Gözlerini açtığında gerinmek istedi ama kemiklerinin ağrıması nedeniyle dudaklarının arasından inleme çıktı. Etrafına göz gezdirdiğinde odada yine yalnızdı ve bu yalnızlık onu bir anda korkutmuştu. Dudaklarının üzerinde gezdirdi dilini, sonra da yavaşça yutkundu. Ağzı dili damağı tamamen kurumuştu. Boynundaki boyunluktan fazlasıyla sıkılmıştı ve kollarını hafif olan ağrılarına rağmen kaldırıp, boyunluğun cırt cırtını açtı. Boynundan çıkarıp attığında rahatça bir nefesi ciğerlerine çekti ve yattığı yerde yavaşça diklendi Seda.
Kapı açıldığında yavaşça alt dudağını ısırdı ve kapıdan içeri girecek olan kişiye baktı pür dikkat. İlk önce odaya baş döndürücü kokusu girdikten sonra, o muhteşem sesi duyuldu koridorda, gelen kişi Seda'nın koruması Mehmet'ti. İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra döndü ve Seda'ya baktı.
"Günaydın."
"Günaydın Mehmet."
Kalbinin tökezlediğini hissetti Seda. Neden böyle olduğuna anlam veremedi.
"Boyunluk?"
Seda'nın dudakları kıvrıldı, yanaklarında gamzeleri açıldı ve dudak kıvrımları kulaklarına ulaştı.
"Doktor çıkardı."
Yalan söylemişti ama gerçeği söylemek hiç içinden gelmiyordu.
"Bugün nasılsınız?"
"Ağrılarım var ama iyiyim. Sen nasılsın? Düne nazaran daha rahatlamış gibi gözüküyorsun."
Mehmet yavaşça gülümsedi. Evet, daha sakindi.
"Evet. Bazı konular vardı, fazla sinirliydim ve fazla abarttım."
"Nedir bu konular?"
Mehmet köşeye sıkıştığını hissederken, içeri doktorun girmesiyle rahat bir nefes alıp doktora baktı.
"Seda Hanımcım nasılsınız?"
"Acılarım ve ağrılarım dışında gayet iyiyim."
"Boyunluğu siz mi çıkarttınız?"
Doktor, Mehmet'e doğru dönünce, Mehmet de gözlerini Seda'ya doğru çevirdi.
"Seda Hanımcım?"
Mehmet'in ima dolu sesinin altında aynı zamanda hafif bir sinir yatıyordu.
"Ben çıkardım. Rahat nefes alamıyorum ve sıkıldım. Eve ne zaman geçebilirim?"
"Aslında bir kaç gün daha burada gözetim altında kalmanız-"
Seda elini kaldırdı ve doktorun sözünü kesti.
"Sen uzun zamandır bizimlesin. Yani biliyorsun ki hastanede yatmak pek bana göre değil. Hadi şu çıkış işlemlerini yaptır da evime gidebileyim."
Mehmet tek kaşını kaldırmış bir doktora bir de Seda'ya bakıyordu. Aralarındaki bu samimiyeti anlayamıyordu. Doktor sıkılmış halde başını kabul edercesine aşağı ve yukarı doğru salladı.
"Tamam, ama evde istirahat var. Burada nasıl olacaksa evde de aynı olacak. Bir süre dinlenmeni istiyorum. İlaçlarını kullanmanı ve sonra da bana tekrar görünmeni istiyorum."
Seda, zafer kazanmış bir edayla başını Mehmet'e doğru çevirdi.
"Mehmet çıkış işlemlerini yaptırır mısın? Bir an önce buradan gitmek istiyorum."
"Peki, hanımefendi."
Mehmet ve doktor odadan çıktıktan sonra, Seda yanı başında duran telefonunu eline aldı ve ekran kilidini başparmağıyla yukarı doğru kaydırarak açtı. Hiçbir zaman bir şifreye ihtiyaç duymamıştı. Ekrandaki aramaları ve mesajları gördüğünde gülümsedi. Telefonunu çoğu kez sessizde tuttuğu için bir kez dua etti. Rehbere girip Sena'nın numarasını bulup aradı. Telefon çalmasına rağmen açılmıyordu. Seda gözlerini kıstı ve kardeşinin neler karıştırdığını düşünmeye başladı.
