29.Bölüm《Hayal kırıklığı》

1.7K 141 27
                                    


Multimedya; Buğlem ve Helenanın kombini

Keyifli okumalar☺☺

"Hey!! Kes şunu!"

Sefa sızlanarak yanaklarını Helenanın parmaklarından kurtarmaya çalıştı.Ne kadar elini tutup itse de Helena inatla daha çok yanaklarını sıkıp çekmeye devam ediyordu.

"Oyş, yerim la seni. Bebek gibi suratın var"

Helena gülerek Sefanın yanaklarıyla oynamaya devam etti. Onların bu haline ne kadar gülmek istesem de, beynimi yoklayan düşünceler buna izin vermiyordu. Elimdeki kupayı dudaklarıma götürürken onların bu hallerini seyretmeye devam ettim. 

Dün olan  o kabus gibi anlardan sonra Helenaya odamda yer yatağı serip uyumasını söyledim. Doğu ve Sefa bana ne olduğunu deli gibi merek etse de kağıdı hızla katlayıp cebime atmıştım. Beynimin henüz idrak edemediği şeyleri onlara göstermek istemiyordum. Zamanı gelince kendim söylemek istediğimi Helenaya da söylemiştim. Önce kararsız bakışlarla yüzüme baksa da sonradan bana hak verip onaylamıştı.  

Geceden beri gözüme girmeyen uyku beni yorgun düşürmüştü. Öğrendiğim gerçekler bünyemin hemen kaldırabileceği şey değildi. Dudaklarımdan ayrılan kupaya kısa bir bakış atıp sehpanın üzerine geri koydum. Bu sabahtan beri içtiğim üçüncü kahveydi. 

Şuan öğle vakti olmasına rağmen hala işe gitmemiştim. Savaş aklıma gelse de onu arayıp haber vermek istememiştim. Nedenini merak edip geleceğini bildiğim için yorgun olduğumu bildiren bir mesaj atmıştım sadece. Bana geri dönüt yapmaması kabul etmek istemesem de dokunmuştu. Önemsenmediğim hissini üzerimden atmaya çalışmak artık yorucu gelmeye başlamıştı.

"Kızıl cadı bitti şimdi de sarışın cadı mı çıktı başıma ya!"

Sefa ne kadar kendini Helenadan uzak tutmak istese de Helena inatla Sefayla uğraşmaktan geri durmuyordu. Sefanın yanına oturmuş neredeyse üzerine çıkacakmış gibi bir pozisyonda yüzüyle uğraşıp duruyordu. Keyfi yerindeydi anlaşılan. Benim aksime...

Gözüm sessizce karşımda oturan Doğuya kaydı. Düşüncelere dalmış gibi bana bakıyordu. Arada Helenaya da kayan bakışları gözümden kaçmamıştı. Parçaları birleştirmeye çalıştığını anlıyordum ama kafasını boşuna yoruyordu. Benim bile aklıma gelmeyen ve hazmedemediğim gerçekleri onun anlamasını beklemiyordum. 

"Bir sürü olaylar olduğu için aklıma hiç gelmedi Doğu ama iki gün diye geldin iki ay kaldın burada. İşini pek ciddiye almıyor gibisin."

Söyleyene de bak hele! Onu sorguluyorum ama ben bile iki ay boyunca işe gitmemiştim. Belkide daha fazla. Savaşa dün sormayı akıl edemediğim şeyi yarın bara  gidince öğrenmem lazım. İşten kovulmuşsam bile hemen bir iş bulmak zorundaydım.

"Normalde öyleydi ama olaylardan sonra işten ayrıldığımı arayıp onlara bildirdim. İş bulmak benim için sorun değil. Şuan burada senin yanında olmak istiyorum."

Kafamı onaylarcasına sallarken bizden bağımsız birbirleriyle uğraşan Sefayla Helenaya baktım. Çocuk gibi hem zıtlaşıp hem söyleniyorlardı. Helena Sefanın saçını son kez karıştırarak ayağa kalkarken Sefanın yüzü durumdan rahatsız olmuş gibi buruştu. 

"Bugünlük kurtulmana izin veriyorum bebek surat!"

Helena bu sefer de bana dönerken hızla gelip koluma girdi. Ne yaptığını anlamaya çalışırken oturduğum yerden ayağa kalktım. Beni çekiştirerek koridora sürüklemeye başladı.

KARANLIK SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin