2. Sezon 10. Bölüm - Cehennemin dibine!

1.9K 105 45
                                    

Salondaki sofrayı özenle hazırladıktan sonra Seda her zamanki yerine oturdu ve Salman'a baktı. Salman düğmelerini iliklemiş bir halde ciddi bir tavırla merdivenleri çaktırmadan kesmeye ve bir yandan da gömleğinin uçlarını pantolonunun içine sokuşturmaya çalışıyordu.

"Endişe etmene gerek yok, Salman. Otur lütfen."

Sağ yanındaki sandalyeyi çekip, işaret ettiğinde Salman, huzursuzca gülümsedi. Salman'ın huzursuzluğunun Seda da farkındaydı ama elinden bir şey gelmiyordu.

"Yine de en son otursam iyi olur."

Ebru Hanım merdivenlerden aşağıya indiğinde kızı ve Salman'a bakıp gülümsedi. Hazırladığı çantayı merdivenlerin dibine koyduktan sonra masaya geldi. Salman'ın kalp atışları hızlandığında, yutkunmak zorunda kaldı.

"Geçip otursana oğlum. Koruma değil, şu an için misafirimiz sayılırsın."

Annesine bakıp iç geçirdikten sonra, Salman'a gülümseyen Seda, fazlasıyla rahattı. Salman başını hafifçe kabul edercesine salladıktan sonra Seda'nın yanına oturdu. Tek bir kelime etmesini beklerken, Ebru Hanım yemekleri koymaya başladı. Salman'ın tabağına ve Seda'nın tabağına koyduktan sonra, kendi tabağına da yemeği alıp, yerine oturdu. Uçtaki, Seda ve Ebru Hanım'ın yanındaki o boş sandalye Ziya Bey'e ait olduğu için kimse oraya oturmadı. Salman, fazlasıyla duruma şaşkındı. Seslerini duymuştu ama neler konuştuklarını duyamamıştı, çünkü anlaşılmamıştı. Salman da merdivenleri çıkmaya cesaret edememişti.

"Teşekkür ederim, efendim."

Salman alt dudağını ısırıp, tabağındaki yemeğe bakarken, Ebru Hanım gülümsedi.

"Afiyet olsun..."

Yemek boyunca çoğunlukla anne kız havadan sudan konuşurlarken, Salman kasılarak da olsa yemeğini yemeyi başarmıştı. Ziya Bey'in durumu, şirketin durumu derken anne kız sohbeti koyulaştırmışlardı. Salman çoğunlukla dinliyordu ve çoğunlukla da dinlemiyormuş gibi davranıyordu. Ebru Hanım çaktırmadan ara ara Salman'ı kesiyordu ve aklında tartıp ölçüp biçiyordu. 

"Sen ne düşünüyorsun Salman?"

Ebru Hanım'ın sesi ile irkilip, Ebru Hanım'a baktıktan sonra, Seda'ya baktı. Seda'nın gülümsemesini gördüğünde, biraz da olsa rahatlamıştı.

"Aslında ben hiçbir şey düşünmüyorum, çünkü konulara karışacak olan, en son kişi benim, sanırım."

"Seda, bizim için şirketin işleriyle ilgilendiğini söyledi."

"Seda Hanım'a yardım etmek için, elimden geleni yaptım."

Ebru Hanım'ın yüzünde oluşan gülümsemeye bakıp, Seda'ya baktığında, Seda'nın da gülmemek için kendini kastığını fark etti. Komik olan neydi, anlam veremese de sormadı. Anne kıza komik gelen ise, Seda'ya, Seda Hanım demiş olmasıydı.

"Yani, diyoruz ki, Salman, sen şirket işleriyle ilgilenirsen, yine de Seda'ya koruma lazım olacak. Çünkü bu ve bunun gibi olaylar ailemizin başına maalesef ki geliyor."

"Bak ben bunu hiç düşünmemiştim. Salman'ın şirketi iyi yönetebileceğini düşünüyorum ama koruma konusu soru işaretleriyle dolu."

"Sanırım, bu konu da en iyi kararı Ziya verirdi."

Seda, umutsuzca başını sallamakla yetinirken, Salman renkten renge girmekle beraber, şok üzerine şok yaşıyordu. Ebru Hanım kısa bir vedalaşmanın ardından, evden ayrıldıktan sonra, Seda ile Salman sessizce sofrayı toplamaya başlamışlardı. 

"Benim bir çok şeyden haberim yok, sanırım Seda?"

"Aslında var ama yok, diyelim. Ama şu an öğrenmene de gerek yok."

KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin