18-Bana Asılma Yoksa

14.4K 1.4K 903
                                    

"Ah, işte yine midemin en sevdiği mekandayım. Seokjin hyung bugün ne yaptı acaba?" Jimin, Jungkook'un peşinden paytak adımlarla mutfağa yönelirken sordu.

"Bilmiyorum, sabah ben çıkarken hala uyuyordu, belki de bir şey yapmamıştır." Jungkook elindeki çantasını rastgele bir yere atıp mikrodalga fırına yöneldi, Seokjin hyungu ısıtılacak bir şeyler hazırladığında genellikle buraya bırakırdı. Kapağını açtığında boş olduğunu görünce tam buzdolabına yönelecekti ki sarı saçlının seslenmesi üzerine durdu.

"Boşuna arama, uyuyakalmış, dışarıdan bir şeyler söylemen için para bırakmış." Jimin mutfak masasından aldığı parayı ve Seokjin'in yazdığı notu Jungkook'a gösterdi.

Jungkook kafa salladıktan sonra cebindeki telefonunu çıkartıp Jimin'e gülümsedi. "O zaman?"

Jimin diğerine yaklaşırken gülüşüne aynı şekilde karşılık verdi. "Pizza."

***

Jimin yayıldığı koltukta biraz daha aşağı kayıp karnını ovdu. "Gerçekten, bu kadar abartmaya gerek var mıydı?"

Jungkook, Jimin'in yattığı koltuğun hemen yanında, yüzüstü bir şekilde yerde yatıyordu. "Üçüncüyü bitirmek için kendimizi zorlamamalıydık."

"Jungkook, kalk biraz yürüyüş yapalım. Kilo alacağız yoksa kalk." Jimin üzerine çökmüş olan yorgunlukla savaşarak yattığı yerde doğruldu. Uzanıp hareketsizce halıda yatan siyah saçlı çocuğun sırtını dürttü. "Uyuma hemen, bıktım şu huyundan. Kalk dedim, mükemmelliğim zedelenir eğer kilo alırsam, yakmam lazım bu kalorileri."

Jungkook çoktan mayışmış bir şekilde güldü. "Benim ihtiyacım yok, sen yak."

"Neden, sen çok mu mükemmelsin?" Jimin kaşlarını çattı. Artık eğilmekten yorulduğu için Jungkook'un sırtını ayağıyla dürtmeye başlamıştı. Jungkook kendisini umursamadan yatmaya devam edince sinirle ayağa kalktı. "Jeon Jungkook ya kendin kalk ya da ben kaldırırım."

Jungkook az öncekinden daha yüksek sesle güldü. "Gerçekten, bunu yapabileceğine olan inancın ne kadar?"

Jimin derin bir nefes alıp Jungkook'un kolundan tutup çekiştirerek çocuğun sırtüstü yatmasını sağladı. Sonraki adım kolaydı, artık iki kolunu da tutabilirdi. Jungkook'un kendisini ayakta bulması an meselesiydi.

Jimin derin bir nefes daha alıp diğerine doğru eğildi ve iki kolunu da üst taraflarından kavradı. İlk çekişinde bir hareketlilik olmadı, ikinci ve üçüncüde de öyle. Fakat Jimin amacını çoktan şaşırmıştı zaten. Artık Jungkook'un ayağa kalkıp kalkmamasıyla değil, kollarının nasıl bu kadar kaslı olduğuyla ilgileniyordu.

"Jeon Jungkook, elimin altındaki şeyler kas mı? Giydiğin o kocaman kıyafetlerin içinde neler saklıyorsun sen?" Jimin, ter içinde kalmış bir şekilde ve nefes nefese, yerde yatan Jungkook'un yanına oturdu ama elleri hala çocuğun kollarındaydı.

Jungkook gözlerini hafifçe açıp Jimin'e baktı. "Sana ne gibi geldiler Jimin?"

Jimin sol eli hala çocuğun pazusundayken oradan destek alarak yükselip siyah saçlının kafasına vurdu. "Senin yüzünden ter içinde kaldım, bir de dalga geçiyorsun. Ama üzülme, eğer kendini affettirmek istiyorsan bir kez kaslarını görmeme izin verebilirsin." Siyah saçlıya hep yaptığı gibi çapkınca gülümsedi.

"Bana asılma, Park Jimin." Jungkook da Jimin gibi halının üstünde oturur pozisyona geldi. Elini karşısındaki çocuğun alnına götürdü ve oradaki saçları itti. "Terlemişsin gerçekten de. Pekala, üzerimize rahat bir şeyler giyelim de öyle yapalım bari mecburi yürüyüşümüzü."

Baby Steps [jikook/vhope]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin