12. BÖLÜM

681 40 0
                                    

“Ya bir kes kızım motora mı bağladın?” diye kükredi genç adam. Hem kahkaha atıyor hem de savunmaya geçiyordu. İstediği dağın tepesinde görürdü kendisini ayrıca. 

“Sen kime bağırıyorsun ya? Ama yok kabahat bende sende değil. Az daha teklifini kabul edecektim ya… Ayının biriyle sevgilim olacaktım. Benim için ilk senin için ne onu da bilemiyorum.

“Ne? Sen bana ayımı dedin şimdi?” diye resmen gözlerinden ateş açarak sormuştu ama, sonda teklifini kabul edecektim sözünü kavrayınca gözlerinin ateşi bir başka parlamıştı. “Dur bir dakika sen benim teklifimi kabul mu ediyorsun şimdi?” işte bu harikaydı ama tek kaşı havada ona bakan kız öfkeli görünüyordu.

“Evet ama bir ayıyla çıkamam ben kusura bakma. Daha ilk günden çeneme laf eden adam, yarın nelerime laf eder bilemiyorum yani?” Sedat sadece sırıtarak dinliyordu artık. Kabul sözünden başkası önemli değildi onun için. 

“Orasını sonra konuşuruz canım. Ayrıca ben senin sevgilin olarak istediğim her şeyine karışırım. Ah işte şimdi çok rahatladım” diyerek deniz havasını ciğerlerine soluyordu. Mutluydu çünkü…

“Sen harbi manyaksın ya… Ne sevgilisi? Kabul eden var sanki…” diye sinirle söyledin. Adam o kadar lafın içinden kabul edecekti mi kabul ediyorum diye anlamıştı. 

“Bak Zeynep tamam biraz atar yaptım ama sende hak ettin. Bir kahkaha atmalar falan yok öyle bize ters hareketler”

“Sim kim oluyorsunuz Allah aşkına ya?” diye isyan ediyordu artık.

“Erkekler canım. Bizim için sevgilimiz baş tacıdır ama alay etmediği sürece.” Buyur buradan yak diyordu genç kız içinden.

“Kusura bakma ama ben senin gibi deliyle sevgili falan olmam. Sen oltayı sal denize bir başka balık tut kendine. Artım sazan mı olur levrek mi?” dediğinde sözleri Sedat’ın dudaklarına yapışmasıyla kesildi. Öyle öpüyordu ki sanki dudakları sen benimsin diyordu. Genç kızın onu itme çabaları bir işe yaramıyordu. Sedat bir süre sonra kendisini geri çekti. Kızı nefes bıraktığını düşündüğü için geri çekildi. Yüzü domatese iki kardeş olmuş Zeynep, derin nefes alıp veriyordu. Bunu beklemiyordu işte.

“Hayat sanki dudaklarında… içim eridi resmen seni öperken sevgilim” Zeynep hala ses sadece nefes almaya odaklanmış gibi görünüyordu. Rengi biraz düzelir gibi olduğunda konuşmaya başladı.

“Aptal mısın sen ya? Ne öpüyorsun? Bir öteki dünyayı boylayacağımı sandım ya… Resmen nefesim kesildi…”

“Biliyorum güzelim ben her zaman nefes keserim zaten. Saat ilerliyor seni evine bırakma zamanı yaklaşmış” diyerek göz kırptı. Zeynep yine sustu. Konuşsa anlayacak bir adam yoktu karşısında… Zaten onunla çıkacaktı daha fazla uzatmaya gerek duymadı. Okulda ki Sedat hayranları ne tepki verecekti şimdiden merak ediyordu. 

“Şimdi biz sevgili olduk ya bir konuda anlaşalım. Beni öpmeden önce uyarda nefes alayım ölmemi istemesin değil mi? “ 

“Allah korusun o ne biçim laf güzelim. “ diyerek genç kıza baktı. O kahvelerde kaybolmak istiyordu. Şimdi karşısında ki küçük kız onun sevgilisiydi. İlk defa belki de bu kadar ciddi bir ilişkisi olacaktı. Bu düşüncelerle gülümsedi. Galip köpürecekti ama olan olmuştu artık…

&&&&&&&&&&&&

“Bu saate kadar sergide miydiniz?” Galip giriş kapısında Yağmur’a bakarak konuşuyordu. Genç kız hiç oralı olmadı. Şuan zaten bütün sinirleri bozulmuşken olamazdı da. Gördüklerini sindiremiyordu bir türlü. Zaten ne zaman sindirmişti ki? Babası tam karşısın da sanki onu hiç tanımıyormuş gibi bakarken canından can gitmişti. O lanet sergiye hiç gitmemeyi diledi. Bütün hıncını Özcan’dan çıkarmıştı. Hatta daha fazlasını genç adama “Kes artık ısrar etmeyi bunaltıyorsun beni. Böyle yapacaksan bir daha konuşmayalım…” diyerek yüzüne bile bakmadan taksiye binip uzaklaşmıştı. Bütün gün yalnız başına dolanıp sakinleşmeye, biraz olsun rahatlamaya çalışmıştı. Onun yüzünden ağlamamaya yemin edeli yıllar olmuştu. Şimdide Galip’in yersiz kıskançlıklarını çekemezdi. Doğruca merdivenlere yönelip odasına çıktı. Genç adamsa öfkeyle bakıyordu sadece. Onu görmezden gelmesi içini acıtıyor ve öfkesini kamçılıyordu. Ardından yüzünden güler açan Zeynep geldi. Bu keyfin nedeni merak ediyordu.

“Hoş gelsin hayırdır çok mutlu görünüyorsun?” diyerek genç kıza sordu. Zeynep gülümseyen ifadesiyle cevap verdi.

“Evet öyle… Şu aralar istediğim bir şey oldu diyelim ama sana söyleyemem o yüzden sorma” diyerek göz kırptı ve oda merdivenlere yöneldi. Kapı ağzından tek kalmak bu akşam için kaderi olmuştu.

Zeynep hızla kuzeninin odasına girdi. “Neler oldu bir bil….” Sözleri Yağmur’un soluk yüzüyle yarıda kesildi.

“İyi misin canım? Ne oldu? Yoksa Özcan mı bir şey yaptı sana?” diyerek korkuyla sordu. Genç kız olumsuz anlamda başını salladı ve konuştu.

“Halsizim Özcan’la alakası yok sen söyle bakalım ne oldu” diyerek gülmeye çalıştı. İçi yanarken gülmek ölüm gibi geliyordu….

“Ben ve Sedat çıkıyoruz” işte bu bomba etkisi yaratmıştı. “Şaka mı bu? Şakaysa hiç komik değil söyleyeyim.”

“Ne şakası canım ya o teklif etti hem de ne teklif ölsem unutmam yani… Neyse artık sevgiliyiz. Ay okulda ki kızları bir düşün hele bana tepeden bakan o grupta ki kızları” diyerek heyecanla anlatmaya başladı. Yağmur duyduğu her şey gülümsemeye başladı. En azından kuzeni mutluydu. 

“İyi bakalım kaç gün sürecek, sen adam okulun en çapkını de git sonra çık. Kızım sende bu kafa varken…” diyerek kuzenin kafasına vuruyordu.

“Ne vuruyorsun ya aptal edeceksin beni”

“Sen akılı mıydın ki? “ diye kahkahayı bastım. Şuan derdi de tasası da yok olmuştu. Yüreği yaralı küçük bir kız çocuğuydu henüz elbet büyüyecek ve yaraları kapanacaktı. En azından bunu umut ediyordu…

“Kızlar hadi akşam yemeğine” diye çağırıyordu Galip. Bu ev bu gün fazlasıyla canını sıkmıştı. 

“Tamam geliyoruz” Zeynep vermişti. Sonra kuzenine dönüp, “Hadi canım üstümüzü değiştirelim de yemeğe inelim Galip bilmiyor ona Sedat söyleyecek o yüzden “ elini dudağına koyup Sus işareti yapmıştı. Başıyla onayladı Yağmur’da…

“Ya bu haksızlık ama ya.” Zeynep masaya bakıp surat asmıştı. 

“Ne oldu kızım? Haksızlık olan ne?” 

“Anne ya ben rejimdeyim sizin kurdurduğunuz masaya bak. Bilerek yapıyorsun değil mi? En sevdiğim yemeklerin hepsi burada” diyerek elliye masayı gösteriyordu. Yağmur sırıtmaktan başka bir şey yapmıyordu. Onlar gülüp oynarken kapıdan içeri girin kişi her şey alt üst edecekti… Geçmiş tekrar gün yüzüne çıkacaktı…

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin