28.Bölüm《Biz Kimiz? 》

1.7K 133 12
                                    

Keyifli okumalar☺☺

Mutimedya; Buğlem

Her şeyin iyiye gitmesi gerekirken neden işler daha da karışıyordu. Ben bir şeyleri bulup parçaları birleştirmeyi hedeflesemde, öğrenmeye başladığım bu bilgiler beni daha bir boşluğa düşürüyordu sanki. Bir tarafımın bas bas bırak bu işin peşini dediğini duyar gibiyim. Diğer tarafımsa her şeye açıklık getirmek için deliriyordu. 

  Gözlerim hala elimdeki kağıtlara bakarken titreyen göz bebeklerimi göz kapaklarımı kapayarak sakinleştirmeye çalıştım. Ne yapmam gerekti? 

Avuçlarıma hapsettiğim bu bilgiler gerçek miydi bilmiyordum ama ben daha önce böyle resim çekilmediğime emindim. Bu fotoğraftaki kızın yüzü benim yüzüme benzese de, o ben değildim. Sarı saçları kendinden bağımsız şekilde yüzünü çevrelemiş dağınık bir haldeydi. Mavi gözlerinde ise asi bir bakış mevcuttu. Dağınık saçlarıyla tam bir uyum içindelerdi. 

Ama asıl soru şuydu

Bu kız kim? Neden bana bu kadar benziyor?

Elimle saçlarımı dağıtırken ofladım. Düşündükçe başımın daha çok ağrıdığını hissediyordum. 

Bunu çocuklara söylemeli miydim?

'Bu tek başına içinden çıkabileceğin bir şey değil!!'

İç sesim yine kendini belli ederken bu seferde ona hak verdim. Bu gerçekten de benim tek başıma çözebileceğim bir şey değildi. Dışarıdan bir fikre ihtiyacım vardı. Elimdeki kağıtları bırakmadan kapıyı açıp dışarı çıktım. Hızla Sefa'nın odasına giderken kapıyı sertçe açıp içeri girdim. Onları hemen uyandırıp bu olanları anlatmam gerekiyordu. Elimi ışığa atıp açtığımda karanlığa alışkın gözlerim kendiliğinden kısıldı. Sefa yüz üstü yatmış kollarını da yastığa dolamıştı. Bu haline kısa süre tebessüm ederek baksam da aklıma gelen şeyle buna bir son verdim. Yanına gittiğimde kolundan tutup sarsmaya başladım.

"Ufaklık uyan"

Dürtmelerime kabaca homurdanarak beni takmadığını belli etti. Vazgeçmeden yastığını alıp çektim. Başı sertçe yatağa düşerken huysuzca araladı gözlerini.

"Hmm"

Gözlerini tam aralayıp beni görebileceği bir konuma geldiğinde oflayıp tekrar başını yatağa koydu.

"Bu saatte ne diye uyandırıyorsun kızım benim! İntikamını güneş doğduğunda alsan olmaz mıydı. Niye şimdi olmak zorunda!"

Söylenmelerini umursamadan kolunu tekrar tutup onu çekerek oturur pozisyona getirdim.

"Bırak şimdi intikamı. Daha önemli şeyler var!. Hemen kalk ve içeri gel bende o sırada Doğuyu uyandırayım."

Bir şey demesine müsaade odadan çıkıp oturma odasına gittim. Koltukta sırt üstü yatıyordu. Yanına gidip onuda dürtmeye başladım.

"Doğu kalk hadi"

Sesimi duyduğu saniye gözlerini hızla açarken bir irkildim. Bu kadar erken kendine gelmesini beklemiyordum. Sefa gibi uğraştırır sanmıştım. 

"Neler oluyor"

Gözlerini hemen açsa da sesi uykuya ihtiyacı varmış gibi çıkıyordu. Üstündeki pikeyi çekip ayaklarına kadar getirdim. Yattığı yerden oturur pozisyona gelirken Sefa da yanımıza gelip kendini koltuğa attı. Tek eliyle gözünü ovuşturduğunu görsem de bu önemli bir şeydi. Sabaha kadar bekleyemezdim. 

KARANLIK SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin