13. BÖLÜM

751 40 0
                                    

Nermin hanım eski kocasının evine gelmişti. Uzun zaman sonra onu tekrar görmek istemişti. Onu yok ederken geçen zaman, kocası yeni hayatı ve eşiyle mutlu mesut yaşıyordu. Bu içinde ki öfkeyi kamçılamaya yetiyordu. Bastığı zilden sonra hizmetçi tarafından eve alındı. Oldukça büyük ve zarif döşenmiş bir ev. Lüksün bütün imkanları bir arada. Yeni karısından hiç bir şeyi esirgemiyordu anlaşılan. Hizmetçinin arkasından oda gitti. Halbuki beklemesini söylemişti kız. Olacaklardan habersiz misafirin geldiğini haber vermek için yemek salonuna gidiyordu.

“Efendim bölüyorum ama bir misafiriniz var” demişti ki Kenan beyin gözleri öfkeyle parladı ve bir hışımla yerinden kalktı. Bu kadın hangi yüzle karşısında duruyordu bilmiyordu. 

“Ne işin var senin burada?” diye herkesi şok eden bir sesle bağırdı. Nermin hanım sadece gülüyordu. Galip annesini görmenin şokunu atlatamadan babasının sesiyle durdu. Bir annesine bir babasına bakıyordu. Nermin hanım hep bildiğini okuyan bir kadın olduğu için, bu bağrıştan yada öfkeden kırmızıya dönen gözlere takılmadan konuştu.

“Eski eşim ve onun yeni karısını tebrik etmeye geldim. Ne hoş bir aile tablosu bu… Bu sevimli kızlarda üvey çocukların mı? Oğlum sen niye öyle bakıyorsun anne hoş geldin demek yok mu?” evin içine bomba düşse bu kadar etkili olurdu. Kenan bey öfkeyle Nermin hanımın yanına yürüdü ve kolundan kavradığı gibi sürüklemeye başladı. Kızının hayatını mahfeden bir kadının evin de ailesiyle olduğu yerde işi yoktu.kadın öfkeyle tüm nefretini kusuyordu ama.

“Bu sürtükle nasıl evlendin. Adi sekreter parçası, buldun zengin adama yapıştın hemen değil mi? Pislik fahişe, görüntün bile ne mal olduğunu anlatıyor insana“ diye haykırıyordu. Gül nur hanım sessizce onları izliyordu. Gözleri dolu dolu olmuş, ne yapacağını yada ne söyleyeceğini bilmeden bakıyordu. Kızı ve yeğeni donmuştu zaten. “Kes o iğrenç sesini” diye kadının üstüne yürüdü Kenan bey. 

“Bu kadın için mi bana sesini kes diyorsun. Daha kendisini savunamayan zavallı…” demişti ki yaşlı adam eski karısının boğazına yapıştı. Dehşet ve şok ortamı sarmıştı. “Seni daha önce öldürmeliydim lanet kadın” diye bağırıp daha çok sıkıyordu boğazını. Galip gördüğü manzara karşısında donup kalmıştı ama annesinin kızarıp moraran yüzü kendisine gelmesini sağladı. Hızla babasının yanına gidip annesini kurtarmak için ellerini tuttu. 

“Baba bırak anne mi.” Derken adeta yalvarıyordu. Ama yaşlı adam kendisinden geçmişti. “Bırak artık ne yaptığını sanıyorsun?”diyerek bağırdı. Annesi hatalar yapmış olabilirdi ama annesiydi işte. Onun annesi…

Kenan bey bu sesle biraz olsun kendisine geldi. Oğlunun gözlerine bakıp kadın ı bıraktı. Galip’in kucağına düşmüştü Nermin hanım. Yerde oğlunun kucağında öksürerek nefes almaya çalışıyordu. Gözleri kızarmış ama öfkesi hala dinmemişti. Yılların nefreti vardı üstünde. “ Gözlerini kocasının yeni karısına dikti. 

“ Ba…Bak kocan ne yaptı. Hoşuna gitti değil mi? Seni adı sürtük.” diye güçlükle konuştu. Galip bu defa annesini susturma işini devraldı. Yoksa babası iyice kontrolden çıkabilirdi. 

“Anne yeter hadi gidiyoruz” diyerek kendisiyle birlikte kaldırdı kadını. Gözleri bir an Yağmur’la kesiştiğinde genç kızın gözlerinde ki öfke ve adını koyamadı yada koymak istemediği şeyler gördü. Sanki acıyor gibi bakıyordu. Bu rezalete daha fazla dayanamayıp annesiyle evden ayrıldı. 

Saatler sonra eve dönmüş ama içeri girmek yerine arka bahçeye gitmeyi tercih etmişti. Annesini ablasının evine bırakmıştı bu gece için. Yarın ilk iş yurt dışına göndermek olacaktı. Bahçede ki çardağa geçip oturdu. Bu gece olanlar resmen kabus gibiydi. Hava soğuk olduğu için üşümeye başlamıştı. İçi daha soğuktu gerçi. Aldığı her nefes donduruyordu genç adamı. Bir anda omuzlarına konan battaniyeyle arkasını döndü. Bu akşam ona acıyan gözlerle bakan Yağmur karşısında duruyordu. 

MAVİ VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin