Siz mükkeemmelllsiiniz yorumlarınız beni çok mutlu ediyor gülerek, hevesle okuyorum
Kurguyu düşünürken 40. bölümde fünal yapma kararı aldım ne kadar doğru bir karar bilmiyorum ama akslsldld Siz ne düşünüyorsunuz? Eğer uzatırsam tadının kaçacağından eminim. Umarım şuanki gidişattan memnunsunuzdur ve kitabımı severek okuyorsunuzdur❤️❤️
İyi okumalar, yorum bırakmayı unutmayınız (götünüzü keserim)
^-^Casey
Saatin yelkovanı sabahın en erken saatlerini gösteriyordu. Bu bile bütün gün yatakta debelenmem için oldukça yeterli bir sebepti. Yalancı güneş yüzüme vururken, serin havanın soğuyuyla üstümdeki ince pikeye biraz daha sokuldum ve bacaklarımı karnıma çektim.
"Bana bunu yapma."
İçimdeki çığlıkları onun dudaklarıyla bastırmak istemiştim. Üzerinden günler geçmesine rağmen cümleleri söylerken dudaklarının ahenkle nasıl kıvrıldığı bile aklımdan çıkmıyordu.
"Beni bununla cezalandırma Casey.Senin yanında olmama izin ver, açtığım yaraları sarmama..."
Kuru genzimle bir kez daha yutkundum. Gözlerimin kenarlarına yapışmış, gitmek bilmen yaşlar alayla aynı vaziyette duruyordu. Böyle olacağını biliyordum, mahkemeye gitmek istemememin en büyük sebeplerinden birisiyde buydu.
Bana kendini hatırlatmasından korkuyordum. Hiç unutmadığım kendisini.
İyileştiğimi sanıyordum, kendimi buna inandırmıştım. Çünkü inandırmak başarmaktan daha kolaydı. Onu aklımdan çıkarmama fırsat vermiyordu. Aramızda ne kadar engel ve mesafe olursa olsun bir şekilde kendini öne atabiliyordu. Bu beni derinden etkiliyordu.
"Benden uzak durmalısın." dedim elimle onu iterek. Aslında yapmak istediğim onu her haliyle kendime çekmekti. Emrime itaat edermiş gibi tekrar üstüme yürümeye başladı.
Ellerimle henüz yıkamadığım yüzümü kapattım.Teninden çıkan ses dönüp dolaşıp beynimde yankılanıyor, pişmanlık çekiyordu.
"Kes şunu. Bir yetişkin gibi davran."
Üzerime yürümeyi devam ettirdiğinde, hiç yapmak istemediğim ama aylardır içimde biriktirdiğim o kötü enerjiyi elimde toplayıp yanağına geçirdim.Bir kez daha acı çektim. Çünkü o acıdığında, ben de acıyordum.
Elini vurduğum yumuşak yanağına götürdüğünde şimdiden pişmanlık hissi beni sarıp sarmalamıştı.
"Git buradan. Bana yaklaşman yasak, anlamadığın yer neresi?"
Soğukkanlılığımı korumaya çalışmak her zamankinden daha zordu.Komidinin üzerinde duran sigara paketinden bir dal çektim ve ucunu aleve verdim. İlk dumanı içime çektiğimi hissedemeden dudaklarımdan serbest bıraktım.
"Biliyorum Casey,biliyorum. Sana her ne zaman istersem o zaman yaklaşırım. Ve bunun önüne hiç kimse geçemez."
Cürretkârlığı beni şaşırtmıştı. Harry böyle değildi.Aynı gözler, dudaklar,boyun ten ve koku. Farklı duygular, yalan hisler, yapmacık tavırlar.
"Haddini aşma." diye uyardım onu.
"Üzgünüm ama aşacağım. Bundan sonra haddimi çok aşacağım. Sen de buna ayak uydursan iyi olur."
"Tekrar söylüyorum. Bana yaklaşamazsın, koruma emrim var. Denemesen iyi edersin. Lütfen hayatımın geri kalanında benden uzak dur."Üzerimdeki yükün ucuna ondan daha ağır bir taş bağlayıp denizin dibine atmak istiyordum. İçimdeki bu yükü nasıl hafifletirdim bilmiyorum ama, halsiz düşmüş ruhumun her ne yaparsam yapayım tekrar canlanmayacağını biliyordum.
