4. Bölüm - Konu Sen ve Benim

9.1K 397 163
                                    



 Bahçe kapısında duran Selma Teyze, Seda'ya bakıyordu. Seda başını çevirip de Selma Teyze'sini görünce yüzünde yine gülücükler açtı. Mutfağın sahibi Selma teyzeydi ve ondan izinsiz kimse giremezdi. O muhteşem akşam yemekleri bu kadına aitti ve kızlar kendilerini bildi bileli bu kadın evdeydi. Asiye, Selma'nın kızıydı ve evin bahçıvanı olan adam da Asiye'nin babasıydı. 

"Selmoşum."

"Canım ne oldu? Ne işin var burada."

"Sorma Selmoşum sana ve mutfağına ihtiyacım vardı."

 Selma teyzesi içeri geldiğinde Seda'nın başını okşayıp, kapıda duran Mehmet'i gördü.

"Buyurun gelin."

 Mehmet bunun üzerine yavaşça mutfağa girip mutfak takımından bir sandalye çekip oturdu. Seda yavaşça omzunun üzerinden Mehmet'e bakıp, tekrar kendi işine döndü. Selma teyze, zayıf, orta boylu ve orta yaşlarında bir kadındı. Yeşil gözleri ve siyah saçları vardı. Asiye annesine hiç çekmemişti. Seda hep Selma teyzenin gözlerini beğenirdi ve en çok da annesinde bulamadığı huzuru bu kadında bulurdu.

"Ben bir şeyler yemek istiyordum. Sizin için sorun olmazsa eğer."

 Mehmet, Seda'ya bakmamaya özen gösteriyordu. Seda da mutfakta Mehmet yokmuş gibi davranıyordu.

"Tamam, oğlum. Sen yeni başladın sanırım."

"Evet, efendim."

"Bana, efendim deme. Sende Selma teyze desen yeterli."

"Peki."

 Gülümsediğinde Seda'ya baktı. Seda ona sırtı dönük yaptığı işi yapmaya devam ediyordu. Selma teyzesi yanına yanaştığında, Seda kadının elini tutup başını olumsuzca salladı.

"Hayır. Senin dinlenme vaktin geldi canım benim. Git dinlen sen."

"Ama yavrucuğum yemek vermem lazım."

"Ben hallederim. Git ve otur."

"Peki, kızım."

 Seda dolaptan yemeği çıkartıp bir tavaya ayırdı ve yavaşça altını yakıp ısıtmaya başladı. Bu sırada kafasını dinlemek için yaptığı tatlıya geri döndü ve işini yapmaya devam etti. Selma teyze masadan bir sandalye çekip Mehmet'in yanına oturdu ve gülümsedi.

"Anlat bakalım oğlum."

"Ne anlatayım?"

"Evli misin? Bekâr mısın? Ne kadar burada olacaksın? Çünkü kızlar baya başarılılar koruma kaçırmada."

 Seda bunun üzerine bıyık altı bir gülüş sergiledi.

"Ziya Bey ne kadar isterse burada olacağım."

 Birçok soruyu atlayıp ciddi bir şekilde tek bir soruya cevap vermişti. Bu sırada Seda, yaptığı tatlıyı fırına verirken, ocaktaki yemeği indirip tabağa boşalttı. Ekmek tenekesinden ekmek alıp, domates ve salatalıkları hızlıca doğrayıp bir kaba koydu. Hepsini bir tepsinin içine toparlayıp, çatal kaşık bıçak üçlüsünü de koyduktan sonra masaya gelip, Mehmet'in önüne koydu tepsiyi. Mehmet bu duruma oldukça şaşırmıştı.

"Teşekkür ederim, efendim."

"Rica ederim."

 Mehmet başını kaldırmadan konuşmasıyla beraber yemeği yemeye başlamıştı. Seda, onu izlerken, fırının verdiği alarmla beraber, fırının başına dönüp tatlısını fırından çıkarttı. Yavaşça bir kaba aldıktan sonra hazırladığı sosu üzerine döküp buzdolabına verdi. Beş dakika sonucunda tatlıyı çıkartıp dilimledi ve üç tabak hazırladı. İki tabağı masaya bırakıp, kendi tabağıyla odasına çıktı. Kapıyı yavaşça kapatıp, yatağının içine girip, televizyon karşısında yaptığı tatlıyı afiyetle yemeye başladı.

KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin