Jimin ve Hoseok, dans etmeye olan tutkularını ilk fark ettikleri zamandan beri evlerinin yakınındaki bir stüdyoda bazen ders alır bazen de kendileri prova yaparlardı. Jimin kendi geleceğine dair her şeyi bulanık görse bile, abisinin bu sene mezun olduktan sonra ülkedeki en iyi sanat okullarından birine gideceğini biliyordu. Hoseok dans konusunda doğuştan yetenekliydi, bunu fark etmemek imkansızdı.
Yine stüdyoda dans ederek, çoğunlukla kavga edip birbirlerine vurarak vakit geçiriyorlardı o gün. Namjoon'la sabah görüşmüşlerdi. Yoongi ve o birlikte takılacaklardı. Taehyung ise bugün akşama kadar yatmak istemişti. Namjoon sabah evden çıkmak için kardeşini ikna edemediğini söylemişti.
Yine de hepsi akşam Kim Ailesinin evinde buluşmak için sözleşmişlerdi. Yoongi tekrar gitmeden önce hepsi ellerinden geldiği kadar onunla vakit geçirmek istiyorlardı.
Ancak Jimin, aklını fazlaca meşgul eden birisi yüzünden etrafındaki olaylara odaklanmakta zorluk yaşıyordu. Jeon Jungkook.
Jimin, artık ondan bir şeyler beklemeyi bıraktığı için sabah çocuğa mesaj atarken çekinmemişti. Çünkü biliyordu ki eğer kendisi atmazsa diğerinin de atacağı yoktu.
Jungkook bugün bir işinin olmadığını ve evde vakit geçireceğini söyleyince Jimin rahatlamıştı. En azından bugün de dinlenip yorgunluğunu atabileceği anlamına geliyordu bu.
"Ne düşünüp duruyorsun sabahtan beri? Yemin ediyorum eğer bir kez daha hata yaparsan seni öyle bir döveceğim ki bir daha dans falan edemeyeceksin." Hoseok müziği durdurup Jimin'e baktığında sarışın olan omuz silkti.
"Bahane arıyorsun zaten dövmeye, hata yapmasam da başka bir sebepten yerim ben yine dayağımı." Abisinin yanağına küçük bir öpücük bırakıp yerdeki çantasını eline aldı Jimin. "Bugünlük bitirelim mi? Pilim bitmek üzereymiş gibi."
Hoseok kafasını olumsuz anlamda sallarken tekrar müzik çalara doğru ilerledi. "Sen git, ben biraz daha kalacağım."
Odayı tekrar dolduran müzik sesiyle Jimin diğerine kafa salladı. "Namjoon hyunglarda görüşürüz tatlı prensim."
"Terlisin, etrafta fazla dolaşmadan duş al." Jimin, kapıdan çıkmadan önce Hoseok'un uyarısına gülümsedi. Birbirlerine çok çektirseler bile Hoseok'un kendisini çok sevdiğini biliyordu.
***
"Kapat şu kamerayı Taehyung, kıracağım yoksa kafanda." Hoseok oturduğu koltuktaki yastıklardan birini elinde kamerasıyla kendisini çeken çocuğa fırlattı.
"Hayır, sanki normalde yeterince huysuz değilmişsin gibi bir de son zamanlarda iyice fenalaştın. Ne yapmam gerek anlamıyorum ki." Taehyung kamerasını önündeki sehpaya bırakırken söylendi.
"Bunu söyleyeceğimi hiç tahmin etmezdim ama Tae haklı, Hoseok. Bu aralar bir tuhafsın, bir sorun yok değil mi?" Namjoon, Yoongi'nin karnına başını koyarken sorunca odadaki gözler Hoseok'a döndü.
Jimin, Hoseok'un Yoongi'yle göz göze gelince nasıl gerildiğini oturduğu yerden bile görebiliyordu. İşin tuhaf tarafı ise Yoongi'nin bu konuyla fazla alakadar görünen bakışlar atıyor olmasıydı.
"N-ne sorunu? İyiyim ben, size öyle gelmiştir." Hoseok, Yoongi'nin gözlerinden zorlukla çekebilmişti bakışlarını. Lafını tamamlar tamamlamaz yanında oturan Taehyung'un omzuna vurdu hafifçe. "Gel de içeriden atıştırmalık getirelim, acıktım ben."
"Açsan bir şeyler hazırlayabilirim Hoseok-ah." Yoongi de Hoseok'la aynı anda kalkmak için hamle yaptığında Taehyung ayağa fırladı.
"Bırak hyung, bir de yemek yapmakla mı uğraşacaksın bu huysuza. Ne varsa ondan yesin." Taehyung bu lafından sonra Hoseok'la birlikte gözden kaybolsa bile mutfaktan çocuğun dayak yemekte olduğunu belli eden sesler geliyordu. Namjoon ve Yoongi ise içeriden gelen acı dolu seslere kahkahalarıyla eşlik ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Steps [jikook/vhope]
FanfictionJeon Jungkook kimselere yenilmiyordu. Park Jimin ise küçük bir istisnaydı. *** 24.4.18 16.9.18