"Seni eve bıraktı mı? Ne konuştunuz?" Jimin, kafasını Hoseok'un karnına koydu.
"Evet hyung, iyi geceler öpücüğü bile verdi. En yakın zamanda evlenmeyi düşünüyoruz." Jimin gözlerini kapatıp abisine cevap verdi.
Hoseok kendisiyle dalga geçen küçüğünün kafasına vurdu. "Ne kadar da komiksin Jimin, merak etmeye de gelmiyor seni!"
Jimin dün akşamdan kalan konuşmaları zihnini meşgul ederken gülümsedi. "Bu aralar bunu çok sık duyuyorum hyung, inan bana."
Hoseok'un anlamaz bakışları eşliğinde iç çekerek yattığı yerden doğruldu Jimin. "Bir şey yapmadık aslında. Biraz oturduk, dondurma yedik sonra da biraz yürüyüp vedalaştık. Ama hissediyorum, eğer böyle devam ederse çok yakında arkadaş olacağız."
"Sanki artık amacın onu kulübe dönüp Tae'ye yardım etmesi için ikna etmek değil de ona yakın olmakmış gibi geldi bana." Hoseok yataktan kalkıp odasının kapısını açtı. Hala yatağında oturup kendine aptal aptal bakan kardeşine sinsi bir sırıtış yolladı. "Hatta belki de çok daha fazlası."
Jimin anında kızarmaya ve yanmaya başlayan yanaklarına aldırmadan pek de masum sayılamayacak küfürler eşliğinde evin içinde diğerini kovalamaya başladı.
***
"Bıktım senden Jimin, bıktım." Karanlık yollarda el ele tutuşmuş yürürlerken Hoseok diğerini azarlamakla meşguldü.
"Şu elimin haline bak, nasıl tırnaklamışsın. Boynumdan bahsetmiyorum bile. Vampir misin sen? Ne ısırıyorsun aptal?"
Jimin abisinin elini diğer eliyle de sarmalarken masumca sırıttı. "Sana ben çirkinleşmeden önce lafını geri almanı söyledim, değil mi?"
Bugün kaçıncı olduğunu sayamadığı şaplaklardan bir tanesiyle daha kafası öne doğru savruldu sarışının. "Bir de hala konuşuyorsun, alacağım şimdi ayağımın altına o olacak."
"Aman be hyung, sana da yaranılmıyor."
Atışmalarını ikisinin de telefonundan yükselen bildirim sesleri bölmüştü. Jimin ortak sohbet odalarına girdiğinde Taehyung tarafından yollanmış bir fotoğrafla karşılaştı. Çocuk, Namjoon'un boğazına doladığı koluyla kocaman gülümsüyordu. Ancak Jimin fotoğrafın kaymış olmasından ve Namjoon'un tam görünmese bile kıpkırmızı olmuş suratından zavallı yaşıtının bu fotoğrafın bedelini biraz ağır ödediğini anlayabiliyordu. Jimin gülümseyerek fotoğrafı kapatıp sohbete döndü. Taehyung bir de mesaj yollamıştı.
Muhteşem Kim geri döndü.
Eh, yanımda da abim var :)
Hoseok kahkaha atarak telefonunu cebine attı. "Gittikçe daha da salaklaşıyor ama seviyorum bu çocuğu."
Jimin de onaylarcasına kafasını salladı. "Salaklığı ve her geçen gün daha yakışıklı oluşunun doğru orantılı olması beni üzüyor."
"Haklısın, son zamanlarda cidden büyüdü, daha yakışıklı oldu. Sana bir şeyler anlatıyor mu? Hayatında kimse yok muymuş?" Hoseok kafasını Jimin'e çevirdi. Çocuk dudaklarını büzdü.
"Anlatsın diye sıkıştırıyorum ama pek bir şey söylemiyor. Bu sıralar bir garipleşti."
Yol ayrımına geldiklerinde durdular. Hoseok annesinin isteği üzerine markete, Jimin de kendi evine gidecekti.
"Merak etme, fazla dayanamaz anlatır."
Jimin kafasını salladı ve abisinin elini bıraktı. "Yarın görüşürüz Jiminnie." Hoseok kendisinden uzaklaşmaya başlayınca Jimin seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Steps [jikook/vhope]
FanfictionJeon Jungkook kimselere yenilmiyordu. Park Jimin ise küçük bir istisnaydı. *** 24.4.18 16.9.18