Hazırladığım içkiyi önümdeki adama uzattım.Bar her zamankinden daha coşkuluydu.Herkes kafasına göre takılıyor istediğini yapıyorlardı.Gözlerim en uzak masada dolandı.Grup toplanmış tedirgin bir şekilde oturuyorlardı.Savaş ise içkisini tek yudumda bitirip sertçe masaya bıraktı.Yüzündeki siniri okuyamamak imkansızdı.Benim keyfim yerine gelirken sinsice sırıtıp Savaşa baktım.O kadar öfkeliydi ki bunu ona kimin yaptığını bulamamak onu daha fazla kudurtuyordu.Ben içimden kahkahalar atarken üzerimde hissettiğim soğuk bakışlarla Utkuya çevirdim gözlerimi.
Duvara yaslanmış elleri cebinde ifadesizce bana bakıyordu.Ona baktığımı fark edince başıyla lavaboların olduğu kısmı işaret etti.O gözden kaybolunca bende omuz silkip lavabolara yürümeye başladım.Ne yapacağını az çok tahmin edebiliyordum.Gözleri benim yaptığımı bilir gibi bakıyordu.Ama açıkçası umursamıyordum.Beni ele verse şimdiye kadar vereceğini bildiğim için bunu bilmesini sallamıyordum bile.
Kolumdan tutulup temizlik odasına çekilmem bir oldu.Bunlarda iyi alışmıştı beni bir yerlere çekmeye.Kapıyı kapatıp üzerime yürüdü.Ben ona tepkisizce bakarken gelip karşımda dikildi.Bir süre yüzümde gezindi gri gözleri.Ne olduğunu anlamadan kolunu yaslandığım duvara dayayıp iyice dibime girdi.Ne yapmaya çalıştığını hala anlayamıyordum.Gözleri yüzümü süzerken ben söyleyeceği şeyleri bekliyordum.
"Bunu yapmamalıydın!"
"Neyi"
Bilmemezlikten gelişime sinirle tıslayıp burnunu burnuma sürttü.
"Çete dışında kendi çıkarlarımız için kullanmayacaktık bize öğretilenleri.Ne çabuk unuttun bunu!"
Kaşlarım çatılırken Utkunun kim olduğunu düşünmeye çalıştım.O çetede değildi buna emindim ama çete hakkında bu kadar bilgiyi nerden biliyordu ki başka.Kafam daha çok karışırken bir hamlemle onu hızla uzaklaştırdım.Yaptığımı umursamadan yüzüme o buzlarını dikmişti.
"Artık o çeteden değilim.Her şeyi bilen beynin bunu bilmiyor mu yoksa"
Dalga geçercesine söylediğim şeylerden sonra ilk defa yüzündeki ifadeden ödün verdi.Şaşırmış gibiydi.Kaşlarını kaldırarak tekrar yanıma geldi.
"Kaçtın mı yoksa"
"Evet"
Hiç tereddüt etmeden söylediğime bir süre tepkisiz bakmakla yetindi.Neden şaşırdığını anlıyordum.Eğer o ekipte başarılıysan seni bırakmazlardı.Hatta kaçan bir kaç kişinin bile ölüm haberi gelmişti.Bizimde peşimize düşeceklerdi bunu biliyordum zaten.Ama bize ulaşabilecekleri yolları kapatmıştık.İşleri öyle kolay değildi.
"Sizi bulurlarsa ne yapmayı planlıyorsun.Biliyorsun kaçanlar sapa sağlam geri dönmedi hiç."
"Biliyorum ama orada daha fazla duramazdık.Sürekli onlar için bir şeyler yapmaktan bıktım.Nerdeyse her günüm eziyetle geçerken ne tavsiye ederdin ki"
"Ne yaparsan yap umrumda değil ama Savaşa bulaşmayacaksın!"
Alay dolu bakışlarımı üzerine tuttum.Olanlardan sonra susup oturmamı mı bekliyordu benden.
"Ne o Utku arkadaşını mı korumaya çalışıyorsun"
Dudağını sinsice kıvırıp ağır adımlarla dibime girdi.Elini kaldırıp önüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına itti.Sonra da yavaşça eğilerek tüyler ürperten sesiyle kulağıma fısıldadı.
"Onu değil güzelim seni korumaya çalışıyorum.Savaş en kısa zamanda bunu senin yaptığını öğrendiği zaman sana yapacaklarını söylüyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SIRLAR
General Fiction"Kaşınıyorsun kızıl!!" "Kaşısana" "Benim kaşımam kimseninkine benzemez izi kalır haberin olsun!" Söylediklerinden etkilenmezken gözlerinin en derinine baktım.Karanlıktı..İçinde kaybolacak kadar boşluğa sürüklerdi seni.Rengi yeşil olsa bile arkası ka...