İşte, sonunda cesaretimi toplayıp yazdım.İyi okumalar aşklarım.Bu Bölüm Yorumu HAK EDİYOOORR🖤
İKİ HAFTA SONRA
Casey
"Gelmekten vazgeçmek üzereyim." diye sızlandım dolabıma bakınırken.
Uzun süre hastanede kaldığım için, giyecek bir şey ayarlayamamıştım. O sıralar kıyafeti dert edeceğimi bile aklımdan geçirmezdim.
Ölüm ile yaşam arasındaki boşlukta, yaşamak için çırpınışlarım gözüme geliyordu.Ara sıra kabuslarımdan ağlayarak uyanıyordum. Görüntüleri ve yaşadıklarımı zihnimden silmenin imkanı yoktu.
Bütün bu süre zarfı içersinde Dina ve Alec yanımda olmuştu.
Hastanede gözlerimi açtığımda ilk fısıldadığım isim farklı olsa da, onu yanımda görememiştim.
Harry, hastane ziyaretlerime uzun aralıklarla gelmişti. Solunum cihazı yüzünden boğazıma yer edinen öksürük bitmek bilmiyordu. Çoğu zaman tükürüklerime maruz bile kaldığı oluyordu.
Komidindeki sigara paketine uzandığım anda elime bir şaplak yedim.
"Sigaranın yasak olduğunu bilmene rağmen ne demeye hala içmeye çalışıyorsun?"Annem gibi günlerdir başımda yapacaklarım ve yapmayacaklarım listesini papağan gibi tekrar eden Dina, yine annemin yapması gereken ama yapmadığı anneliği yapıyordu.
"Bir tane, lütfen?"
Cıklayarak sigara paketini benden daha uzak bir yere götürdü.
"Baloya gelmene izin verdiğim için bile bana dua etmelisin."
Göz devirdim. "İyi olduğumu söylediğimi sanıyordum."
"Kusura bakma, seni orada bulduğum gün hâlâ aklımda."
Bu konuyu kapatmak istiyordum.
"Ee, ne giyeceğim ben?" Ayakta volta atmaya başladım. İki saat sonra yılsonu partisi başlıyordu ve benim hala ne giyeceğim diye dolabı karıştırıyordum.
Dina, odayı bir süreliğine terk ettiğinde aynada kendime bakma fırsatı bulmuştum. Solgun yüzümde lekeler birikmişti, bazen burnum tıkanıyor ve konuşmalarıma tiksindirici bir hava katıyordu. Nasıl toparlayacağımı bilemediğim saçlarım bir oraya bir buraya fırlamıştı ama icabına bakabilirdim.
"Casie bu kıyafeti daha önce nasıl görmedik?"
Elindeki gri, dörtgen desenli kıyafete baktım.
"O annemin gençliğinde giydiği bir elbise, Aman Tanrım nasıl buldun sen onu?"
Askıyı elimde çevirdim ve elbiseye dokundum. "Bunu hep giymek istemiştim, annemin en sevdiği elbisesiydi. Asla giymeme izin vermezdi."
Sırıttı. "Öyleyse annen burada olmadığına göre..."
"Giyebilirim." dedim hızla. Elbisenin anneme ait olmasının da payı üzerindeydi, ama çocukken bunu canım pahasına giyinmek istemem onu gözümde şahane bir elbise yapıyordu. Üstelik abartılacak bir detayı bile yoktu. Bunu en sevdiğim elbise olarak kayıtlara geçtim.
"Buna nasıl bir makyaj yapabiliriz?" Elbiseyi üzerimde tutarak seçenekleri gözden geçirdim.
"Smokey eyes deneyebiliriz, daha sonra nude bir ruj. Ruju koyu tutarsan göze batabilir çünkü elbise boğazlı."
Makyaj masama oturup milyarlar değerindeki malzemeleri gözler önüne serdim. Hazırlanmak için çok vaktimiz vardı.Dina bana ağır ağır makyaj yapmayı sürdürürken saçlarımı nasıl yapacağımı düşünüyordum.
