Hızlıca duşunu aldıktan sonra giyinmeye başladı. Yeni bir sunum için yeni bir takım seçerken oldukça hevesli ve mutlu görünüyordu. Bebek mavisi rengindeki bluzunu valizden çıkardıktan sonra hafifçe silkeledi. Gömleği üzerine giyip düğmelerini iliklerken aynı zamanda da saçını nasıl yapabileceğini düşünmeye çoktan başlamıştı. Üniforma tarzındaki bu mavi gömleğin yakasında bir fiyonk vardı. Siyah dar mini eteğini valizinden çıkarttıktan sonra onu da hafifçe silkeleyip giydi ve gömleğinin uçlarını eteğinin içine sokuşturdu. Diğer valizini açıp siyah topuklu ayakkabılarını ve saç maşasını çıkarttı. Saçını irice dalgalar verip geriye doğru attırdıktan sonra hafif bir makyaj uyguladı yüzüne. Çiçek şeklindeki pırlanta taşlı küpelerini taktıktan sonra siyah ve beyazı barındıran şık bir saati de bileğine taktı. Parfümünü sıktıktan sonra topuklu ayakkabılarını giydi. El çantasını ve evrak çantasını da aldıktan sonra kapısı çalmaya başlayınca kapıya yöneldi.
*
*
Salman çoktan hazırlanmıştı. Erkeklerin hazırlanması, bayanlarınkine göre daha hızlıydı. Ufak bir duş ve ardından seçilen tek tip takım elbiseden sonra siyah ruganlarla beraber en son saça ufak dokunuşlarla beraber parfüm sıkılışı ile hazırlığa son verilmiş oluyordu ki Salman da hemen hemen aynısını yapmıştı. Böylelikle Seda'dan önce, Seda'nın kapısındaki yerini almıştı. Geldikleri ülke olan Çin, herkesten ve her şeyden daha fazla kötülük barındırıyordu. Çin de ki düşmanları daha fazlaydı, çünkü Çin iş ortakları kimse ile anlaşma yapmıyorlardı, tabi ki Avcı ailesi dışında...
Seda kapıyı açtığında Salman gülümseyerek karşıladı sevgilisini. Seda da gülümsedikten sonra adımını odadan atar atmaz, Salman bir bakışta süzmüştü sevgilisini.
"Ah yapma!"
Seda başını çevirip Salman'a baktı.
"Neyi yapmamalıyım?"
"Bu eteği giymek zorunda mıydın?"
"Burası Çin!"
Seda gülümseyip Salman'a göz kırptıktan sonra yürümeye başlayınca Salman başını olumsuzca sağa ve sola salladı.
"Bari kıvırtmadan yürü, etek zaten yeterince kısa!"
Sesinin normal çıkmasına özen gösterse de pek başarılı olamıyordu Salman.
"Kıvırtmıyorum."
Oysaki sadece Salman'dan başkası onu görmediği için tabi ki de kıvırtıyordu.
"Bilerek yapıyorsun ama burası daha tehlikeli biliyorsun. İki kat işim daha zor ve sen mini etek giymişsin."
"Bilerek yapmıyorum ve tabi ki de giyeceğim Salman. Etekleri severim bilirsin."