"Efendim doğu abi... yok yok bir sorun olmadan küçük bir ev tuttuk... uyuyor şuan o yüzden ben açtım ... tamam aradığını söylerim ona... iyi günler abi"
Uzaktan gelen konuşma sesleriyle zorla da olsa açtım gözlerimi.Elimle gözümü ovuştururken yattığım koltuktan kalktım.Sabahleyin gelmiştik izmire, emlakçıdan eşyalı uygun fiyatlı küçük bir ev tutmuştuk.Geldiğimiz gibi de zaten yorgun olduğumuz gibi hemen uyumuştuk şimdi ise güneş batmış hava kararmaya yüz tutmuştu.
"Doğu mu?"
Yanıma gelip telefonu sehpanın üstüne koydu
"Evet aradığında açmadığın için telaşlanmış. Ben söyledim ama bir de sen arasan iyi olacak"
Kafamı olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktım.Boynumdaki kesik sızlamaya başlarken yüzümü buruşturup elimi yüzümü yıkamaya gittim.İşimi halledip odama gittim. Köşede duran sırt çantamı açıp içinden gri v yaka tişörtle siyah dar paça pantolon alıp üzerime geçirdim.Belime kadar gelen kızıl dalgalı saçlarımı salaş örgü yapıp yan tarafıma bıraktım.Odadan çıkıp sefanın yanına gittim oda üstüne değiştirmişti.Sehpadaki telefonu pantolonumun arka cebine koyup başımla kapıyı işaret ettim.
"Markete gidip yiyecek birşeyler alalım kurt gibi açım"
Beni onaylayıp portmantodan evin anahtarını aldı.Evden çıkıp sabah gelirken gördüğümüz markete gitmeye başladık.Evimizin olduğu sokak gündüzleri eğlenceli kalabalık olsada gece çökünce bırak insanı bir kedi bile dolanmıyordu ortalıkta.İçime kaçan ürpertiyle Sefanın koluna girip ona yanaştım. Bir şey demeden yürümeye devam etti.
Markete geldiğimizde ihtiyacımız olan şeyleri almaya başladık.O kadar eksik vardı ki ama şimdilik bizi idare edecek şeyleri alıp çıktık marketten.
"Gel şuraya eve geçmeden eczanede şu boynundaki kesiğe baksınlar.Yoksa mikrop kapacak."
Sefa beni kolumdan çekiştirerek yan taraftaki eczaneye soktu.Boynuma pansuman yapılıp kesiğe gazlı bez yapıştırdılar.Borcumuzu ödeyip eczaneden çıktık.Evin sokağına girdiğimizde yan taraftaki ara sokaktan gelen çığlık sesiyle adımlarımızı durdurup irkilerek ara sokağa baktık. Kimse görünmüyordu sokak o kadar karanlıktı ki bir eşya varsa bile belli olmuyordu.Elime tutuşturulan poşetlere şaşkın gözlerle baktım.
"Buğlem,hemen eve gidiyorsun bende birazdan geleceğim peşinden hadii!!"
Sefa beni eve doğru hafifçe itip ara sokağa ilerlemeye başladı.Kendime geldiğimde toparlanıp Sefanın önüne geçtim
"Saçmalama istersen ,orada kaç kişi var , ne oluyor bilmiyoruz bile.Böyle sorumsuzca oraya dalamazsın.!"
Bu kadar umursamaz değildim ama arkadaşımı da ne gibi bir tehlike olduğunu bilmeden ortaya atamazdım. Ne kadar ne olduğunu merak etsem de oradaki tehlikeyi bilmeden kendimizi de içine atamazdık.
"Buğlem çekil önümden!.Kız çığlığı geldi kim bilir kıza ne yapıyorlar."
"Ya kalabalıklarsa ne yapacaksın Sefa .Böyle başına buyruk davranma!"
"Ama tek kişide olabilir.Bir ihtimale karşı elimizde şans varken kızı kurtarmayalım mı?"
Derin nefes alıp elimdeki poşetleri yan tarafımdaki duvarın kenarına bıraktım.Sonra da dönüp Sefanın soran gözlerine bakıp başımla sesin geldiği yönü işaret ettim.
"E hadi gitmiyormuyuz, bakalım dertleri neymiş ama eğer kalabalıklarsa karışmayacağız."
O yöne ilerlemeye başladığımda kolumdan tutulup geri çekilmem bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SIRLAR
Ficção Geral"Kaşınıyorsun kızıl!!" "Kaşısana" "Benim kaşımam kimseninkine benzemez izi kalır haberin olsun!" Söylediklerinden etkilenmezken gözlerinin en derinine baktım.Karanlıktı..İçinde kaybolacak kadar boşluğa sürüklerdi seni.Rengi yeşil olsa bile arkası ka...