Sabah olduğunda Salman gömleksiz bir şekilde Seda'nın yanında yatıyordu. Seda'nın yanağı Salman'ın göğsünde duruyordu. Birbirlerine sarılmış bir şekilde uyurlarken, çalan telefon ile gözlerini aralayıp tavana baktı. Göğsünde yatan Seda'nın başına bir öpücük kondurduktan sonra, yavaşça sevdiği kadını, sıcaklığını bıraktığı yere yatırdı. Baş ucunda duran komodinin üzerinden telefonunu alıp arayana baktı. Annesi arıyordu.
Yataktan yavaşça kalktı. Telefonu cebine atıp, yerde duran gömleğini alıp giydi ve düğmelerini ilikledi. Ayakkabılarını giyerken Seda'nın az çıkan sesini duydu.
"Nereye?"
Arkasını dönüp gözleri kapalı bir şekilde konuşan Seda'ya baktı.
"Gidip geleceğim."
"Tamam."
Mahmur bir şekilde iyice yatağa sinen Seda'ya gülümseyen Salman, takımının ceketini de alıp odadan sessizce ayrıldı. Merdivenleri indiğinde Ziya Bey karşısında ciddileşip başı ile selam verdikten sonra evden ayrıldı. Sabahın verdiği serinlik ile beraber gerindi ve esnedi. Kapıya geldiğinde bir taksiyi çevirdi ve eve doğru yola çıktı.
Başını koltuğa yaslayıp, geceyi düşündüğünde hüznü ve sevinci beraber barındırdığını hissetti. Pelin'i düşündüğünde, içinde bir yerlerde hala ona olan sevgisini yenemediğini biliyordu ama Seda'yı çok fazla sevdiğini daha iyi biliyordu. Duyguları karşılaştırsa, Seda'ya olan duygularının ağır basacağını biliyordu. Gerçekten de Seda için yanıp tutuşuyordu.
Apartmanın önüne geldiğinde tutan ücreti ödedikten sonra kapıyı açıp indi. Bakışlarını balkona yönelttiğinde Pelin'i balkonda gördü. Pelin gülümseyip el salladığında, gülümseyip el salladı ve bakışlarını kaçırıp apartmana girdi. Pelin uzun zamandır yurt dışındaydı ve yurt dışındaki hayat onun için daha iyiydi, biliyordu Salman ama şimdi, geri dönmüştü ve ailesinin evinde, ailesinin yanında kalıyordu.
Merdivenleri çıkıp kapıyı çaldığında, aklının karışmasına engel olamamıştı. Kapı açıldığında ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Annesinin yüzünün asık olmasına dahi aldırış etmeden odasına yönelip, yatağına uzandı. Annesi onu takip ederek yataktaki o küçük boşluğa oturdu.
"Orada mı kaldın?"
"Hıhı."
"Seda ile beraber yattın mı?"
"Hayır."
Bakışları tavanı arşınladıktan sonra, bıkkın bir şekilde annesine baktı.
"Orada senin odan vardı değil mi?"
"Evet, anne, evet. Orada kendime ait bir odam vardı. Gittiğimiz her yerde de odam vardı. Seda ile hiç bir gece geçirmedim. Üstüne üstlük geçirsem ne olacak? Bunun hesabını neden veriyorum?"
Yalan söylemişti. Annesinin soruları, Salman'ı sıkmaya başlamıştı. Annesi ise bir şekilde işi bozmak için elinden geleni yapmaya çalışıyordu.
"Sen eskiden böyle değildin Salman."
"Sen de eskiden sevdiğim insanı kabullenirdin. Seda'ya karşı tavrın neden böyle?"
"Kız zengin oğlum."
"Zenginlik onun için hiç önemli değil anne. Keşke yargılamadan anlayabilsen."
"Aşmaya çalışıyorum."
"Anne, Pelin konusu ne?"
Annesinin hareketlerini dikkatli bir şekilde incelemeye başladı. Eğer işin içinde annesi varsa, Salman bunu mutlaka çözerdi.