeyin. Bende oğlunuza bir söz verdim. Onu seviyorum ve mutsuz olacağı bir şey yapmak istemiyorum. Ama sizi sevdiğimi söyleyemem doğrusu. Her neyse aynı ailenin üyeleri olacaksak sizde yaptıklarınıza ve söylediklerine dikkat etmelisiniz” kadın renk değiştiren yüzüne gülümsemeyle bakmıştı o zaman. Duyduğu sesle bu düşüncelerden sıyrıldı genç kız.
“Yağmur abla sen şimdi gelin mi olacaksın?” diyen küçük kıza baktı.
“Evet Rana’m ben gelin olacağım tıpkı büyünce senin olacağın gibi.” Diye yanağından makas aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ VURGUN
Teen FictionMAVİ DÜNYAM HİKAYESİNİN DEVAMIDIR MAVİ GÖZLÜ, YÜREKLİ BİR ADAM AİLE ÖZLEMİ ÇEKEN GENÇ BİR KIZ GALİP'İN YAĞMUR AŞKI