10

474 40 25
                                    


Evden çıkmayalı bir hafta olmuştu. Elime geçen son nottan sonra ne yapacağımı bilemeden yirmi dakika o bankta oturmuştum. Sonra ise notu gönderenin Rick'i tehdit eden kişiyle aynı kişi olabileceği fikrini aklımdan çıkaramamıştım. Soluğu karakolda alıp çiçekleri ve gelen notları vermiştim. Amacım Luke'un babasına anlatmaktı ama şehir dışında olduğunu söylemişlerdi. Zaten ellerinde pek bir şey de çıkmamıştı.

 Çiçekleri getiren kuryeye ulaşmaya çalışmışlardı ama öyle bir çalışan olmadığını anlamak uzun sürmemişti. Küçük çocuğun bana verdiği notun üzerinde ise benimkiler dışında parmak izine rastlamamışlardı. Tabi bir de oldukça küçük bir çift iz vardı ama onun nerden geldiği zaten belliydi. 

Ve ben gittikçe paniğe kapılmıştım. Cuma sabahı Michael Ryan'ı bırakmak için geldiğinde birine nihayet her şeyi anlatmıştım. Kimsenin korkup benim için endişelenmesini istemiyordum. Ama artık birine söylemem gerekiyordu. Michael ona daha önce neden anlatmadığım için kızıp azarladıktan sonra haftasonu planlarını iptal edebileceklerini söyledi. Elbette böyle bir şey yapmalarına izin vermezdim. Ryan'la vakit geçirmenin bana iyi geleceğine ikna olduktan sonra bile yeşil gözlerindeki şüphe kırıntılarını görebiliyordum. Onu ancak haftasonu annemin uğrayacağını da söyleyerek göndermiştim. 

Ve gelmişti de. Yanında bir araba azarla beraber. Bunca zamandır aldatıldığımı anlayamacak kadar saf olduğumla ilgili uzun bir konuşmadan sonra nasıl bu kadar saf bir kız yetiştirdiğine dair bir saat de kendi kendine söylenmişti.

Teselli vermekte üstüne yoktu cidden.

Üstelik o domuzun arkasından böyle dağılmış olmama da oldukça sinirlenmişti. Rick'e ettiği hakaretler benim azarlarımı gölgede bırakmaya başlayınca Ryan'ın daha fazla küfür öğrenmesini engellemek adına onu susturmak zorunda kalmıştım. Beni bu hale getiren gerçek sebebi ona söylememiştim. Çünkü  her ne kadar kızsa da benim için endişelendiğini biliyordum. Sadece bu kadar zayıf olmama dayanamıyordu.

Annem eski bir polisti. Ve bizi de tam olarak operasyon disiplininde büyütmüştü. Kurallara uyardınız, emirleri uygulardınız ve asla duygularınıza yenik düşmezdiniz. Babamın ölümünden sonra bize daha iyi bakabilmek için rozetinden vazgeçmişti. Her zaman şikayet ettiği masa başı bir muhasebe işine girmişti. Yine de bazı haftasonları bizi eski bir çiftliğe götürür, bir silahın nasıl tutulacağını nasıl kullanılacağını anlatırdı. Sonra da denememizi isterdi. Dave her oğlan çocuğu gibi hevesle sırasının gelmesini beklerken ben bu seanslardan hep nefret etmiştim. 

Ama her şeye rağmen mükemmel bir öğrenciydim. 

Annem Dave'i bir polis yapabilmişti ama onu öyle tutamamıştı. Bir yıl kadar önce işe uçmuş bir kafayla gidince süresiz uzaklaştırılmıştı. Tüm bu berbat hallerine rağmen hala annemin favori çocuğu oydu. Çünkü ben üniversite için evden ayrıldıktan sonra dönmeyi reddetmiştim. Yine de annemin içten içe kendi ayaklarım üzerinde durabilmeme sevindiğini biliyordum. Sonuçta böyle bir kadın olmam için uzun yıllar uğraşmıştı.

Babam ise ben henüz ilkokuldayken bir cinayetten dolayı hapse girmişti. Ve çok geçmeden girdiği hücrede hayatını kaybetmişti. Tabi o zamanlar sadece bizi bırakıp gittiğini sanıyordum. Büyümek gerçeklerle yüzleşmenin berbat bir tanımıydı. Annem, babamın kimi, neden öldürdüğünü bize hiçbir zaman anlatmamıştı. Pek de bir önemi yoktu zaten. Onu bir katil olarak hatırlamaktansa benimle arka bahçede koşuşturan adam olarak hatırlamak daha iyi geliyordu. 

Aramızda sessiz bir anlaşma var gibi üçümüz de babam hakkında konuşmazdık. Yine de kanepede oturmuş annemin beni azarlamasını dinlerken babam yanında olsaydı nasıl bir kadın olabileceğini düşünüyordum. Hatta annem çıkıp gittikten sonra bile tüm gece bunu düşünmüştüm.

 Valentine. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin