47.Bölüm<<Yeşiller>>

1K 111 41
                                    

Multimedya; Buğlem
Oy ve yorumsuz olmaz ama değil mi 😉
Keyifli okumalar

"Neler oluyor?"

Eli zorlanarak yüzüne giderken nebülizasyonu ağzının üstünden çekti. Bitkin olduğu gözlerini zorla açık tutmasından belli oluyordu. Doktor kenarda sağlık kontrollerini yaparken onun gözleri bizim üzerimizde teker teker geziyordu. Gözlerinde anlam veremediğim bir ışık gelip geçerken aralık duran dudaklarını kapatıp yutkunmaya çalıştı.

"Bu deliliği yaptığına inanamıyorum!"

Gözlerini tekrar kapatıp tuttuğu nefesini seslice verdi. Kızların tam yanımdaki varlıklarını hissedebiliyordum ama hiçbirimiz ağzımızı açıp bir tepki veremiyorduk. Az önce o kadar şey konuşup şimdi gözlerini açtığında ise söyleyeceğimiz kelimeler anlamını yitirmiş gibiydi. Bir şeyleri kafasında tartıp durduğu belliydi ama bazı taşları yerine oturtamamış gibiydi.

"Nasılsın?"

Yerimden kıpırdamadan onu iyice süzdüm. Bedeni bitkin olsa da açık bir yarası yoktu. Biraz daha dinlense kendine gelebileceğine emindim. Gözleri gözlerimi bulunca bir süre dikkatlice bakıp dudaklarını kıvırdı.

"Kış uykusundan uyanmış gibi aç."

Nefesimi anlık tutarken gözlerimi şaşkınlıkla irileştirdim. Hiç bir sorun yokmuş, bizi sürekli görüyormuş gibi davranıyordu. Helena ağzından 'hah!' diye ses kaçırınca bu sefer ona baktı. Gözlerinde yorgun ama ışıltılı bir bakış belirmişti.

"Vay canına! Saçlarınızın rengini sevdim. Gök kuşağını andırıyorsunuz."

Elini dudaklarının üstüne koyup sessiz bir kıkırtı çıkardı. Ağzım bir şeyler diyebilmek için açılıyordu ama verdiği tepkilerden dolayı bir kelime söyleyemiyordum.

Etrafını tekrardan tarayıp "Eee..." diye konuştu. "Annem nerede? Yoksa ben daha gözlerimi açmamışken işlerine mi gömüldü yine!"

Dediği şey bedenlerimizi gererken birbirimize baktık. Ne sanıyordu ki? Bizi de yanlarına alıp mutlu aile tablosu vereceğimizi mi. Başta verdiği tepkiden bizden haberdar olduğunu anlamıştım. Ama sanırım annesinin bize yapmak istediklerinden bihaberdi.

"Bizim hakkımızda ne biliyorsun?"

Doktor elindeki serumun hızını düşürürken gözlerini ondan çekip Eliza'ya baktı. Omuzları umursamazca inip kalktı.

"Durumumun gittikçe kötüleşeceğini biliyordu. Annem o zamandan klonların yapımı için araştırmalara başlamıştı. Başka bir ilik bulmakta zordu. Tek şans olarak bunu görüyordu. Bunu öğrendiğim zaman 15 yaşlarında falandım herhalde.Sizin şimdiye kadar ailelerinizin yanında kaldığınızı biliyordum. Yeri geldiğinde de uygun kişiyi bulup nakil gerçekleşecekti. Sizinle ne kadar tanışmak istediğimi bilemezsiniz. Oysa şimdi karşımdasınız işte. Resmen altız gibiyiz!" Heyecanla gülerken ellerini yatağa koyup doğrulmaya çalıştı. Ama hızlı hareketinden dolayı yüzü buruşurken kendini geri yatağa bıraktı. "Her neyse. Görünüşe göre her şey düzelmiş. Ve ben kendimi ölüyor gibi hissetmediğime göre de ameliyat başarılı bir şekilde gerçekleşmiş."

Yorgun ama heyecanlı sesine karşı dut yemiş gibi kalakalmıştık. Bize karşı böyle sempatik olacağını düşünmemiştik. Daha doğrusu nasıl bir tepki beklediğimizi de bilmiyorduk ki. Türlü tahminlerde bulunmuştuk ama yinede bu kadar yakın davranması moralimizi bozmuyor değildi. Ameliyattan daha yeni uyanmış bir kıza kalkıp da annenin hapse düşmesine sebep olduğumuzu nasıl diyecektik.

KARANLIK SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin