Kızların sokağa çıkışları yasaklanınca, evdeki esaret başlamıştı. Ziya Bey, dahi şirkete gitmeden, işlerini evden halletmeye çalışıyordu. Güvenlik iyice sıkı hale geldiğinde, Mehmet ve Alper izne ayrılmışlardı. Kızlar evde oldukları için onlara ihtiyaç yoktu. Polis denetimi sürmeye devam ederken, olayların nereden çıktığı araştırılıyordu. Alper ve Sena, Kerem'in eve geldiğini, Ziya Bey'e anlatmamışlardı.
"Seda ve Sena..."
Kızlar başlarını çevirip annelerine baktılar.
"Düşünüyorum da bazen, nereden nerelere geldik. Açlık, sefalet, uykusuz geçen geceler..."
Seda sıkıntıyla başını sağa ve sola salladı hafifçe. Seneler öncesi anlatılıyordu yine ve anneleri gene bir şey peşindeydi, biliyordu. Tahmin ediyordu.
"Ziya Bey, haksız mıyım?"
Ziya Bey okuduğu gazetesinden bakışlarını çekip, hanımına baktı.
"Haksız mıyım derken?"
"Ziya Bey sen beni dinlemiyor muydun?"
"Ebru, uğraştırma beni, zaten canım burnumda."
Ziya Bey, sıkıntı ile ayağa kalktı.
"Ziya, otur lütfen. Senin de fikirlerin ve vereceğin kararlar önemli."
Ziya Bey, tekrar yerine oturduğunda, Seda ve Sena telefonlarıyla ilgileniyorlardı.
'Babası kılıklılar.'
Mırıldandıktan sonra tekrar konuşmaya başladı Ebru Hanım.
"Babanız artık şirket işleriyle uğraşmaktan sıkıldı ve yoruldu."
Seda, başını kaldırıp annesine baktı.
"Diyorum ki, doğrusu diyoruz ki, ya Seda şirketin başına geçsin ya da Seda kızım, Gökhan ile evlen ve Gökhan şirketin başına geçsin. Zaten hisseleriniz yarı yarıya olacak."
Ziya Bey, olumlu anlamda başını sallarken, Seda'ya baktı. Seda ise buz gibi bakışlarla annesini süzüyordu. Annesinin, Gökhan konusunda neden bu kadar ısrarcı davrandığını bir türlü anlayamıyordu.
"Anne, şirketin başına şimdilik ben geçerim."
Sena ablasının elinin üstüne elini koyduğunda, Seda yanında oturan kardeşine baktı ve buruk bir tebessüm sergiledi.
"Zamanı geldiğinde doğru insan ile karşılaşacağıma ve onunla evleneceğime inanıyorum ama artık bana Gökhan meselesini açma çok rica ediyorum. O doğru insan değil, ne benim ne de ailemiz için..."
"Seda'yı onaylıyorum."
Ziya Bey kızına destek verdiğinde, Ebru Hanım bir parça da olsa bozulmuştu.
"Ablamı bende onaylıyorum."
"Adalet bir şekilde yerine geldiğine göre, bundan sonra hem okulla hem de bir şekilde şirketle ilgileneceğim."
"Yine de Seda, bu konuları ciddi şekilde düşünmeni istiyorum. İkisini birden idare edebileceğine inanıyor musun?"
Annesine bakıp gülümsedi.
"Çok da yüklemeyiz canım. Seda hem rahatça okulunu hem de şirketi yönetebilir. Seda bu konularla daha yakın hem."
Seda küçüklüğünden beri çoğu kez şirkete gitmişti. Sena ise annesi ile kalmayı tercih etmişti. Seda'yı şirkette tanımayan ve sevmeyen yoktu. Daha küçücükken gönüllerini fethetmişti.
"Babama katılıyorum. Şirketle ilgilenirim ve bir şekilde de üniversiteyi bitiririm. Hem bunu yapan yani yapabilen birçok kişi var. Neden ben yapamayayım?"