54.Bölüm<<11 Çocuk>>

788 94 28
                                    

Multimedya; Alper

Keyifli okumalar (:

"Ne demek intihar etti Helena!"

Kendini sakinleştirmeye çalıştığı çıkardığı seslerden belli oluyordu. Endişe içimi delik deşik ediyor nasıl konuşacağımı bana unutturuyordu. Arabadakiler benim sesimle hızla bana dönerken Utku "Kim intihar etti?" diye endişeyle sordu.

"He-helena..."

"NE!"

Utku aniden arabayı durdurduğunda Alper kolumdan tutmasa camdan dışarı fırlayacaktım. Kalbim korkuyla yerinden çıkacakmış gibi hızla çarpıyordu.

"Nasıl oldu bu Helena? Eylem neden böyle bir şey yaptı?"

Utku bu cümlelerimden sonra gözlerini sıkıca kapatıp derin bir nefes çekti içine. Bu tavrı gözümden kaçmasa da şuan ilgileneceğim çok daha büyük problemlerim vardı.

"Kızlarla Eylem'in yanına gi-gitmiştik ama uyuduğunu gördüğümüzde odasına girmeyip koltuklarda sohbet ediyorduk. Konu eskileri açınca Bade hanım yüzünden başımıza gelenleri konuştuk. Bu klon saçmalığının hayatımızı yok ettiğini konuşurken Ey-eylem kapıda bizi dinliyormuş... Her şeyi öğrendi Bu-buğlem! Olanlardan kendini sorumlu tutuyor. Çok ağır geldi, kaldıramadı bunları. Odasına girdiğimizde yanındaki makasla bileklerini kesmişti. Kollarımın arasına da kapadı gözlerini." Hıçkırdı. "Hastaneye kaldırıldı şimdi. Müdahale ediyorlar ama durumu ciddiymiş."

Gözlerimin dolduğunu hissederken tavana bakıp buruk bir nefes çektim içime. Yumru hiç ayrılmak istemezmiş gibi gelip tekrar boğazıma tahtını kurmuştu. Helena'nın içli nefes seslerini duydukça içim daha çok acıyordu.

"Helena o ölmesin, lütfen bir şeyler yap! Ona alıştım ben..."

Arkadan Layla'nın yakarış seslerini duydukça çenem daha çok titriyordu. Arkadaki boğuk seslerden yanlarının kalabalık olduğunu anladım.

Helena "Be-ben daha fazla bir şey yapamam ki Layla. Keşke ama lanet olsun elimden hiçbir bok gelmiyor!" diye acı içinde bağırdı.

"Kızım..."

Annemin elini yanağımda hissederken göz yaşımı sildiğini fark ettim. Neden durmuyordu ki bu lanet şeyler! Neden sürekli iznim dışında yanaklarımdan süzülüyorlardı! Hıçkırdım... Tekrar ve tekrar....

"Yetmedi mi aldığımız ölüm haberleri anne! Bıktım artık. İçim daralıyor, nefes alamıyorum." Anneme bakarak daha çok göz yaşı akıttım. "Ben çok yoruldum anne! Birilerini cehennemden kurtarayım derken bir başkasını kaybediyordum. Yeter artık! Yeter!!"

Çığlık atarcasına bunları dile getirirken tek elimle yüzümü silmeye çalıştım.

"Biz yoldayız Helena, geliyoruz. Lütfen... Lütfen biz gelene kadar onun yaşaması için her şeyi yapın!"

"Sana ihtiyacım var kızıl. Ne olursun çabuk gel!"

Yalvaran sesiyle hıçkırır gibi mırıldanıp "Geleceğim!" dedim. Telefon tutan elim kayıp kucağıma düştü. Gözlerim boşluğa dalar gibi pencereden dışarı bakınca araba hareket edip daha hızlı gitmeye başlamıştı.

"Eylem neden intihar etmiş? Durumu nasıl?"

Sefa'ya olanları kısaca özet geçtim. Bu sayede diğerleri de öğrenmişti. Bıktım artık derken öylesine bir şeyi dile getirmiyordum. Gerçekten bıkmıştım artık. Omuzlarımdaki yük azalmak yerine daha çok artıyordu. Ve ben bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Kimse göremiyor muydu bilmiyorum ama eridiğimi, tükendiği mi hissediyordum artık.

KARANLIK SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin