Sırtını kapıya yasladığında içinde büyük bir boşluk hissetti Mehmet. Sanki bir şeyleri geride bırakmış ve yarım kalmış gibi hissediyordu. Esen rüzgarla sırtındaki ceketine daha çok sarıldı ve başını geriye doğru yaslayıp gözyaşlarını geriye doğru ittirmeye çalıştı. Olmuyordu biliyordu ama yapmaya mecbur hissediyordu kendini.
Evin kapısından ayrılıp bahçeyi adımladı ve duygularını bastırmaya çalıştı. Bahçe kapısını açtığında yüreğinin titrediğini hissetti. Seda'yı geride bırakmanın ne kadar zor olduğunu anlamaya başlarken, yine de kendine yedirememesinden dolayı kaldırıma adımlayıp kapıyı çekti. Kapının sesi ile beraber içinde bir şeyler de parçalanıp gitti Mehmet'in. Geçen taksiyi durdurdu ve kapıyı açıp son kez ardında kalan eve yarım yamalak da olsa gülümseyerek baktı ve taksiye binip ayrıldı.
*
Seda bütün geceyi uykusuz geçirmişti. Sürekli olarak duygularını ve Mehmet'i düşünüp dururken sabahı etmişti. Sena'nın yanından yavaşça kalkıp kendi odasına geçtiğinde kendini dağılmış hissediyordu. Duyguları ile nasıl başa çıkacağını düşünüp dururken, yine dönüp dolaşıp aynı noktada tıkanıp kalıyordu.
"Ne olursa olsun."
Ani verdiği karar ile beraber üzerindekilere aldırmadan merdivenleri indi ve Mehmet'in odasının önüne gidecekken, bahçe kapısının sesini duymasıyla durdu. Kalp atışları hızlanırken, gözlerinin dolmasına engel olamadı. Gidiyordu, biliyordu, veda dahi edememişti, etmek istememişti, engel olamamıştı. Tüm cesaretini toplayan Seda, yine yerle yeksan olmuş ve dağılmıştı.
Alper, Seda'yı kapıda gördüğünde yavaşça öksürdü. Öksürük sesini duyan Seda irkilip bakışlarını yerden ayırıp Alper'e yönlendirdi. Seda'nın gözlerinden dökülen damlaları gören Alper'in aklına gelen ilk Sena oldu. Dağılmış saçları, çöken gözlerinin altını görebiliyordu.
"Günaydın, Seda Hanım. Bir şey mi oldu?"
Alper'in dahi Mehmet'in gidişinden haberi yoktu. Gözyaşlarını parmak uçlarıyla sildi Seda ve arkasını dönüp merdivenleri çıkmaya başladı. Alper içindeki korkudan dolayı daha fazla dayanamadı.
"Seda Hanım, Sena Hanım iyi mi?"
Soruyu duyan Seda merdiven basamaklarında durup yavaşça gülümsedi. En azından kardeşini çok seven bir adam olduğunu anladı.
"Sena."
Sesi oldukça titrek ve boğuk çıkan Seda, yavaşça yutkundu.
"Sena iyi."
Alper başını eğip gülümsedi ve rahat bir nefes aldı. Tekrar başını kaldırdığında merdiven basamaklarını çıkmaya başladı.
"Ya siz?"
"Mehmet gitti."
Alper çıktığı merdiven basamağında donup kaldı.
"Ne demek gitti?"
"Bilmiyorum, sadece ona-"
Sesi titrediği için sustu ve adımlarını hızlandırıp merdivenleri hızlıca çıktı.
'Seni seviyorum veya elveda diyemedim.'
Cümlenin geri kalanını Seda kendi içerisinde tamamladı. Alper olanlara anlam veremiyordu. Kaşlarını çattı ve bakışlarını merdiven basamaklarında gezdirip, tekrar Seda'ya baktı. Merdivenleri hızlıca çıkıp, Seda'nın odasına girdiğini görmesiyle Sena'nın odasına girdi. Sena yatakta yüz üstü uzanmış ve battaniye ile sarmalanmıştı. Yanına yaklaşıp Sena'nın yüzünü inceleyen Alper, ne olduğunu anlamak ve çözümlemek istiyordu. Çünkü arkadaşını yıllardır tanıyordu ve Mehmet'in böyle kaçmayacağını çok iyi biliyordu.