➰Four ➰

375 21 3
                                    




Casey

"Kalksana artık." Kollarım güçsüzce yatağın yanlarında sallanırken, Dina kolumu çekerek beni yataktan kaldırmaya çalışıyordu. Yatağımın yanında duran kaseden bir cips daha alıp ağzıma atıp,kırıntıların dökülmesine izin verdim. "Okula gitmek istemiyorum."

Sakinliğim karşısında daha çok sinirlenirken kollarını karnında birleştirdi."Harry sana onu söylediği için gelmiyorsun biliyorum ama, seni aptal, o kızla birbirlerini sevdiklerini zaten biliyorsun." Suratımı acıyla buruşturdum.Yeniden aklıma getirmişti. Hah, kimi kandırıyorum, hiç aklımdan çıkmamıştı ki.

"O kızdan eksiğim nedir bilmiyorum." diyerek baştan aşağı kendimi süzdüm.

"Beynin." dedi Dina tıslayarak. "Olayın anlamak istemediğin yeri neresidir bilmiyorum ama, senden önce beraberlerdi.Neden o saman kafalı çocuğu rahat bırakmıyorsun?"

Dudaklarımdan bir inleme dökülürken yorganı kafama kadar çektim. "Kafası hakkında böyle konuşma." Kafama fırlattığı yastığı umursamadan popomu ona çevirdim. "Siktir git."

Yerdeki kol çantasını alıp çıkarken bana orta parmağını hediye etmeyi ihmal etmedi. Yatağımdan yavaşça sıyrıldım.Bileğimdeki tokayla saçlarımı özensiz bir topuz yaptım.Banyoya gidip dişlerimi fırçalarken aynadaki yansımama acımadan edemedim. Bütün gece sağa sola dönüp uykumla savaşmıştım. Gözümden somut bir şekilde uyku damlıyordu.
Karşı konulamaz şekilde, kafayı o güzel çocuğa takmıştım.

Macunu tükürüp suyu açtım ve bir kaç kez avuçlarıma biriktirip yüzüme çarptım.Merdivenlerden inip mutfağa girdiğimde, dün gece içtiğim alkollü bardakların ortama iğrenç bir koku saldığını yeni fark ettim.Bardakları yıkamaya girişirken hâlâ dünü düşünüyordum.

"O kız benim hayatım." demişti.
Hayatının canı cehenneme öyleyse.

Ona söylemek istiyordum.Onu düşünmeden uyumadığım her geceyi , okula giderken onun beğeneceği kıyafetler giydiğimi. Asıl o benim hayatım olmuştu, sadece bunun farkında değildi.

Mısır gevreğimi kasedeki sütün içine döktüm. Annemden sekiz cevapsız arama vardı.Sonsuza kadar arayabilirdi. Aklımın bir köşesine numaramı değiştirmem gerektiğini not ettim. Yediklerim bittikten sonra kirlileri isteksizce bulaşık makinesine yerleştirdim. Evde tek yaşamak tam bir eziyetti. Yaşıtlarımın aksine, ben ailemle yaşamaktan memnundum. İşte tek kaldığımda, ortalığı böyle bok götürüyordu.

Dolaptan bir kap dondurma alıp kanepede pineklemeye karar verdim. Pozisyonumu hiç değiştirmeden akşama kadar yatabilirdim.

Netflix hesabıma bağlanıp yarım bıraktığım dizileri izlemeye koyuldum.Acaba Harry ne yapıyordu? Okula gitmediğim için merak etmiş miydi? Bir yanımın, sırf o merak etsin diye okula gitmemesinden şikayetçiydim. Onunla tanışalı henüz kısa bir zaman olmuştu. Yani,resmi tanışalı. Senenin başından beri bütün hareketlerini ve mimiklerini zihnime kazımıştım.Ben onu çok iyi tanıyordum ama o beni tanımıyordu.

Acilen kız arkadaşıyla ayrılmalıydı.

Bunun için onun gözünde çok büyük fedakarlık yapmam gerekiyordu. Her türlü plana hazırdım, ucunda onu kazanacağımı bildiğim. Sapkın düşüncelerimi kenara ittim. Onun bana muhtaç ya da borçlu olmasını istemiyordum ki. Onun sevgime muhtaç olmasını istiyordum. Bunun yolu da onu bütün sevdiklerinden soyutlamaktı. Düşündüklerime aptal gibi sırıttım. Neden şu netflixe entrika dolu bir dizi fikri vermiyordum ki?

Hızla ayağa fırladım. Koltuğun kenarında duran saate baktım. İki saat sonra yüzme antremanım başlayacaktı.Yanaklarımı sıkıntıyla şişirirken sesli bir şekile ofladım. Çantama mayomu, bonemi ve havlumu sıkıştırdım. Çantanın içinde bir önceki antremandan kalan ıslak havlu kalmış ve çantayı garip kokutsa da aldırış etmedim. Saçlarımı bozup tarakla bir kaç dokunuş yaptım. Uğraşılmamış at kuyruğu yaptığımda saçım da hazırdı.Evde eksik olan bir kaç şeyi de dönerken marketten almak için küçük kağıda not aldım. Hızla kotumun arka cebine sıkıştırdım ve evden çıktım.

Determined//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin