➰Five ➰

308 18 0
                                    


Casey

"Cidden suratının aldığı hali görmediniz mi?" dedi gülmekten sesi kısılan Dina. Alec, elindeki patlamış mısırların bir kaç tanesini ağzına attı ve çiğneyerek konuşmaya başladı. "Harry daha komikti, o sahneyi başa almayı isterdim."

"Alec, bize tam olarak ne yaptını anlat." dedim ciddileşerek.Yaklaşık iki saattir konuyla ilgili dalga geçiyorduk. Harry'e taş atmalarından hoşlanmıyordum.

Herşey planladığım gibi gitmişti.Amacım Harry ile yakalanmış görünümü vermekti, Kimberly'e ise aldatan kız görünümü.

"Herşey çok çabuk gelişti.Üstümü çıkararak onu havuzdan kurtarmak için atladım.Hala omuzlarını haraket ettiremiyor ve yüzemiyordu." bir yudum kola içerek anlatmaya devam etti. "Onu çıkardığımda kötü bir haldeydi. Çok fazla su yutmuştu ve nefes alamıyordu.Koç görmeden onu soyunma odasının olduğu koridora çektim. Suni teneffüs yaptığımda ağzındaki suyu üzerime çıkarttı, bu sahiden iğrençti." dedi burnunu kırıştırırken.

Yüzünü buruşturan Dina, "Acımasızsın,Casey." diye hayıflandı. Dişlerimi göstererek yalandan güldüm. "Daha sonra, sayıklamaya başladı. Kendinde olmadığını anlamıştım. Yemin ederim ben yapmadım. Harry'nin adını tekrarlıyordu ve ellerini başımda sabitledi. Tam ona Harry olmadığımı söyleyecektim ki beni öptü."

Gözlerim fal taşı gibi açılırken ciyakladım. " Yok artık, Alec!"

Üzerindeki kırıntıları elinin tersiyle silerken sırıttı. "Güzel deneyimdi. Sonra kızlar gördü, devamını biliyorsunuz işte."

"Acıtmış olmalı." dedi Dina şarabından bir yudum daha alarak. "Yaralarını kapatmaya hazırım." Ellerimi çenemin altına koyup hayallere dalmış kız taklidi yaparken ikisi de gülmeye başladı. "Aşırı saçmalıyoruz ve ben bok gibi sarhoşum.Şimdi ne yapacağız?"

Omuz silktim. "Ne gerekiyorsa onu."

Üzerine hırkayı geçirdikten sonra battaniyeyi iyice kendine çekti. "Casey,bu sefer fena çuvalladılar, kesin ayrılacaklar." dedi. Başımı iki yana salladım ve itiraz ettim."Hayır ayrılmayacaklar, hemen ayrılmalarını istemiyorum."

"Neden?" diye sordu Alec, ikimizin arasındaki diyaloğa karışırken. "Bu benim hayat felsefemle ilgili tatlım,daha sonra açıklarım." Göz kırparak öpücük attım.Bu hareketlerime aşırı kahkahalar atıyorlardı. Hepimiz cidden sarhoş olmuştuk.

"Benim artık çıkmam lazım, babam uyanmadan arabayı garaja koymalıyım." dedi Dina sessizliği bozarak. Ayağa kalktığında ben de ayaklandım. Dengede durmakta güçlük çekiyor, sanki bir denge tahtasının üzerinde yürüyormuş gibi kollarını iki yana açmıştı. Alec gülmemek için dudaklarını kemirmeye başlamıştı.

"Arabayı kullanabileceğinden emin misin?"

Gözlerinin biri sağa diğeri sola bakıyordu. "Tabi eminim, çünkü biliyorum ki arabaya zarar gelirse içinde ölmeyi beklemem gerekir.Henüz ölmek için çok gencim!" diye kahkahayı patlattığında, beyni var mı diye düşündüm. Açtığı konunun dışına çıkıyor, alakasız şeyler anlatıyordu. Böylesi daha sevimliydi. Günlük hayattaki Dina'ya tercih edebilirdim.

"Tamam öyleyse, kendine dikkat et."

Uyarıda bulunduktan sonra arkamı dönüp kapıya adımladığımda kolumdan tuttu ve sarıldı.Boşluğuma geldiği için öne sendelemiştim. "Sana kötü davrandığımı biliyorum, ama tam bir sürtüksün.Üzgünüm, sen benim en yakın arkadaşımsın ve seni çok seviyorum." O kadar hızlı konuşuyor ve kelimeleri ağzında yuvarlıyordu ki ,onu anlamam neredeyse imkansızdı.Buna rağmen üçüncü kez düşündüğümde cümleyi tamamlayabilmiştim kafamda. "Seni öpmek istiyorum Casey." diyip yanağımı köpek gibi yalamaya başladığında onu ittirdim "Siktir git şuradan." diye ciyakladım. "Sürtüksün. S-ü-r-t-ü-k"

Determined//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin