Kalp atış hızımı durduramazken gözlerim üzerlerinden ayrılmıyordu.Nasıl bulmuşlardı burayı.Ben vücudum kitlenmiş şekilde onları izlerken masanın kenarına gelip durdular.O an korktum.Her şey en başa saracak diye çok korktum.Yine aynı şeyleri yaşamak istemiyordum ki ben.Ellerimin titremesine engel olmak amacıyla yumruk yapıp sıktım.Dişlerim sıkmaktan kırılacak gibiydi.İfademi korumaya çalışıp dik dik yüzlerine baktım.Korktuğumu anlarlarsa bundan zevk alıp inadına daha fazla üzerime geliyorlardı.
"Savaş bey.. değil mi"
Tereddüt edercesine sorduğu soruya Savaş çatık kaşlarla karşılık verdi.Onları tanımadığı her halinden belli oluyordu.
"Kimsiniz"
Savaşa bakarak hafif kıvırdı o tehlike saçan dudaklarını.Sonra gözleri tekrar bana kayarken gözlerinin içi psikopatça parladı.Yemin ederim gözlerinde ki ışıltıyı buradan görmüştüm.Beni yok edene kadar peşimi bırakmayacaktı,kurtulmama izin vermeyecekti.Elini kaldırıp Savaşa doğru uzattı.Savaş ifadesinden ödün vermeden ayağa kalktı.
"Ben Tugay, Buğlemin kuzeniyim"
İçime çöreklenen şaşkınlıkla Tugaya baka kalırken ne yapmaya çalıştığını düşündüm.Neden kuzenim olarak tanıtmıştı ki kendini.Savaş kaşlarını kaldırarak bana baktığında tepki göstermediğimden tekrar Tugaya baktı.Elini uzatıp tokalaştı.
"Savaş Demirkan"
"Evet biliyorum.Baya ünlüsünüz buralarda"
Ellerini geri çektiklerinde Savaş oturmadan ayakta dikilmeye devam etti.
"Buraya neden geldiğinizi sormamda bir sakınca yoktur umarım"
Savaş uzatmadan direk konuya giriş yapmıştı.Bu durumdan sıkılmaya başladığını açıkça göstermekten çekinmiyordu.Tugay sahte gülümsemesini yüzüne maskelerken bana baktı.
"İzniniz olursa bu günlüğüne kuzenimi almaya geldim.Uzun zamandır görüşemediğimiz için özlemiştim."
Ölürüm de bir daha o bataklığa gitmezdim.Kaçtığımız için bize yapacaklarına tekrar dayanamazdım.Savaşa kuzenim olmadığını söyleyecektim.Aramız kötü olsa da yardım edeceğini hissediyordum nedense.Utkuya baktığımda başını onaylamaz şekilde sağa sola salladı.Onlarla gitmemi istemiyordu.Nasıl olduğunu bilmesem de Utku gerçeği biliyordu.Bu bir nebzede olsa rahatlamamı sağlıyordu.Savaş bana soran gözlerle baktığında ağzımı itiraz etmek için aralamıştım ki Mete sahte öksürüğüyle konuşmamı engelledi.Gözlerime sahte özlemle bakıp iç çekti.Onu tanımasam bu hallerinin gerçek olduğunu sanırdım.
"Hadi ama Buğlem,bizim ufaklıkla da görüştük zaten oda eve gitmemizi bekliyor ayıp olacak şimdi ona bekletmeyelim"
Yüzümdeki kan hızla çekilince bembeyaz kesilmiştim.Sefanın yanına uğramışlardı.Kim bilir ona ne yapmışlardı.Mete gerçeği söyleyeceğimi anladığı için Sefayı öne sürmüştü.Ona ne yaptıklarını düşündükçe tedirginliğim artıyordu.Ağzımı kapatıp söyleyeceklerimi yuttum.Sefayı kurtaracaksam onların dediğini yapmak zorundaydım.Savaşa baktığımda kaşları çatık bana ne olduğunu sorguluyordu sanki.
"Savaş bey izin verirseniz bugün erken çıkabilirmiyim"
Savaş tereddütle kafasını onarlarcasına salladığında gözlerim Utkuya kaydı.Gri buzlarını Tugayla Metenin üzerine dikmiş çatık kaşlarıyla onlara bakıyordu.Utku eğer çetedeyse hadi ben tanımadım ama Tugay ve Mete kesin tanırdı.Sonuçta onların topladığı kişilerden oluşuyordu bu çete.Bu durumda Utkunun çeteden olmadığı anlaşılıyordu.Gözlerini bu sefer bana diktiğinde gözlerimde gizlenmiş olan tedirginliği sanki görmüş gibi dudaklarını yavaşça oynattı.Dikkatli baktığımda 'endişelenme'demişti.Nasıl endişelenmem bu haldeyken.Tanıyordu onları,ellerine düştüğümde bana ne yapacaklarını biliyorken endişelenmemek elde değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SIRLAR
Ficción General"Kaşınıyorsun kızıl!!" "Kaşısana" "Benim kaşımam kimseninkine benzemez izi kalır haberin olsun!" Söylediklerinden etkilenmezken gözlerinin en derinine baktım.Karanlıktı..İçinde kaybolacak kadar boşluğa sürüklerdi seni.Rengi yeşil olsa bile arkası ka...