25.Bölüm《Affetmek》

2K 151 9
                                    

Keyifli okumalar☺☺

Camdan dışarı bakmayı kesip Savaşa baktım. Tüm dikkatini yola vermiş şekilde arabayı kullanıyordu. Hani bazı şeylerin sebebi ve nedeni olmazdı ya, işte benim durum da böyleydi. Anlatmak zorunda olmamama rağmen öğrendiklerimi Savaşa anlatmıştım. Bahadıra ondan gizli iş çevirmesine sinirlense de sonradan bunun yersiz olduğunu düşünüp vazgeçti. Aralarındaki ilişkiyi hala çözüme kavuşturabilmiş değildim. Dışarıdan arkadaş gibi görünüyorlar ama aslında birbirlerinin yaptıklarına karışmıyorlardı. Sadece bazı sorunlarda birbirlerine yardım ettiklerini görmüştüm. Kısaca birbirlerine işi düşmediklerinde görüştüklerini sanmıyordum.

Arabanın durmasıyla bara geri geldiğimizi anladım.Bir şey demesini beklemeden kapıyı açıp indim. Savaşta inip kapıları kitlerken barın içine yürümeye başladık. Salih abi beni gördüğünde ilk gördüğündeki şaşkınlığını atıp başıyla selam verdi. Bende selam verip girişten geçtik. Sefa hariç diğer bütün ekip buradaydı. Buradan sonra Sefanın yanına gitmeyi beynimin bir köşesine not ettim.

Akşam olmadığı için tek tük içenler dışında barda fazla kişi yoktu. Boş olan pistin yanından geçip çocukların yanına gittik. Bizi görenler yaslandıkları yerden dikleşirken şaşkın gözlerini üzerime çevirdiler. Bu hallerine anlasam da onlara bir şey diyecek değildim. Savaşa demem onlara da anlatacağım anlamına gelmiyordu.

"Buğlem...! Şükürler olsun yaşıyorsun"

Ela hızla gelip kollarını bana doladığında havada kalan kollarımı sırtına koydum. Belki de artık bazı şeyleri boş verip bir kaç tane arkadaş yapmamın zamanı gelmişti. Kim bilir? Belki de artık yalnızlıktan kurtulup derdimi anlatabileceğim birileri olsun istiyorumdur. Ela benden uzaklaştığında omuzlarımdan tutup hafiften sıktı.

"İyisin değil mi güzelim?"

Başımı olumlu yönde sallayıp iyi olduğumu belirttim. Benim için bu kadar endişelenmelerine sevinsem mi üzülsem mi karar veremiyordum. Ayakta durmayı kesip masaya gidip oturduk. Doğunun bakışlarını üzerimde hissetsem de ondan tarafa bakmakta tereddüt ediyordum. Hadi Savaşa yakınlaştım ama Doğu benim kaç senelik abi gibi gördüğüm biriydi. Savaşı belki de fazla tanımadığım için bu yaptığının üzerinde o kadar fazla durmadım. Fakat Doğu öyle değildi işte. Bunca sene tanıdığım birinin bana bunları yaşatması ne kalbimin nede beynimin kabul edebileceği bir şey değildi.

"İyi misin kızıl"

Bunca geçen süre zarfından sonra Utkunun sesini tekrar duymak onu ilk gördüğüm zamanki gibi bir etki bırakıyordu üzerimde. Soğuk sesinden yine bir mimik oynama olmazken gözleri daha değişik bakıyordu. Buz tutmuş grilerin den kaçınmak için başımı başka tarafa döndürüp cevap verdim.

"Evet iyiyim"

"Bunca zaman içinde neler yaşandığını anlatmak istemez misin artık. İki ay içinde deliye döndük sana bir şey oldu diye!"

Gözüm Savaşa kaydığında anlatıp anlatmamı bana bıraktığına dair bir ifade mevcuttu. İster anlar ister anlatma dermiş gibi...

Derin nefes alırken gözümü barda gezdirdim. Özlem bar bölümünde bardakları kurularken bana gülerek baktı. Şuan Savaşların yanında olduğum için yanıma gelemediğini anlamıştım. Bende ona güldüğümde rahatlayarak işinin başına geri döndü.

"Bunları bilmenize gerek yok. Sadece iyi olduğumu bilin yeter"

"Peki ruhunun durumu ne alemlerde"

Doğunun sesiyle bir an duraksayacak gibi olsam da kendime gelip ona bakarak sırıttım.

"Ruhuma darbeler vuran kişiler olmasa daha iyi olabilirdi"

KARANLIK SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin