➰Nine ➰

249 16 4
                                    


Casey

Chole yanımdaki yerini aldığında kendimi daha güçlü hissetmiştim.Kolumu tutup bana destek verdi.
"Yeni ev arkadaşın mı?" diye sordu Harry.
Başımızı onaylarcasına salladık. Chole ile iyi geçineceğimizi başından beri biliyordum. Geçen dönem Kimberly'nin arkadaşıydı fakat bilmediğim ve hiç ilgilenmediğim bir sebepten ötürü arkadaşlıkları bitmişti.Düşmanımın düşmanı dostumdu, bu kadar basit.
"Sana inanamıyorum." dedi Harry.

"Harry, inan umrumda bile değil.Gidiyoruz Casey."

Kolumdan tutup Harry'nin karşısından beni çekiştirdiğinde ben ona bakmıyordum. Harry'e bakıyordum.Hala sorduğu sorunun cevabını bekliyordu.Daha çok bekleyecekti.

"Senin bu çocukla ne işin var Casey?Kendisi tam bir salaktır."
Elimle devam etmemesi için ağzını kapattım. "Uzun bir hikaye,onun için böyle söyleme." diye uyardım.
Kahverengi gözleri ardına kadar açıldı. "Bana anlatacaksın."

Elbette anlatacaktım.

Eve giderken yol üzerinden markete uğrayıp evde ihtiyacımız olan bir kaç şey aldık. Beraberinde Chole temizlik malzemelerin olduğu rafları market arabamıza boşalttığında ona sinir olsam da belli etmedim. Evine gidip kişisel eşyalarını 4 bavula sığdırdı. Kıyafetler hariç, içindekilerin ne kadar gereksiz olduğunu söylemem onu durdurmadı ve doldurmaya devam etti.
En azından arabası olması beni mutlu ediyordu.Böylece istediğim yere ve okula gitmek için Alec'e ihtiyacım kalmayacaktı.

Arabasının bagajına eşyalarını koymaya yardım ettim. Kalan ev eşyalarıysa,aradığımız nakliyat kamyonuyla beraber gelecekti.Bugün izin günleri olduklarını söylerek özür dilediler ve yarın getireceklerini söylediler.Buna sevinmiştim çünkü taşınma fasıllarını hiç sevmiyordum.O kadar eşyayı nereye koyacağımızı bile bilmiyordum ya gerçi.

Arabayı benim evime doğru sürmeye başladı. Bana sorular sormak istediğini biliyordum ki başlamıştı bile. "Neden koskoca evde bir tek sen yaşıyorsun?"

Bingo.

"Çünkü öyle olması gerekti." dedim dudağımın yara olan kısmını dişlerime sıkıştırıp.Dikiz aynasından gözlerini gözlerime sabitledi.
"Beraber yaşama kararı verdiysek,birbirimize güvenmemiz gerekiyor.Belli başlı şeyleri bilmeliyim diye düşünüyorum."

Pes ettim.

"Babamın işleri ters gitti.Bir anda Amerika'ya gitmesi gerektiğini söylediğinde, annem ağlamaya başladı.Zaten her şey böyle başladı." Torpidoya dizlerimi dayayıp popomu koltukta biraz kaydırdım.

"Bir kız kardeşim var.Annemi oraya taşınmak için nasıl ikna etti bilmiyorum ama başarılı oldu.Babam çoktan oradaki herşeyi yoluna koymuştu bile, bize sadece gitmek düşüyordu."

"Ama sen buradasın?" dedi sorarmışçasına.

"Ben gitmek istemedim.Son bir sene kala böyle bir şeyin altına girmek,herkesin kaldırabileceği türden değil.Bir gün eve geldim ve bir baktım.."
Sinirlerimi kontrol etmeliydim.

".. Hepsi valizlerini toplamışlardı bile.Burada bir sene daha okuyup onların yanına gelmemi söyleyip çıkıp gittiler işte öylece." diye özetledim.

"Vay canına. Bunu aleyhine çevirebilirsin." dediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Parti verebilirsin." Sırıttı.

"Bu tür şeyler için hiç havamda değilim.Önceliklerim var."

Araba evin önüne geldiğinde dikkatlice park ederek konuşmayı sürdürdü.
"Dert etme, en fazla ne kadar kötü olabilir ki?"

Çok kötü olabilirdi.Ev alkolden alev alabilirdi, bazen de söndürmeyi unuttuğum sigaralardan. Arkadaşlarım koltuklara kusabilirdi ve gece yarısı hoşlandığım herif evin kapısına dayanıp sevgilisi için bağırıp çağırabilirdi.

Determined//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin